Daha kime şikayet etmeliyim

Sesimi duyurmak için başka yolum yok.
Beytepe Mahallesi, 7 yıl önce köy statüsünden mahalle statüsüne geçen Çankaya Belediyesi sınırlarında kalan bir yerleşim merkezidir. Başta ODTU, Hacettepe, Bilkent Üniversiteleri ve Beytepe Jandarma Eğitim Komutanlığı ile sınır olan Beytepe Mahallesi, Ankara’nın içinde köy hayatı yaşamaktadır; Çankaya ve Büyükşehir Belediyesi arasındaki çekişme nedeniyle...
Yılan hikayesine dönen ve şu an yarım kalmış bir şekildeki yol ile yeterli yolcu olmasına rağmen EGO otobüslerinin yetersizliği başta olmak üzere çok ciddi sorunlar bulunmaktadır.
Beytepe Mahallesini, Çayyolu-İnecek Bulvcrı’na bağlayan yolun yer yer zemin dolguları yapılmış ve eksikleriyle yarım bırakılmıştır. Çayyolu-İncek Bulvarı kavşağı ile Kalemci Camii arasındaki 1500 metrelik yol bazı yerlerde toprak dolgusu yapılmış, bazı yerlerde ise yol ASKİ boruları döşenmek üzere kazılmış... Ama yapılması gereken boru döşeme işlemleri nedense 6 aydır tamamlanmamıştır. Keşke inşaata başlanmasıydı da çamur içinde kalsaydık!..
Büyükşehir, yetki sınırlarında kalan yolun keşke yapımına başlamasaydı...
Yol ve EGO seferleri için yazmadığım yer kalmadı; Cumhurbaşkanlığı, Büyükşehir ve Çankaya Belediyeleri, Ankara Valiliği ve Ankara milletvekilleri..
Daha kime yazayım?..
Durum bu. Çözüm ne bilmiyorum!
Küfür mü edeyim, beddua mı?
O da bana yakışmaz!
Kimi kimi havale edeyim?
Vecdi UZUN

Allah yalanı sevmez

Sayın Birlik Mahallesi Muhtarı’na...
1979 doğumluyum, inşaat mühendisiyim. Hiç bir siyasi partiye üye değilim. Bu yaşıma kadar yalan söylemedim, Söylemeye de niyetim yok.
Cevabınızda beni itham edemezsiniz.
“Bunlara prim vermeyiniz” ne demek, hem açık açık milleti kazıkla, hem de milleti suçla, helal olsun sayın 12.000 oy almış muhtarım, insanları yanlış yönlendirmeye devam et!
Bu belgeyi sizin oradaki görevlinin kendisi sanki vermemiş gibi bir de beni suçluyorsunuz. Sizin mührünüz varsa, yüce yaradanın da mührü vardır.
Ey inançlı olduğunu söyleyen muhtarım. Yüreğin varsa bu belgeyi ben verdim, ben yanlış yönlendirdim der ve yalan söylemezsiniz.
Vatandaşımız uyanık olsun.
Hüseyin ALUÇ

Kültür-kitap etkinlikleri Büyükşehir’in işi olmalı

BİR eleştirim var.
ATO salonlarında bir hafta kadar önce kitap fuarı vardı.
Ankaralıların ilgi göstermediğini belirterek yakınmışsınız.
İsterseniz benim nedenlerimi yazayım; siz karar verin.
ATO salonlarına yakın bir yerde çalışıyorum. Sekiz gün boyunca, yakın oturduğum için öğle tatillerinde uğramak istedim. Ancak kapıda 5 TL ödemek gerekiyordu.
Gidemedim tabii ki..
Bazı fuarların paralı olması anlaşılabilir. Kuru kalabalık diye tabir edilen alışveriş yapmayan, sadece bakmaya gelen insanların uzak tutulması amaçlanabilir. Ancak bu kitap için geçerli olabilir mi?
Tam tersi kitap kuru kalabalığın göz önüne getirilmeli ki insanlar ilgi gösterebilecekleri bir şeyler bulsunlar.
Hiç okumayanlar da kitap okusunlar.
Kapıda ücret uygulaması “ama bu salonun kirası şu kadar...”; “stand kiraları bu kadar” gibi gerekçelerle ortaya konuluyorsa, bu konuda ATO salonu ücretsiz tahsis etmeye ikna edilmeli ya da ücretsiz bir mekan bulunmalıydı.
İlahi, siz orada kitap hediye etmiyorsunuz, satıyorsunuz. Zafer Pasajına giriş mesela 10 kuruş olsaydı, kaç kişi gezerdi o pasajı acaba?
Ben bu nedenle kitap fuarını boykot ettim ve bundan sonra da ücretli kitap fuarlarını boykot edeceğim. Ankaralılara da benim gibi yapmalarını tavsiye ederim.
(Melih Gökçek Bey, Ankaralıların kültürel gereksinimleri için ATO’nun salonunu niye kiralamaz;
R. Ruhi NEŞELİ

Temiz hava

ÇEVREYİ kirletenler, doğamızı

 mahvedenler de insan haklarına aykırı davranıyorlar bence. İnsan hakları deyince sadece söz ve düşünce özgürlüğü, demokrasi aklımıza gelmesin.
Hepimizin temiz hava almaya, mavi gökyüzü altında, yeşillikler arasında yaşamaya hakkı var.
Erhan TIĞLI