Cüppeli yobaz, Katolik eşime başını örtmediği için saldırmaya kalktı

ALMANYA’da yaşıyorum, 18 Eylül’de yıllık iznimi geçirmek üzere İstanbul’da bulunduğum sırada Alman asıllı Katolik eşimle Sultanahmet civarını dolaşırken, iftarımı Sultanahmet Köftecisi’nde yapıp teravih namazımı kılmak üzere Sultanahmet Camii’ne gittim.

Haberin Devamı

Namaz sonrası eşimle birlikte ’Ramazan Şenliklerini’ (Panayırını!) gezip, yürüyerek Eminönü’ne inecektik. Cami çıkışında eşimle buluşup el ele havuzlu parkın içinden geçerek Ayasofya Camii’ne doğru yürürken cüppeli, takkeli, sakallı bir adam hain bakışlarla üzerimize doğru söylenerek yürümeye başladı. Karıma el-kol işaretleriyle ve bağırarak bu günde neden başını örtmediği, ele-ele dolaşarak Müslümanları tahrik ettiğimizi, Allah korkumuz olup olmadığı gibi çoğu anlaşılmayan bir laf kalabalığıyla çevreyi tahrik etmeye çalışırken, sırf eşimin can güvenliğini düşündüğümden ağzımı açmadan, arkama bakmadan oradan koşar adımlarla kaçtım.

Müslümanlık adına bana ve eşime saldırılmasını hálá kabullenemiyorum. Aklıma geldikçe hálá sinirimden titriyorum..

Benim dinimin koruyucusu bu adamlar olamaz!

Bu kılık ve kıyafetteki çoğunluğun saf tuttuğu camilere ibadet etmek için gitmeyeceğim.

Başbakan’a ve Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; bu adamlar bu gücü sizlerden alıyorlar. Bugünden kendileri gibi görünmeyenlere alenen saldırmaya başladılar.

Ertan ERYÜREK

GÜNÜN SÖZÜ

"Türkiye ve geleceğimiz için, üretken üniversite olmak, büyük öner Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimize bir borç ödeme biçimidir."

(Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Nizamettin Şenköylü)

Gümrük Müsteşarı’na açık mektup

GÜMRÜKLERDE huzursuzluk var. Herkes burnundan soluyor. Birisi çakmağı çakacak, patlama olacak. Her başmüdürlüğün, kendisini tanıtan web sayfası vardı. Mevzuatı tanıtır, değişiklikleri verir, personel birbirleriyle haberleşirdi. Son zamanlarda üst kademeye çok ağır eleştiriler vardı. Bunu hazmedemediler, internetleri kapattılar. Çünkü eleştiriye tahamülleri yok. Kendi genel müdürlüğümüzün web sitesine giremiyoruz artık. Gümrük mevzuatı o kadar çok değişiyor ki takibi çok zor. Bir de internet olmayınca eski ’taş devri’ klasörlerle mevzuatı takip edebilirsen et... Yaz geldi mi valizi hazırla göçmen kuşlar misali; çünkü her an eçici görev çıkabilir. İki-ay üç ay evinden ayrı, otel odalarında simitle, çayla karın doyurursun. Geçici göreve yolluk harcırah yok. Bütün bakanlıklarda var gümrükte yok. Ankara’da dayın yoksa her an piyango sana çıkabilir. Televizyoncu meşhur olacak çek gümrükleri, Emniyet Müdürü meşhur olacak gümrüklere operasyon düzenle.... Nasıl olsa gümrüğün sahibi yok gelen vuruyor, giden vuruyor. Ne oldu İzmit’teki akaryakıt kaçakçılığı olayı araştıran müfettiş ceza aldı. Yakalasan suç, bıraksan suç. Yeni müsteşarımıza tavsiyem tüm başmüdürlükleri dolaşıp bizzat çalışan memurlarla toplantı yapıp sorunları yerinde görmesi ve teşkilatı tanıması...

Hiçbir şey Ankara’dan göründüğü gibi değil.Y.A.

TRT... Şaka dahi olsa

(Dünkü Erkan Altaca, olayı 180 derece ters nakletmiş,

algılama özürlü mü yoksa...)

TRT’nin Radyo-4 kanalında (2.10.2007) 14.00-15.00 saatleri arasında canlı yayın olarak Klasik Türk Müziği icra ediliyordu. Dinleyicilerden biri, Avni Anıl’ın unutulmaz eserlerinden olan ’Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul’un’ şarkısını istedi. Sazendelerden olduğunu tahmin ettiğim bir ses "Ramazandan sonra" dedi. Spiker "Canım bu şarkı, ne alakası var" dediyse de şarkı okunmadı.

Hemen telefonla aradım:

"Bunun bir şaka olduğunu tahmin ettiğimi, sanatla dinin başka başka şeyler olduğunu ve Türkiye’de oruç tutan tutmayan herkesin birbirine saygılı olduğu günlerden ramazanda sigara içen gençlerin dövüldüğü günlere gelindiğini, o nedenle çok dikkatli olunması gerektiğini" belirttim.

Onlar da "Tahmin ettiğim gibi bu ifadenin tamamen şaka olduğunu, şarkının ileriki programlarda okunacağını" belirttiler .

Konu; şaka dahi olsa, devlet radyosunda böyle bir konunun konuşuluyor olması bakımından hayli düşündürücü ve kaygı verici!

Eskiden aklımızdan dahi geçmeyen "içkili-meyhaneli şarkıların ramazanda okunmaması gerektiği" düşüncesinin şaka yollu dahi olsa akıllara düşmesi nereden nereye geldiğimizin hazin bir göstergesi oluyor!

Hálá "Kime benzeriz?" diye araştırma yapmamıza gerek var mı?

Reşit ÇAĞIN-E. Dz. Kur. Alb.

Kimdir bunlar

3 EKİM Çarşamba günü Boğaz Köprüsü Anadolu-Avrupa geçiş yönünde otobüs beklerken durağın bulunduğu cepten önde sivil arkada resmi polis otosu en arkalarındada 34 VKB 41 plakalı Mercedes otomobil içinde iki türbanlı bayan konvoy halinde durağın bulunduğu cepten geçtiler. Yetkillere sorum şu; bu türbanlı bayanlar kimdir? İki polis otosu onları korumaktadır, kullanılan Mercedesin parasını ve tüm polislerin maaşlarını ödeyecek vatana ve millete ne katkıları olmuştur.Erdener DİNLER

Haberin Devamı

Mesaj Panosu

’KAZDAĞI’nı Koruma Girişimi Grubu’unun, tarihten günümüze Kazdağı bölgesi;maden ve turizm; maden yasası, çevre ve halk sağlığı konularındaki paneli yarın 14.30’da Seğmen Otel’de-Küçükkuyu.

Konuşmacılar; Cemalettin Küçük (TMMOB Metalurji Müh. Odası Gen. Bşk.), Tahir Öngür (Ege, Jeoloji), Av. İskender Azatoğlu (Araştırmacı Yazar, turizmci), Doç. Murat Şeker Eker (ÇOMU Ziraat Fak.Bahçe Bitkileri Böl. Bşk.), Mücella Yapıcı (Mimar) 0286-752 60 43-752 68 63

MÜSLÜMAN olup ruh ve beden temizliği ile çevre temizliğini dinimiz emretmiştir. Çevre kirliliği ülkemizde barınmaz. Check-up yaptırın. İlacınızı alın gönül rahatlığı ile uyuyun. Türkiyem uyan!

Ü.Y.

Yazarın Tüm Yazıları