Devlete güven nerede kaldı

“23 Haziran tarihli köşenizde yer alan ‘Bir kentsel dönüşüm fiyaskosu’ başlıklı yazıda yer alanlar tümüyle doğrudur.

Haberin Devamı

Ancak bazı eksikleri var onları ilave etmek istiyorum. Bir kere yapılan sözleşmeler alelade ve matbu hazırlanmıştır. Örneğin binaların kaç katlı olacağı, hangi katların hak sahiplerine verileceği, kura yöntemi gibi hususlara yer verilmemiştir. Bir hak sahibinin bu sözleşmeyi imzalamak gibi bir hakkı zaten yoktu. İmzalamadığı taktirde, 5.000 kişinin dahil edildiği havuz tabir edilen parsellerin içerisine dahil ederek haklarının elinden tamamen alınması, içinden asla çıkamayacağı bir ortama sürüklenmesi sonucu doğacaktı.
İşin içinde TOKİ olunca Büyükşehir Belediyesi’ne ve yetkililerine güven duymayan insanlar ve hak sahiplerinin güveni biraz arttı. Üstelik Havalimanı’ndan gelirken adı Protokol Yolu olarak nitelenen bu proje ile Sayın Başbakanımızın da yakından ilgilendiğini görünce herkesin güveni geldi ve sözleşmeler okunmadan, avukatlara danışmadan imzalandı.
Projenin başlangıcında ve sözleşme aşamasında bodrum katların ve çatı katların kuraya dahil edilmeyeceği söylendi.
Toplu konut projelerinde kural koyan durumdaki TOKİ’ye güven nedeni ile ve Devletimizin en yetkililerinin verdiği sözlere güvenerek sözleşmeler imzalandı.
Gel gör ki 8 yıl süren projede sıra kura çekimine gelince, hiç kimseyi tatmin etmeyen bir liste yayınlandı. Bir de baktık ki ikinci bodrum katlar, çatı katlar sözde kuraya dahil edilmiş ve birçok hak sahibine buraların çıktığı ilan edildi.
Aynı binanın en güzel manzaralı katlarından 4-5 daire çıkan insanlara sorulunca da onların sözleşmesi ayrı, şunlar kuraya dahil değil, bunlar başka türlü, sadece siz bodrum katlara, ikinci bodrum katlara, çatılara razı olmak zorundasınız denildi.
Üstelik TOKİ’nin mevzuatında yer alan ‘şerefiye’ uygulaması da göz ardı edilerek bu işlem yapıldı.
Hem TOKİ, hem belediye ortak kurdukları şirketten haberleri yokmuş gibi işin reklamında, duvarlara 10-15 metre boyutlarındaki reklam yazılarında varlar, ama başka zaman yokmuş gibi savunma yapmaktalar.
Hak sahiplerine konutları teslim edersin, onlar kura çekimini de, site yönetiminin belirlenmesini de kendileri yaparlar. Referandum yaparak çok daha önemli seçimlere imza atan bu insanlar, Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan site yönetimlerini mi oluşturamayacaklar.
Kendi hatasının bedelini hak sahiplerine ödetmek istemektedir. Bu uygulamada sadece geç kalınmamıştır, en temel vatandaşlık hakkı ‘Devlete Güven’ ilkesini temin etmekten sorumlu olan idarelere, hak ve kukuka uygun uygulamalar yapmak ‘hakkaniyetli davranmak’ zorunluluğunu ve sorumluluğunu getirmektedir.”
O. M.

Haberin Devamı

Ankaranın Hal’leri

Haberin Devamı

Başbakan “AK Partili belediyeler temizlikte örnektir” demişti. Ulus Hali’ni bir görün. Çarşı içindeki mazgallar ağzına kadar pislik dolmuş dışarıya taşıyor, görüntü ve ses kirliliği de cabası. Ulus Hali Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda.
Suluhan’ın yanındaki İbadullah Camiisi’nin giriş kapısına kadar tezgah açılmış, camiden çıkan cemaatin nerdeyse geçebileceği yer yok.
M.Fatih PARLAKTAŞ

Oy oranı yüksek olsaydı Büyükşehir hemen atlardı

Yaşamkent girişinde 2008 yılında yapılan Çınar Parkı’nın aydınlatmalarının tamamına yakını sökülmüştür. Daha önce ışıl ışıl olan parkın aydınlatması sadece birkaç tane kalan lamba ile sağlanmaktadır. Belediyeye yaptığımız şikayet sonunda gelen yanıt bizleri çok aydınlattı doğrusu!
Aydınlatma lambalarının arızaya yol actığı ve tasarruf amacıyla söküldüğünü söylediler.(Yorumsuz)
Sizin aracılığınızla yetkililerden aydınlatma lambalarının tekrar yerlerine konulmasını istiyoruz.
Ayrıca... Konutkent ile Yaşamkent’i bağlayan oldukça yoğun trafiği olan tüm Ego otobüs, minibüs ve özel araçların kullandıkları yaklaşık birkaç km’lik yolun durumu inanılmaz derecede kötü durumdadır. Yenimahalle Belediyesi’nin birkaç yama çalışması dışında hiçbir çalışma yapılmamaktadır. Büyükşehir yetki alanında olduğu halde bu durumu görmezden gelmektedir. Aslında olmsı gereken bu yolun asfaltının tamamen yenilenmesi gerekir.
Merak ediyorum eğer bu yol Büyükşehi’rin oy oranının yüksek olduğu bir bölgede olsaydı ne olurdu?
Herhalde bu kadar yoğun kullanılan bir yol gidiş geliş dört şeritli otoban olurdu, diye düşünüyorum.
Yılmaz METİN

Yazarın Tüm Yazıları