Paylaş
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, bölgenin insanı; Akyazılı... Yörenin türlü sorununu yakından biliyor. Bakanlar Kurulu tarafından görevlendirilerek, çöken ekonominin nasıl ayağa kaldırılacağı sorunu üzerinde bir haftadır deprem bölgesinde çalışıyor.
Başta valiler olmak üzere yüzlerce kişinin sorunlarını dinliyor.
Tantan, Sakarya, Kocaeli ve Yalova'da birer gün arayla yapılan ve aralıksız en az 8'er saat süren toplantılardan ortaya çıkan acı gerçekleri not ediyor, depremzedelerin ‘resmini’ çiziyor.
Oda başkanından sanayiciye, minibüsçüden baro başkanına kadar herkes sorunları ve önerilerini ortaya koyarken, ‘‘Devlet bölgeye kucak açmadı, tek kuruş göndermedi...’’ diye kanıyorlar.
Depremden 50 gün sonra, yaşanan felaketin izleri hiç eksilmemiş yüzlerden...
Ortaya çıkan temel gerçek şu:
‘‘Dert çok ama anlayan yok. Bir plansızlık ve programsızlık hákim. Hükümetin depremle ilgili stratejisi hálá bilinmiyor.''
Bir konuşmacı acı bir tespitini dile getiriyor:
‘‘İlgililer bilgisiz, bilgililer ilgisiz...’’
Depremzedeler, hükümetten çok şey istiyor, çok şey bekliyor.
Adapazarılılar, ‘‘Özel kalkınma modeli’’, İzmitliler ise ‘‘Bölgesel Ekonomik ve Sosyal Konsey’’ kurulmasını istiyorlar. Vergi borçlarının dondurulmasını, ekonomik teşvikler, SSK primlerinin hazinece karşılanmasını, Gelir ve Kurumlar Vergisi'nin belli bir süre alınmamasını ve bunlara benzer bir dizi talepte bulunuyorlar.
Tantan özetle şöyle diyor:
‘‘Bunları biliyorum. Ekonominin nasıl ayağa kaldırılacağı konusunda yapacağım tespitleri Bakanlar Kurulu'ndaki arkadaşlarıma sunacağım. Devletin arkanızda olduğunu biliniz.’’
Bu arada bir konunun altını özellikle çiziyor:
‘‘Parlamento geçmişte ve bugün çok ciddi, esaslı yasalar çıkarmış. Ancak uygulamada menfaatler öne çıkmış, yolsuzluk, hırsızlık yapılmış, millet geri atılmıştır. Biz bunlarla mücadele etmek için buradayız.’’
SORUNLAR YUMAĞI
² 25 BİN DAVA Kocaeli Barosu Başkanı: Bölge acilen 'afet bölgesi' ilan edilmelidir. Perişan durumdaki serbest meslek mensuplarının vergileri ertelenmekten öte dondurulmalıdır. Depremin etkileriyle ilgili olarak yaklaşık 25 bin tazminat davası açılacağından, bu davalar harçtan muaf tutulmalıdır. Avukatlar davaları ücretsiz göğüsleyebilir; bu nedenle avukatların da vergileri kalkmalı ya da devletten destek sağlanmalıdır.
MAKİNE Mühendisleri Odası: Devlet, meslek odalarını dışarda tutuyor, seçilmişleri dışlıyor.
TANTAN: Böyle bir şey yok. Belirli fikirler masaya yatırılacak. Sorunların çözümü için fikir üreten, görüş belirten oda temsilcileri valilerle ortak çalışacaklar. Bilim heyetleri kurulacak, illerinin sorunları için ortak karar verecekler.
BELEDİYELER DEVRE DIŞI
İnşaat Mühendisleri Odası: Hükümet, yerel yönetimlere inisiyatif tanımaktan kaçıyor?
TANTAN: Yerel yönetimlere disiplin getireceğiz. Ben de belediye başkanlığı yaptım, belediyelerin nasıl çöktüğünü, sıkıntıları biliyorum. Ekonomik ve lojistik destek konusunda hükümet yardıma kararlıdır. Payları artırılacaktır, üzerinde çalışılıyor. Bu arada yeni Yerel Yönetimler Yasası'na son şekli verildi. Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu'na sevk edilecek.
YARDIM GELDİ, REZİL OLDUK
ATİLA USANMAZ (Yüzde 100 yabancı sermayeli, içecekler için kutu üreten bir fabrikanın müdürü): Hükümet depremde sınıfta kaldı. 50 gün sonra ancak kendine geliyor. Firmamızın Dünya Genel Müdür Yardımcısı, çalışanlarımız için Avrupa'dan 350 çadır ve giyim eşyaları gönderdi, gümrükten çekemedim. Ben de kusura bakmasınlar, 'Kemal Demir'e vermemek için' bunları ithal etmek zorunda kaldım. 3 milyon dolar yardım gönderecekler, bu para yine Kızılay'a gidecek, vergi kesilecek. Fabrikamızın güvenlik duvarı yıkıldı, enkazı kaldırdık, yeniden yapmak için imar izni verilmiyor. Durumumuzu görmek amacıyla ayın 19'da Avrupa müdürü gelecek. Çok uluslu bir şirket olarak gülünç duruma düşeceğiz. Adam bana ‘‘Ben işçiler için bu yardımları yaptım, sen ne yaptın?’’diye sorduğunda ben ne diyeceğim? Biliyorum ki iyi gözle bakmayacaklar. Hükümet olağanüstü hal ilan etmekten çekiniyorsa, hızla olağanüstü işler yapmalıdır. Hayallerimizi yıkmayalım, bunları yıkarsak Türkiye yıkılır.
TANTAN: Kızılay'ı masaya yatırdık. Yeni bir yapılanma içine girecek, hareketlendirilecektir. Bu ilk sivil toplum örgütüdür, öz varlığımızdır. Asli görevini yapacaktır. Millet sahip çıkacaktır. Devlet yok olursa millet de yok olur. Bunları bilelim. Toplum menfaati bireysel menfaatin, bilim de gericiliğin önüne geçecektir. (...) Deprem felaketinin yaralarının sarılması için bugüne kadar KHK yoluyla 5 yasa çıkmıştır. Sorunların giderilmesi için daha da çıkacaktır.
ZİRAAT Odası Başkanı: Çiftçi borçlarının tamamı ertelenmelidir. Tarım arazilerine yine göz dikildi, prefabrik konut yapılmak üzere... Bayındırlık Bakanlığı müteahhidi, sahibine haber vermeden yağma ediyor.
DÜRÜST VE
SEVECEN İDARE
TABİPLER Odası Başkanı: 67 sağlık personelini kaybettik. Buna rağmen bizler, acılarımızı yaşayamadan hizmet için çalışıyoruz. Bölgede koordinasyon yok. Bugün bir deprem olsa nasıl haraket edeceğimizi hálá bilmiyoruz. Ne mi istiyoruz? Sadece kızmayan, içtenlikli, hoşgörülü, sevecen, dürüst idare istiyoruz. Hani sağlık personeline bir maaş ikramiye verilecekti, verilen sözler çabucak unutuldu. İşçi sağlığı hizmetleri müfettişlerce denetlenmelidir. Okullarda acilen yeni bir beslenme programı uygulanmalıdır; depremzede çocukların çantalarına her gün mutlaka süt, meyve ve poğaça konulmalıdır.
BİR sanayici: Altı saat enkaz altında kaldım. Çalışmayı hiç düşünmüyordum. Ancak, 150 çalışanımın gayreti ile ayakta kalmaya karar verdim. Almanya'daki müşterim uzun vadeli kredi açarak makine gönderdi. Japonya'daki bayiim, gelip 10 bin dolar yardım yapıp, 'Arkandayız' dedi. Ama devletten hiçbir şefkat görmedim.
MİNİBÜSÇÜLER Odası Başkanı: Günlerce bedava yolcu taşıdık. Artık gücümüz kalmadı. Belediye bedava yolcu taşımaktan vazgeçmelidir. Yoksa biz de batıyoruz.
BİR beyaz eşya satıcısı (ağlayarak): Gölcük'te bütün işyerlerim yerle bir oldu. 22 personel çalıştırıyordum, 53 gündür bir tek mal satamadım. Hükümet, insanların barınma konusu kadar geçici prefabrik işyerlerinin yapımını da acilen gerçekleştirmelidir.
BANKALAR BATIRIYOR
BİR plastik üreticisi: Benim gibi birçok arkadaşımın tesisi çöktü, hiçbir şeyimiz kalmadı. Enkaz altında kalan 200 milyarlık demirim paslanıyor. Bir tek kimliğim kaldı. Bana kredi verir misiniz?
TANTAN: Halk Bankası Genel Müdürü, bu konular üzerinde çalışıyor. Bölgeye gönderilen 25 trilyonluk düşük faizli kredinin 100 trilyona çıkartılması için hükümete öneri götüreceğim.
Bu arada kamu bankaları kredileri ertelerken, özel bankaların bölgedeki esnaf ve tüccarın üzerine gittiği konusunda çok sayıda şikáyet ortaya atıldı. Çeklerin arkasına yazan ya da senedi protesto olan esnaf bir daha ticaret yapamama tehlikesiyle karşı karşıya kalırken, ‘‘Birçok banka kara gün dostu olmadığını gösterdi’’ dedi.
Toskay'ın anketi
DEVLET Bakanı Prof. Tunca Toskay, prefabrik konut yapımından önce DİE'nin depremzede 50 bin hane reisi ile yüz yüze yaptığı görüşmede yüzde 40'ının prefabrik konutu tercih ettiklerini, bunun üzerine bu ihaleyi yaptıklarını açıkladı. ‘‘Biz bu tercihe saygılı olduk. Artık tartışma söz konusu olamaz’’ dedi. Bir sivil toplum örgütü başkanı, Toskay'ın arkasından şöyle sordu: ‘‘50 bin haneye ulaşılan anketten kimin haberi oldu acaba?’’ (Salondakiler, 'Hayır' dediler.)
Paylaş