Paylaş
Torunum babasının adresini istiyor, kimden sorayım?
ANKARA’dan Emin Sarıkaya yazıyor: Ben yaşamı acılar içinde geçen 77 yaşında biriyim.
Bir oğlum 7 yıl önce şehit oldu, diğer oğlum ‘kobra’ helikopter pilotu olarak 14 yıl Güneydoğu’da, 2 yıl Gürcistan’da, 2 yıl da Afganistan’da olmak üzere toplam 18 yıl evinden ve çocuklarından uzakta kelle koltukta, ulusumuzun birliğinin bozulmaması için hizmet verdi.
Bu hizmetlerin karşılığı olarak devletimizi yönetenler ve adalet dağıtan hâkimlerimiz, 2002 yılında yapıldığı söylenen ‘Balyoz semineriyle’ hiç ilgisi olmadığı halde, o tarihte yüzbaşı olan oğluma 16 yıl ceza verdiler.
8 yaşındaki torunum babasının, ‘ucu açık bir görevde’ olduğunu sanıyor (Öyle söyledik).
Bayram münasebetiyle babasına mektup yazmış, benden mektubu göndermek için adres istiyor! Ben adres veremedim. Adresi, hukuk dağıtan hâkimlerden mi, yoksa sayın Başbakan’dan mı isteyeyim? Lütfen, bana yardımcı olur musunuz?
‘Sayın Valim’ diye başlayan yazı şöyle:
“Kurtuluş Savaşı’nın taçlandığı gün olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşu’nun 89. yıldönümünde halkın Cumhuriyet Bayramı’nı kutlama arzusunu yerine getirmesine makamınızca izin verilmeyeceği kamuoyuna duyurulmuştur. Cumhuriyet Bayramı’nın cumhur tarafından kutlanmasının yasaklanması kararı; Cumhuriyet’in Başkenti Ankara Valisi’ne yakışmamaktadır.
Bizler, Cumhuriyet’in olanaklarıyla bugünlere geldik. Sizinle aynı kararnameyle valilik görevine atandık. Her ikimiz de görevimiz sırasında bizleri mahcup edecek kararlara imza atmamaya özen gösterdik. Bugüne kadar herhangi bir mahcubiyete -çok şükür- uğramadık.
Sayın Valim,
Bir arkadaşınız ve dostunuz olarak hatırlatmak isterim ki bizler varlık nedenimizi inkâr edemeyiz. Görevimiz sırasında en çok gözetmemiz gereken husus kamu vicdanıdır. Cumhuriyet’in valisi cumhur’un bayram kutlamasını yasaklamaz. Halkın sesine, sağduyunun sesine kulak verir. Mevcut oluşumlar karşısında yeniden durum değerlendirmesi yapar. Cumhur’la cumhuriyetin güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmez.
Sayın Valim, Değerli Meslektaşım,
Olağanüstü durumlar, olağanüstü çözümler gerektirir. Olağanüstü durumlarda kriz yönetimi, olağanüstü kararlarla yürütülür.
Tarihe; “Cumhuriyet Bayramı’nı halkın kutlamasına izin vermeyen vali” olarak geçmekten sakınınız. Telafisi gayrıkabil durumlarla halkı ve güvenlik güçlerimizi karşı karşıya bırakmayınız.
Önerim; Yasakları kaldırınız!...
Güvenlik güçlerimize bayram kutlamasını yapanları engellememe, gerekirse yan yana olma, yan yana yürüme ve gerekirse bayram kutlaması yapanların güvenliğini sağlama görevi veriniz. Güvenlik güçlerimizi halk sağlığına zarar verecek davranışlardan uzak durma, halka karşı saygılı ve sabırlı olmaları konusunda uyarınız. Ayrıca dini ve milli bayramların aynı tarihe denk gelmesi dikkate alınarak çifte bayram sevinci gölgelenmemelidir.
Sayın Valim,
Unutmayınız ki, siyasal partiler ve sivil toplum kuruluşları demokratik yaşamın vazgeçilmez unsurlarıdır. Bayram kutlamasına katılacak olanlar da teröristler değil, bu ülkenin yurtsever vatandaşları, sorumluluklarını bilen Cumhuriyet çocuklarıdır. Cumhuriyet Bayramı kutlama sorumluluğunu kendileri ile paylaşınız. Göreceksiniz ki provokatörleri aralarına almayacaklar, kendilerine yaraşan bir şekilde Ata’larına ve Cumhuriyet’e bağlılıklarını göstereceklerdir.
Yönetimin görevi, kutlama organizasyonlarını yapanları ve katılımcıları tehdit etmek değil, demokratik haklarını kullanmalarına yardımcı olmaktır. Yasaların suç saydığı eylemlere kalkışanlar elbette sorumlulukları ile baş başa kalacaklardır.
Sayın Valim, gerekli değerlendirmelerin ivedilik ve isabetle yapılacağı inancıyla Kurban ve Cumhuriyet bayramlarınızı kutlar, sağlık ve esenlik dileklerimi sunarım.
(Amasya Valisi Abdül Celil Öz de Cumhuriyet Bayramı’nı kutlama mekânı olarak bir pastaneyi önermiş... Mine Uysal diyor ki: “Bayramı kutlamak için seçilecek daha uygun bir yer olmaması Amasyalılar için de üzücü olmalı. Örneğin, Amasya Genelgesi’ni deklare ettiği Saraydüzü Kışlası çok anlamlı bir yer olmaz mıydı?”)
İki öneri
1) FINDIK üretimi çok, tüketimi az, fiyatı da düşük olunca bayramda büyüklerinize yiyemedikleri çikolata yerine fındık götürelim.
Turhan SİNİRLİOĞLU
2) Cumhuriyetimin kutlamalarına katılamayacağımızdan dolayı, bu sevincimizi evlerimizde meşalelerimizi yakıp bayraklarımızı asarak paylaşmak istiyoruz. K.K.
Birilerine tecrit birilerine de VIP
“BEN CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’yım. Manisa Milletvekilimiz Özgür Özel ile yaklaşık 34 cezaevi gezdik. Şimdiye kadar yaptığımız cezaevi ziyareti sayımız 60’ı geçmiştir. Sadece bilgi açısından bir-iki örnek vermek istiyorum. Cezaevlerinde kişiye göre muamele yapılıyor.
Silivri’de kalanlardan Sedat Peker’in antetli kağıdı var. Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan ise hücreden çıkamıyor. Mehmet Ağar VIP cezaevinde kalıyor; İbrahim Ayhan, Engin Alan ve Mehmet Haberal’a da tecrit uygulanıyor. İlker Başbuğ’un yanına da gittim. “Durumunuz nedir?” dedim. ‘Ben terör örgütü lideri olarak yargılanıyorum. Ben terör örgütü lideriysem, bu başında bulunduğum Türk Silahlı Kuvvetleri ne olur?’ Ben de ‘Terör örgütü olur’ dedim. Türkiye’de TSK’nın terör örgütü konumuna geldiği ortamda demokrasinin ne aşamada olduğunun örneklerini gözlerimizle görüyoruz.”
Kurban Bayramı ve Cumhuriyet’in 89. yılı kutlu ve mutlu olsun.
Paylaş