"Ankara Çubuk 1 Barajı, Aziz Ata’mızın da talimatları ile Ankara ilimizin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak üzere 1926-1936 tarihleri arasında inşa edilmiş, günümüzde ise doğal ekonomik hayatını tamamlamıştır.
Baraj inşaatının bitmesini takip eden günlerde baraj gövde yapısı üstü ve su kazanma havza alanı ile gövde altı alan, rekreasyon amaçlı olarak planlanmış, dikilen binlerce fidan ile ormanlaştırılmış, günü için çok ileri olarak kabul edilebilecek şekilde; gazino, restoran, gezi alanları, piknik mahalleri ve su sporları imkanları için planlanmıştır. Bu düzenlemeler içerisinde yer alan peyzaj çalışmaları, çiçeklendirmeler ve ’Acem halısı’ olarak adlandırılan çiçek tarhı burada mutlu hafta sonlarını geçirme bahtına sahip olan eski Ankara’lıların zihinlerinde hala güzide bir yer tutmaktadır.
Bu gün itibarı ile...
Daha önce Ankara ilinin içme suyunu sağlamak üzere, DSİ tarafından bakım onarımı yapılan Çubuk1 Barajı yine bu teşkilat tarafından işletilmekte iken daha sonraları bu görev Ankara Büyükşehir Belediyesi, ASKİ’ye (Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi) devrolmuştur.
Yapısı gereği midir bilinmez bu idare; civar yerleşimlerin atık sularını bu güzelim doğa parçasına yönlendirerek, mevcut göleti tam bir foseptik kuyusuna çevirmiş, bakımsızlıktan ölümün eşiğine gelmiş olan tüm havza florası, bir de yüksek kirlilik taşıyan bu su ile -mecburen- sulandığından olsa gerek harap bir hale dönüşmüş, zaten hayatını idame ettirmekte zorlanan son birkaç ağaç da son fırtınalarla yerlere devrilmiş haldedir.
Yüksek kirlilikteki sular ile sulanmaktan ve belki de sevgisizlikten olacak o canım yeşillikler, çiçekler ve hatta en güzel örneklerinin yer aldığı salkım söğütler, mevcut hüzünlerinin üstüne eklenen yeislerle ortalarından yarılıp kurumuşlar. Kurumaya yönlenmiş birkaç çam ağacının gölgesinde dinlenmeyi düşleyen Ankaralılar da o sert kehriz kokusuna dayanamayıp kaçmışlar...
Şimdilerde ise bahse konu alanın; Büyükşehir Belediyesi, Çevre Müdürlüğü emrine verildiği ve bu idare tarafından bakılıp onarılacağı ve belki de işletileceği, güvenliğinin de ANFA tarafından sağlanacağı bilgisini edinmiş bulunmaktayım.
Bozkırın ortasında bir çeşme başındaki iki dal söğüt dibine on araba park ederek serinlemeye, doğa ile iç içe bir hafta sonu geçirmeye çalışan, gariban Ankara halkı için elde bulunan böyle bir güzide imkanı foseptiğe çeviren zihniyeti ve bürokrasiyi kınar, Tanrıdan halkımıza akıl ve sabır vermesini dilerim.
Sizler de bir el atın bakalım bu hikaye (rantıyla, yolsuzluğuyla, mafyasıyla) daha çok su kaldırır kanısındayım.
Ben kim miyim?
16.1.1944 den beri Ankaralı olmaktan eskiden beri zevk alan ve şeref duyan, bu gün için başkalarının ayıbı için yüzü kızaran;
Ali İshak ÖZAK..."
23 Nisan rüküşlüğü
Okuyucunun sesi misyonunuzu büyük bir özveri ile sürdürdüğünüz için sonsuz teşekkürler...
Ankara’da da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeni ile çeşitli etkinlikler düzenledi.
Belediyeler, STK’lar, özel girişimci gruplar v.b. bu etkinliklere katkıda bulunuyorlar..
Bunlar güzel, takdir edilesi şeyler.
Ancak Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek etkinliklere paraları saçarken yine titiz, özenli ve yaratıcı davranamamış.
Şehrin, Atatürk Bulvarı’na, gayet sevimsiz, neyi temsil ettiği anlaşılamıyan goril, dinazor, tavşan(?) ördek v.b. hayvanların dev şişme balonlarını koydurmuş. Elektrik direklerine de metrelerce renkli şeritlerler bağlatmış...
Oysa ki 3. donemdir Başkan olan Gökçek, bu gibi etkinliklerde şehri sembolize edecek özgün bir figürü, objeyi, (Hayvan olabilir, bir çiçek olabilir...), belki bir yarışma ile ’Ankara’ya kazandırmalıydı. Ortaya konulan figürler asla özgün değil ayrıca ürkütücü, küçük
çocuklar için hatta korkutucu...
Yani kısacası, Ankara’ya rüküşleşiyor.
Bırakın başkent olma havasını giderek kasabalaşmaktadır. Fatma ÖNEN
Kızılay’da gecekondu
ÇANKAYA ve Büyükşehir Belediyeleri Kızılay’da gecekondu yapımına göz yumdu. Kızılay’ın merkezinde SSK İş Merkezi’nin hemen yanında bir binada gece 24.00’den sonra kaçak yangın merdiveni yapıldı. Hem yapım aşamasında hem de sonrasında Zabıta Müdürlüğü ve İmar Müdürlüğü’ne ihbar gelmesine ve dilekçe ile müracaat edilmesine rağmen yaklaşık 15 gündür kaçak yapı duruyor.
Dilekçelere de cevap verilmiyor.
Büyükşehir İtfaiye Müdürlüğü de kaçak olduğunu bildirilmesine rağmen ’binada yangın merdiveni vardır, ancak bir yıl içinde mevzuata uygun hale getirilmelidir’ şeklinde rapor verebiliyor. Bu kanunsuzluk ve hukuksuzluğa kim, neden göz yumuyor?
Bu memlekette kanunsuz iş yapmak bu kadar kolay mı?
Vedat Şahin-Gökçen Han Yönetici Yardımcısı
Bir parkta koku saçan yemek olmaz
TUNALI Hilmi Caddesi’nin meşhur Kuğulu Parkı’nı belediye yetkilileri Tavacı Recep Usta diye bir işletmeye vermişler. Düşünebiliyor musunuz orada her gün yemek ve yağ kokuları etrafı rahatsız edecek, insanların nefes aldığı güzel yeşillik ve kuğularıyla meşhur park oturulamaz olacak... Köşeniz aracılığıyla soruyorum yetkililere; sessizce yapılan ihale ve kayırmalar varsa sorumlusu kimler.
Lütfen Kuğulu Park’a sahip olalım
Raşit DEMİR
Teşekkür
SİZE çok teşekkür ederim. ASKİ su aboneliği konusundaki sıkıntımızı köşenize taşıdığınız için size minnettarım. Allah; Türk halkı için sizin gibi duyarlı yazarlarımızı başımızdan eksik etmesin. Yalçın Bey sizden rica ediyorum ne olur bu konu üzerinde durun ve biz ve bizim gibi bu devlete yıllarca hizmet etmiş ve alınterleri ile ev almış kişilerin bu ve buna benzer mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda siz ve sizin gibi duyarlı yazarlarımızın desteğini bekliyoruz. Ne olur desteğinizi bizlerden esirgemeyiniz. Size çok ama çok teşekkür ediyorum. V.E.