Yalçın Bayer: Cottarelli Macaristan'dan sonra bizi de batırdı






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

‘‘IMF, program üzerinde tasarım hatası yaptı. Yanlış hesap Bağdat'tan döndü.’’ diyor iktisat profesörü dostumuz:

'Kara Çarşamba'nın bugün gelinen noktasını anlatıyor:

‘‘Program yolunda gidiyor, hiçbir şey olmaz, deniliyordu. Ancak bir yıldır bir şey yapılmadı, IMF'nin Türkiye masası şefi Cottarelli, Türkiye'ye geldikçe, borsa rahatlıyor, TÜSİAD eski Başkanı, 10 yıl sonramızı görüyoruz diyordu. Cottarelli de, her şey yolunda diye demeçler veriyordu.’’

- Ama halkın sıkıntısı derinleşiyordu. Fabrikalar kapanıyor, alım gücü düşüyor, işsizlik artıyordu.

- Aslında bu 1998'den beri süren bir problemdi. O zamanki ekonomi yönetimi Asya ve ardından Rusya krizini okuyamadı. Bu program başlarken büyük bir devalüasyon yapılmamıştı. Dolayısıyla en büyük hata buydu. TL çok değerleniyor; ihracat olumsuz etkileniyor, ithalat ise çok büyüyordu. Makas açılıyordu. Türkiye zaten borçlu bir ülke. Kamu açıkları kapatılamıyor, vergi toplanamıyordu, özelleştirme tamamlanamıyordu. Bu olumsuzluklar yaşanırken bir de yabancı sermayenin kaçmayacağı varsayılıyordu. Kriz, bu tablonun sonucudur. Dolayısıyla en küçük bir sorun çıktığı zaman -MGK'daki gibi- geçen kasım ayındaki gibi altından kalkılamayacak bir hale gelindi.

- Esas ne olmalıydı?

- Böyle programlar bir seferberlik halinde yürütülür. Ancak farkına varamadılar. Türkiye çok iyi diyerek pembe tablolar sergilediler. Türkiye düze çıkıyor dediler.

ÖZGÜVENDEN UZAĞIZ

- Temel yanlış...

- Yanlış kur politikası... Çünkü her şey uzaktan kumanda ile yapılıyordu. Bütün yetkiler IMF'ye, onun sıradan bir memuruna verilmişti. Bütün bu olumsuzluklar bir araya gelince Türkiye kötü yakalandı.

- Ne yapılması gerekiyor?

- Programı ciddi şekilde silbaştan hazırlamak gerekiyor.

- İthalat...

- Otomobil İthalatçıları Derneği, geçen yıl en iyi yılımız diyordu. Bunun tercümesi Türk lirası o kadar cazibeli hale gelmişti ki, ithalat patlamıştı. Otomobil ithalatı yerli üretimi geçti. Türkiye ithalat pazarı haline geldi.

- IMF...

- Her yerde bu tür programları yüzüne gözüne bulaştırıyor. Cottarelli'nin programı Macaristan'da da çöktü.

- Hükümetin suçu...

- Uzaktan kumandalı bir program olunca hükümet bunu halka anlatamadı, o söylediğimiz tedbirler alınamadı. Ve bir de kavga oldu.

- Bizde bu programı yürütecek adam yok mu?

- Olmaz olur mu? Türkiye'de yetişmiş bir sürü insan var. Biz özgüvensiz bir toplum olduk. Biz yapınca kötü, onlar yapınca iyi oluyor. Ama sonuç ortada. Ama bunlar bir yerde hikáye; Türkiye'de asıl dürüstlük mücadelesinin kavgası var.

- Halimiz ne olacak?

- Büyüme küçülecek, geçmiş yılların getirdiği faturalar sonucunda daha çok fakirleşeceğiz. Başka çıkar yol yok.

Çiller'in sütü Ecevit'in yoğurdu

HALKIMIZ bazen Aziz Nesin'in dediği oran içinde yer alıyor, bazen de inanılmaz akıllı davranıyor.

Medya, vatandaşı döviz-markla borçlanma diye uyarıyordu. 1994'te Çiller döneminde kazığı yedi. Dolar 9 binden 36 bine çıktı. Halk bankalara ve döviz büfelerine koştu.

Vatandaş şimdi tedbirli davrandı, serbest kura geçince, dolar ve marka hücum etmedi, talebi patlatmadı. Parasını ya faize ya repoya yatırdı.

5 Nisan 1994'te Çiller'in sütünden ağzı yandı, 22 Şubat'ta Ecevit'in yoğurdunu üfleyerek yedi.

Halkımız uyanıktır!

Hükümet bir kurşun sıktı; sonuçta bakalım kimin alnına isabet edecek.

Ya sokaktaki adam... Uygulamanın sosyal tarafı ne olacaktır; onun acısı da ilerde çıkacaktır.

Bergama'dan sonra Salihli

İZMİR'den Senih Özay, Eren İlhan Güney ve Cem Nemutlu ‘‘Bergama'dan sonra Salihli dosyasını açıyoruz. Manisa, Salihli Sardes yakınında Pomza ve K -madencilik isimli şirketin ‘Ben Eurogold gibi yabancı şirket değilim. Ve de siyanür kullanmayacağım' diyerek Enerji Bakanlığı'ndan izin aldığını, diğer izinlerini de tamamlamak üzere olduğunu öğrendik. Bu toprak kazılırken arsenik çıkacak mı, çıkmayacak mı? Kanserojen mi, değil mi, tartışmayalım mı?’’ diyorlar. Salihli’de bugün 17.00'de herkesin çağrılı olduğu bir toplantı var.

İstanbul'da operasyon tamam

CHP'de ihraç girişimleri sürüyor. Mehmet Moğultay ve Fikri Sağlar'dan sonra Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, İstanbul eski İl Başkanı Kamer Gök ile birlikte, Ali Topuz'dan önceki 30 İl Meclisi üyeleri toptan İl Disiplin Kurulu'na sevk edildiler. İl Başkanı Topuz imzasıyla oybirliğiyle ihraçları istenenlerin sayısının 60'ı bulduğu bildiriliyor.

Partiden neden mi atılmak isteniyorlar? Tüzüğün 13. maddesine göre yapılan yığma üye kaydına, Genel Merkez'in görevden alma işlemlerine ve parti programında olmayan kavramların ortaya atılmasına karşı koymak... Avcılar'ın Gümüşpala, Cihangir ve Denizköşk mahallelerinde yeni 40 'naylon üye'yi tespit ederek, il yönetimine bildiren ilçe başkanı Musa Sertel, takdir beklerken o da ihraç yolcusu oldu. Kongreler öncesinde İstanbul'da görevden alınan ilçe başkanlarının sayısı da 12'yi buldu. CHP İstanbul örgütünde, mahalle delegeleri seçimleri yapılmadan önce operasyon tamam.

TARTIŞMALAR

Baykal'a direnemezsiniz

KÖŞENİZ CHP ve Baykal düşmanlarının buluşma yeri haline geldi.

Oysa ki siz siyasette dürüstlüğü savunuyordunuz. Şimdi İstanbul'da binlerce naylon üye ile 20 yıldır CHP'de 'krallık' yapan delege başağası Mehmet Moğultay'ı savunur hale düşürüldünüz.

CHP'de demokrasiyi savunmak Moğultay'a mı kalmış!

Ya Erdal İnönü ve Karayalçın'a ne demeli? CHP'ye devir ettikleri 800 bin üyenin 600 bini 'naylon' çıkmadı mı? Bunların Çiller'e teslim olduğunu ne çabuk unuttunuz?

Baykal'a direnemezler. Taban Baykal'ın yanında. Kimsenin CHP'yi yıkmaya gücü yetmeyecek. 19 Nisan'da halk o tuzağı bir kere yedi.

Namuslu siyasetin, Baykal'ın yanında yer alınız.

Doç. Erdem AKTULGA-ANKARA

MESAJ

14.2.2001 tarihli yazınızda, Sakarya Üniversitesi ile ilgili olarak ‘‘Depremle ilgili böyle soru olur mu hocam?’’ ve 18.2. 2001 tarihinde yapılan açıklamada söylenenlerin -Doç. M. Sait Doğan ve buna bağlı Prof. Musa Taşdelen'in- benden kaynaklandığı bildirilmektedir. Açıklamada iddia edildiği haber kaynağınızın ben olmadığımın, size herhangi bir bilgi ve belge vermediğimin köşenizde duyurulmasını rica ederim.

Cüneyt BİRKÖK-İSTANBUL

Yazarın Tüm Yazıları