MELİH Gökçek TGRT’deki sözlerinin çok eleştirilecek yanı var. Ankaralılar bunu yapıyorlar.
Neyse... Başkanın yeni bir sözüne dikkat çekmek istiyorum.
"Belediye Başkanlığına geldiğim ilk yıl, öncelikli işim ’Çubuk 1’ kapatmak oldu, insan sağlığına zararlı idi. Şimdi o barajı temizlemek istiyoruz. Şu anda tankerler suyu oradan alıyor, yeşil alan sulamasında bu suları ve kuyu sularını kullanıyoruz" diyor.
Ben de soruyoürum:
- Yeşil alanlardan çevreye mikrop taşınmıyor mu?
- Aynı tankerler evlere, restoranlara, hizmet sektöründeki bir çok yere para karşılığı bu suyu taşımıyor mu?
- İnsanın başına gelecekleri görmesi, bunun sebeplerini araştırması ve incelemesi, ve vatandaş sorumluluğu ile hareket ederek yanlışlıkların takipçisi olması için Melih Gökçek’in tabiriyle ’kuyruk acısı’ mı olması gerekiyor? (Bu ’kuyruk acısı’, ’insanlığa sığmaz’ vs gibi lafların hepsi bire bir Melih Gökçek’e aittir. Zira bütün programı dikkatle izleyip, tek tek not aldım).
Şimdi, kendimi en onuru kırılmış şekilde hissettiğim anlardan birine geldik... Kızılırmak suyu için de diyor ki "Ben içmedim ama, yumurta çürüğü gibi kokuyor diyorlar." Yani ’ne kokarsa koksun içeceksiniz’ mi demek istiyor? Ben bu ’heeytt’ hallerini birisinden daha hatırlıyorum... Kendisinin böyle tarif ettiği, "yumurta çürüğü gibi kokuyormuş" dediği suyu getirecek Ankara’ya, şikayetler başlayınca da son TV programında yaptığı gibi; "belgeleri ile cevap vereceğim" diye söze başlayıp "İşte 9 Ağustos 2007 tarihinde TGRT’de yayınlanan ’Ankara’nın Gündemi’ programı’nın bant kaydı. Biz o gün bu suyun koktuğunu söylemişiz. Ben belgesiz konuşmam" diyecek.
PET ŞİŞELERİ VE SİFON AYARI
Ve Başkan’ın en komik hali... Her fırsatta TV kanallarında ve gazetelerde evinin tuvaletini ve rezervuara yerleştirdiği pet şişeleri gösterip, vatandaşa su tasarrufu ile ilgili tavsiyede bulunuyor. CNN Türk’te canlı yayında yine anlatıyordu; 6 küçük pet şişeyi rezervuarına nasıl yerleştirip de, sifona her basışında ne kadar tasarruf sağladığını... Çok ama çok merak ediyorum, sizin o yapmak için can attığınız barajları yapan mühendislerinizin arasında hiç biri de mi sizi, bütün sifonların suyunun ayarlanabilir olduğuna dair ikaz etmedi? Yoksa bu bilgiye haiz bir tek teknik adamınız bile yok mu? Sifonun alacağı suyu ayarlarsınız olur biter, tüm sifonlar için de geçerlidir... Vatandaşa daha somut tasarruf yöntemleri açıklayın, Türk halkının büyük bölümünün hala alaturka tuvalet kullandığı gerçeğini unutmayın. TGRT’deki programı ilan etmek için tüm şehre taktığınız posterlerinizin yerine, su ve tasarruf posterleri koyun. Köşesinde yine resminiz olabilir, farketmez...
Selda TALAY TOSUN
Büyükşehir Yasası Gökçek’in ağırlığı ile çıkmadı mı
BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Melih Gökçek, 8-14 Ağustos 2007 tarihli Belediye Yayın Organında Su temininin DSİ’nin yetki alanı içinde olduğunu, "belediyelerin sadece suyun dağıtımı ile görevli olduğunu" belirterek 1968 tarihli bir yasaya atıfta bulunmaktadır.
Bu ifade bütünüyle gerçek dışıdır ve Melih Gökçek her zaman yaptığı gibi yine Ankaralı’yı yanıltmaktadır.
Şöyle ki... 10.7.2004 tarihinde kabul edilmiş olan 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Büyükşehir Belediyelerinin görev, yetki ve sorumluluklarını sıralayan 7. maddesinin ’r’ bendinde;
"Su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek, bunun için gerekli baraj ve diğer tesisleri kurmak, kurdurmak ve işletmek; derelerin ıslahını yapmak; kaynak suyu veya arıtma sonunda üretilen suları pazarlamak" hükmü bulunmaktadır. (Ki bu yasa ağırlıklı olarak Gökçek’in önerileri doğrultusunda Meclis’ten geçmiştir.)
Görüldüğü gibi 2004 yılından bu yana (3 yıldır) bu yetki Büyükşehir Belediyelerine de verilmiştir ve Büyükşehir Belediyeleri bu görev ve yetkisini bağımsız olarak kullanabilir. Kaldı ki, eğer bir belediye yönettiği kentin su temini konusunda kaynak ayırmak ve yatırım yapmak istiyorsa bu yasa hükmüne de gerek yoktur. Belediyeler, bu yasadan önce de DSİ ile protokol yaparak yetki devrini rahatlıkla alabilmektedir. Bu konuda Büyükşehir Belediyelerinin kurulduğu yıl olan 1985’ten bu yana herhangi bir sıkıntı ve sorun yaşanmamıştır. İzmit, İstanbul, İzmir gibi Büyükşehir Belediyeleri çok sayıda ’su temini’ projesini DSİ ile ortak olarak yapmış ve yapmaya devam etmektedir.
Fakat Melih Gökçek hep yaptığı gibi ’işine gelenleri’ açıklama ustası olduğundan bu gerçeği halktan gizlemeye çalışmaktadır. Bu yasa hükmünü Gökçek’in bilmemesine olanak yoktur, çünkü 2004 yılında bu yasa tasarısı hazırlanırken Meclise kamp kurup Büyükşehir Belediyelerinin ’krallıklarını’ daha da pekiştiren hükümlerin yasaya girmesini bizzat kendisi sağlamıştır.
Eser ATAK
Ankara Çayı fena kokuyor
YENİMAHALLE’nin Varlık Mahallesi’nin kenarından geçmekte olan Ankara çayı son on iki haftadır çok kötü kokuyor. Sıcaktan dolayı evlerin camları ve balkon kapıları açmak zorunda kaldığımızda Ankara çayının ve sebze halinin kokusundan evlerde oturulmuyor. ASKİye Ankara çayının temizlenmesi için muhtarlık tarafından girişimde bulunulmasına rağmen araç ve gereç olmadığı bahane edilerek temizleyemeyiz cevabı ile karşılaştık. Bu rahatsızlığımızı hiç olmazsa köşenizden okurlar.