Paylaş
Gürsel Tekin Trakya'da tek başına kampanya başlattı
Genel bütçenin yarısının İstanbul ve Ankara gibi 10 kente gittiğini, diğer yarısının da 3 bin kadar belediye arasında paylaşıldığını belirtten Tekin “Belediye Yasası’nı kendilerine göre yaptılar. Bu yasa Melih Gökçek ve Aytaç Durak’ın eseridir ama Durak’a da yar olmadı. Başbakan’a ne kadar yağ çekse de Gökçek’e de yar olmayacaktır” dedi.
Münih Belediye Başkanı’na bir gün “Kentinizi coğrafi olarak tanımlar mısınız?” diye sormuştuk. O da “Üçte biri konut, üçte biri orman, üçte biri de havaalanı” demişti. Bu soruya Tekirdağ ve Çorlu belediye başkanları yerine Gürsel Tekin yanıtladı: “Bir veri tabanı yok ki, değil Çorlu ve Tekirdağ, İstanbul Belediyesi bile açıklayamaz” dedi. Aynı konuda, Valiliğin, Büyükşehir’in ve ilçenin ayrı ayrı veriler verdiğine dikkat çekerken, Dr. Adem Dalgıç, “Bir toprak döküm yeri belirlemek için 17 makamdan izin almak gerekiyor. Bürokratik engelleri artık siz düşünün...” diyordu. Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, ‘Trakya’nın başkenti’ saydığı Çorlu’da 14 km uzunluğunda Ecevit adını verdikleri bir bulvar projelendirdiklerini, DMO’dan 52 adet iş makinesi ve araç; midibüs-minibüs olarak da 50 toplu taşıma aracı aldıklarını belirterek “Herkes taşımacılığı özelleştirirken biz devletleştiriyoruz” dedi. Baysan, Tekin’e yarışma sonuncunda birinci olan Samsun OMÜ öğretim üyesi Tezcan Bahar’ın yaptığı yeni logonun işlendiği flamayı verdi.
Gürsel Tekin aslında referandumla ilk kampanyasını açmak için Tekirdağ’a gelmişti... İl Başkanı Albayrak’ın haber vermesi üzerine CHP üyesi Niyazi Yavuz’un Orta Cami’deki cenaze törenine katıldı. ‘Trakya illeri ile Şırnak ve Hakkâri’ sorumlusu olan Gürsel Tekin’le birlikte Trakya’ya gelmesi gereken milletvekilleri Gökhan Durgun, İsa Gök, Engin Altay ve PM üyesi Mustafa Kurban’ı gözler aradı. Yoksa referandumu ciddiye mi almıyorlar? İl binasında düzenlediği basın toplantısını eski Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu da izledi... Tekin, iktidara yüklenirken, Deniz Feneri’nden, Başbakan’ın Ofer’la gizli buluşmasına, Tekel’in satışından TRT’nin yanlı yayınlarına kadar ağır eleştirilerde bulundu. “Hani YÖK’ten şikâyetçiydiler?”, “Başbakan neler söylüyor; 12 Eylül’de karakola bile düşmedi. Bir eylemi olmuş mudur; şimdi de 12 Eylül karşıtı olmuş, gülüyoruz tabii..”, “Meclis’teki Anayasa görüşmelerinde CHP’nin görüşünün alınmadı, Baykal 23 maddeyi getirin geçirelim dedi ama dinlemediler. Helale haram kattılar, içine üç madde soktular, Bu üç maddeye Türkiye’nin ihtiyacı var mıydı?”, “Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın kimyasını bozdu. Başbakan’ın dinar ile dirhem arasındaki ilişkilerini sorgulayacağız. Başbakan hesap verecektir.”
Bir kadın “İktidarın oyununu görüyor musunuz?” diyerek bize çıkıştı: “Şimdi de türbanlı kadınlardan sonra çalışan kadınları avlamak istiyorlar... Kadınlara 4 yıl emeklik hakkı sağlanacakmış. Sattılar savurdular. SGK’yı, Süleyman Demirel gibi batırmak istiyorlar galiba... Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı asıl bununla vurabilir” diyordu.
İktidar, hâkim, savcı yargı çalışanlarına keşif yolluklarını bayramdan önce veriyor; KEY ödemelerini yapıyor, bankalardan ‘promosyon’ ikramiyelerini veriyor... Amaç, 12 Eylül reformuna ‘bayram hediyeleri’ bunlar.. Kesenin ağzını açtı, daha sürprizler yapabilir.
EMNİYET MÜDÜRÜ
Tekirdağ Emniyet Müdürü Necdet Çelikbilek’in bazı tutum ve davranışları üzüntü kaynağı oluyor. Çok şikâyet dinledik. Polisevi’nde iki Trabzonlunun dövülmesi, 112 Acil ambulansının olay yerine geç geldiğini iddia ederek yetkili hemşire ve doktorlara “Allah belanızı versin” demesinin ardından yönetimin, durumu ‘idare’ ettiğini anlattılar. Neyin ne olduğunu biliyor da, hareket edemiyor. Ama çok kişinin başı ağrıyacak bu konuda.
(Bu arada Kızılay Çorlu Şubesi’nin yaptıracağı Hüsrev Aktaş Kızılay İş Merkezi inşaatına ‘Bir tuğla da sen koy’ kampanyası destek bekliyor. Tekin Küçükali ve Ünal Baysan’a buradan haber verelim.)
Örnek karar ama
KEŞAN’ın Erikli sahili ile ilgili 30 yıllık mahkeme kararı sonuçlandı. Kadastro Mahkemesi, geçmişte belediye tarafından verilen tapuların iptaline karar verdi. Karar, kıyı kenar çizgisinde kalan 5 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor.
Bu durumda Saroz Körfezi’nde bulunan Erikli’de, bu kararla yazlıkların % 40’ına yakın kısmı ile iki otel ve PTT binası karardan etkileniyor.
Yerel gazetelerde karar Erikli sahiline bomba gibi düştü. Önder Gazetesi “Erikli sahili tarihe mi karışıyor?” başlığını kullandı.
Keşan Kadastro Mahkemesi’nin kararında “Dava konusu yerlerin, 3402 sayılı K. Kanunu 16/c maddesi gereğince devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, tescil dışı ve yasal kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan yerlerden olduğunun tespitine... Bu nedenle dava konusu yerlere ait tüm tapu kayıtlarının kadastro tespitlerinin iptali ile dava konusu yerlerin 3402 sayılı yasanın 16/c maddesi gereğince tescil ve sınırlama dışı bırakılmasına...”
İlgili yasaya göre, kıyı kenar çizgisinde kalan yerler, tapuya tescil edilemiyor. Çünkü kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğundan satışa konu olamıyor.
Haber yazlıkçılar arasında endişe yaratırken büyük çoğunluk “Yıkamazlar... Karşı davalar temyizde, bir 30 yıl daha sürer” değerlendirmesini yapıyorlar. Keşan Belediye Başkanı Dr. Mehmet Özcan, kimsenin huzursuz olmamasını isteyerek “Burada bakanlık onaylı planlar ve son Mera Kanunu’ndaki değişiklikler bizi haklı konuma getiriyor. Yine uzun hukuki bir sürece giriyoruz. Merak etmesinler daha 4-5 başkan eskitir” diye konuşuyor.
Mumcu’nun dostları
BU arada KBB uzmanı Burhan Terzioğlu ile karşılaştık. Uğur Mumcu’nun yazılarındaki “Uğur cancağızım” diyerek ekledi: “Biz Bahçelievler Karakol Durağı’nda, Önder Pekcan, Emin Çölaşan, Aydın Güven Gürkan ve ben yakın arkadaştık.”
Bu arada gazeteci Erdal Özcan, “Çorlu’nun 1940’lardaki planlarını Uğur Mumcu’nun harita mühendisi memuru olan babası, asteğmenliğinde yapmış” deyince Dr. Terzioğlu “Doğrudur” dedi.
GÜNÜN SÖZÜ
“Yayılmacı emperyal düşünce yüzyıllardır bu hedefi gerçekleştirmek için yoğun çaba içindedir. Hepimizin bildiği gibi, onların bu insanlık dışı alçakça saldırılarını boşa çıkarmayı başaran Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk geleceği görerek bu hayâsız akınların devam edebileceğine işaret etmiş ve bu maksatla da Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Türk ulusunu koruma görevini Türk Silahlı Kuvvetleri’ne vermiştir. Bu görev O’nun bize vasiyetidir.
(Yeni 2. Ordu Komutanı Orgeneral Servet Yörük)
Paylaş