Paylaş
Hangi yaşta, hangi konumda olursak olalım, Mustafa Kemal’in Söylev’ini bir kez daha okuyalım. Atatürk, Söylev’de, “ulusal varlığı sona ermiş” sayılan büyük bir ulusun bağımsızlığını nasıl kazandığını, bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmış; bugünü görürcesine, devrim karşıtlarını uyarmış; bütün yurttaşları uyanık olmaya çağırmıştır. Her yurttaşın Atatürk’le arkadaşlarının bin bir güçlük ve yüreklilikle aştığı zorlukları bilmesi; Atatürk’ün gençlere seslenişinin anlamını kavraması, laik cumhuriyetimizi sonsuza dek koruma gücümüzü pekiştirecektir!
Atatürk’ü, “Büyük bir askerdi” diyerek yalnız askerlik becerisiyle kısıtlamak isteyenlere Türk Devrimi ve Söylev şamar gibi bir yanıttır.
Sözde aydınların 21. yüzyılda kabaran saltanat-hilafet ve Osmanlılık özlemi; halkını ve yurdunu bırakıp kaçanlara düzülen övgüler; eğitimsizleştirilen, yoksullaştırılan, inancı ve köken ayrılıkları sömürülen halkı kandırmak içindir. Atatürk, Söylev’e şöyle başlıyor:
“1919 yılı Mayısının 19. günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüş:
Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu topluluk, I. Dünya Savaşında yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda zedelenmiş, koşulları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaşın uzun yılları boyunca, ulus yorgun ve yoksul bir durumda. Ulusu ve yurdu I. Dünya Savaşına sürükleyenler, kendi başlarının kaygısına düşerek yurttan kaçmışlar. Padişah ve Halife olan Vahdettin, soysuzlaşmış; kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini düşlediği alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın isteklerine uymuş ve onunla birlikte kendi güvenlerini sürdürecek herhangi bir duruma boyun eğmiş...”
İşte, yalnız bu giriş bile bugün tarihi, kendi yoz düşünceleri ve yalanlarla yeniden yazmaya çabalayan zavallılara yanıttır! Unutmayalım, bugün devrim karşıtlarının yerleştiği cumhuriyet kurumları yalanlarla değil, büyük acıların ardından görkemli bir ekin devrimiyle kuruldu; bu nedenle biz, ussal, bilimsel doğrularla hukukun üstünlüğünün ergeç utkulu olacağına; karşıdevrimin fildişi kulelerinin yıkılacağına Mustafa Kemal’e ve devrimlere inandığımız gibi inanıyoruz.
ÜZÜNTÜ İÇİNDEYİZ
88. yılında Cumhuriyet Bayramımızı büyük bir coşkuyla kutlayamamanın üzüntüsü içindeyiz. Ancak gün, üzüntü ve kaygıya yenilme günü değildir. 88. Cumhuriyet Bayramı’nda ulu önder Atatürk’ün Söylev’ini yeniden okuyacak; aymazlık içinde olanları uyaracağız! Ne diyordu cumhuriyeti kuran Atatürk: “Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.”
Bu nedenle her yaştaki gençler olarak birinci görevimiz, “Türk bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini, sonsuza dek korumak ve savunmaktır!” Bu yüce görevi savsaklamayacağız; inanç ve köken ayrımı yapmadan, hepimize bağımsız bir ülke ve yurttaşlık onuru kazandıran Mustafa Kemal’e sonsuza dek inanacağız!
Ulusumuzun Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!
Sevgi ÖZEL-Dil Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
GÜNÜN SÖZÜ
“Merkez Bankası 26 Ekim’deki kararlar ile günlük siyasetin dümen suyuna girmiştir. Piyasalara yön verememektedir. Bu görüntü teknenin fırtınalı sularda başıboş kaldığını ve dalgaların insafına bırakıldığını göstermektedir.”
(CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak)
Van depreminin matemiyle kutlamanın ne alakası var
OKURLARIMIZDAN tepkiler yağıyor.
“88 yılda bu ülke nice acılar yaşadı; Erzincan depreminde 33 bin, Kocaeli depreminde 17 bin kişi öldüğünde bile Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri iptal edilmedi de bugün neden iptal söz konusu? Amaç ölülere saygı, yaşanan acının tüm yurtça paylaşımı ise Cumhuriyet Bayramı’nda davullu-zurnalı, dansözlü kutlama yapılmıyor ki... Anlamakta güçlük çekiyorum.” (Şebnem ÖZBEK)
“CUMHURİYET Bayramımızın kutlanmasını istemeyenlere Van depremi ile bir fırsat mı çıktı acaba diye insan düşünmeden edemiyorum. Ne günlere kaldık yarabbim!” (F. BİNZET)
CUMHURİYET YÜRÜYÜŞLERİ
ADD bugün 12.00’de Ankara Güvenpark’ta, diğer demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla bir basın açıklaması yapacak.
CHP, geleneksel ‘Cumhuriyet Yürüyüşlerini’ yapacağını açıkladı. Kadıköy Bağdat Caddesi’ndeki yürüyüşe Ataşehir Belediyesi de katılacağını açıkladı. Fener alayı 19.00’da başlıyor.
Cumhuriyet Bayramı resepsiyonlarında davul-zurna çalınmaz. İsteniyorsa, resepsiyonda içki verilmez. Davetin adı örneğin deprem farkındalığı olabilir.
Depremin matemiyle cumhuriyetin kurulmasının anılmasının ne alakası var. Türk milleti iki işi bir arada yapamayacak kadar geri zekâlı mı? (Ercüment KILIÇ)
“DİLERİZ iktidar, Kurban Bayramı kutlamalarını da iptal etmez!” (Ayhan CİVAN)
“VALİLİKTE ve kaymakamlıkta yapılacak tebriklere katılmayacağım; bayramı anlamına yakışır şekilde esnafla ve vatandaşlarla kutlayacağım.” (CHP Manisa Milletvekili Hasan ÖREN)
Japonlardan ders...
BAZI kişi ve kurumların Van’a yardım diye reklam çığırtkanlığı yaptığına üzülüyorum. Ama diğer tarafta Japonlardan, Türkiye Elçiliği’ne bırakılan isimsiz gizli zarflar içinde binlerce yen ve dolar. Yoksa Japonlar bizden daha iyi mi İslamiyet’i biliyorlar. İbadetin de yardımın da gizli olanı makbuldür. Mehmet
DEĞİRMENCİ
Enkazın altında kalan insanlarımızla birlikte iş ahlakı da kalmıştır!
Şükrü ALKAN
Biliyor musunuz
ERDAL İnönü’nün 4. ölüm yıldönümünün, 31 Ekim pazartesi günü 18.00’de Pembe Köşk’te, Can Dündar’ın hazırladığı, İsmet İnönü ve Erdal İnönü’nün mektuplaşmalarını anlatan ‘Canım Erdalım Sevgili Babacağım’ (Can Yayınları) kitabının tanıtımı ile anılacağını; Süleyman Demirel’in İnönü’yü anlatacağını...
Paylaş