Çırağan çınarlarının çilesi büyük

Çırağan’da bir çınarı kesenlere karşı büyük bir savaş vermiş, kazanmıştım. Tek bir çınarın yaşamı için savaş vermiş bir belediyecilik anlayışından, ‘Hasta ağaçların tümünü keselim’ anlayışına geçilmiş olması kaygı vericidir. “Bana çınarlar kesiliyor, neden suskunsunuz?” diye soruyorlar. Ben de tarihe bir not düşmek ereğiyle bilgi sunayım istedim. Çırağan çınarları olarak bilinen bu ağaçların yaşamları çok çilelidir.

Ana yoldaki konumları nedeniyle, yeterince su-hava ve ışıkla beslenemiyor bu ağaçlar. Dilediklerince, gerektiği oranda gövde gelişimi gösteremiyorlar. Ana yolun doğu-batı yönünde az ışık alıyor oluşu, bu ağaçların ışığa ulaşmak için yukarı doğru şekilsiz boy atmalarına da neden oluyor. Toprağa güçlü bir kök sistemiyle bağlanmalarına bile izin verilmiyor onların. Altyapı-üstyapı çalışmaları denen kazılar nedeniyle hep örseleniyorlar. Günün birinde yıkılıvermek, yazgıdır onlara...  

İstanbul’un bu görkemli ağaçlarından birini ‘bir otelin önüne kapı açmak’ gibi bir gülünç gerekçeyle kesmek isteyenlere, 1990 yılında ben, mühendis arkadaşlarım ile Park Bahçeler Müdürlüğü’nün tüm çalışanları direndik. Kesilmesinin önlenmesi için ben savcılığa da başvurdum, yardım istedim. Kesilmesini engelleyemedik ama bu ‘doğa suçu’nu işleyenleri cezasız bırakmadık.

Türk belediyecilik tarihine ‘Çırağan Çınarı’ olarak geçen, “Kent içinde bir ağacı kesenlere tarihte yazılmış, yargı tarafından uygun, yerinde görülmüş, suçludan zoralım yoluyla alınmış en ağır ceza” olan bu 50 milyon TL’lik ceza, tüm mühendis arkadaşlarımdaki ortak ‘doğa sevgisi’ duygularıyla yazılmıştı.

50 MİLYON CEZA

O tarihte 50 milyon Türk Lirası, 250 Cumhuriyet altınına eşdeğerdi. Yargı, bizi haklı buldu, Cumhuriyet altınının enflasyona karşı alınmış yerinde bir önlem olduğunu da onaylayarak, 250 Cumhuriyet altını karşılığı olan paranın anılan ağacı kesenlerden alınmasına, İBB’ye gelir kayıt edilmesine karar verdi. Bu uğraşımızın her aşamasında Belediye Başkanı Prof. Nurettin Sözen bütün çabamıza destek oldu, yeşili koruma adına hepimiz için soylu bir davranış gösterdi. 30 yıl öncesinin İBB’sinden, ağaçlarını kesen bir İBB görüntüsüne gelinmiş oluşu üzüntü vericidir.

İBB yöneticileri önce böyle bir uygulamayı kamuoyunu sıkça bilgilendirerek yapmalıydı, diye düşündüm.

Benim görev yaptığım yıllarda (1977-2004) bu çınarlar, özellikle öz odunu yıkımcısı ganoderma apolanatum adlı bir mantar türünün saldırısı altındaydı. Bu mantar türü, her tür kök-gövde yaralanmalarında, yara yerinden ağaca girer, çürüme başlatır, 10-15 yıl içinde ağacın içini tümüyle kaplar; ağaç dıştan sağlıklı görünse de gövde ile tepe tacını taşıyamaz olur, iç çürüme sonucu günün birinde yıkılıverirdi.

Mantarların ağaca vereceği zararı, ağaç dip bakımı gibi fiziksel önlemlerden başka, mantar öldürücü (fungicide-fungusit) ilaçlarla önlenmeye çalışırdık. Ben İBB Park Bahçeler Müdürlüğü’nün önceki müdürlerinden Yük. Orman Müh. Tarık Konal olarak İBB, böylesi ağaç hastalıkları ile bunlarla savaşım konusunda neler yaptığını İstanbullulara duyumsatsa bu anlamlı bir davranış olmaz mı? Yük. Orman Müh. Tarık Konal

GÜNÜN SÖZÜ

“15 Mart Suriye’deki içsavaşın başlangıç yıldönümüdür. Muhalif gruplar bunu ‘Devrim’ diye kutluyor. Bana gösterilerle ilgili gelen bilgilerden olaylar sadece dağın görünen kısmıymış. Okullarda olan her şey onların yararına olacak şekilde ilerliyormuş.” Batuhan ÇOLAK

CHP’DE KONGRE-KURULTAY SÜRECİ BAŞLAYACAK MI

CHP kongre ve kurultay sürecini bir ‘erken’ veya ‘baskın’ seçim gerekçesiyle 1 yıl ertelemişti. Ancak AK Parti ve MHP’nin yeni seçim kanununu, Meclis’e sunmasıyla birlikte “erken seçim” beklentisi büyük ölçüde ortadan kalktı. Dolayısıyla CHP’nin kongre-kurultay sürecini erteleme gerekçesi de ortadan kalkmış oldu.

Bu durumda CHP’nin “hızlandırılmış” bir kongre-kurultay süreci başlatacağı beklentisi yoğunlaştı. Zaten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “erteleme” kararının görüşüldüğü CHP Parti Meclisi’nde, “Eğer bir erken seçim olasılığı ortadan kalkarsa kongreleri başlatabiliriz” demişti.  Bu durumda CHP’nin yakın bir zamanda kongre-kurultay sürecini başlatabileceği konuşuluyor.

İMAMOĞLU VE KESKİN LOZAN’DA

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, İsviçre’nin Lozan kentine bugün anlamlı bir ziyarette bulunacaklar.

İstanbul için vazgeçilmez bir hedef olan 2036 Olimpiyat Oyunları ve Paralimpik Oyunları’na talip olduklarını daha önce açıklayan İmamoğlu’nun görüşmesine, Lozan Belediyesi ile güçlü bir işbirliği geliştiren, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de eşlik edecek. Türk siyasi tarihinin en önemli barış anlaşması sayılan Lozan Barış Antlaşması’nın 100. yılına özel olarak Şişli Belediyesi tarafından hazırlanan “İlk ve Son Barış-100. Yılında Lozan” kitabı, bir sergiye dönüştürülmüş ve 27 Ekim 2021’de ziyarete açılmıştı. Büyük ilgi gören serginin ardından, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, Lozan Belediye Başkanı Gregoire Junoid’ya ziyarette bulundu. Taraflar arasında, toplumcu belediyecilik anlamında örnek çalışma ve fikir alışverişi yapıldı. İstanbul ve ülkemiz için ciddi bir prestij ve saygınlık yaratacak olan Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin, Türkiye adaylığı ile İstanbul-Lozan dostluğunun daha mesafe alınması bekleniyor.

İZZETTİN HOCA YİNE HAMLEDE

HUKUKÇU, Cem Vakfı kurucu üyelerinden Prof. Dr. İzzettin Doğan için Alevi kesiminden yine tepkiler geliyor. “Sn. Doğan, vakıf resmi senedine ve hukuka uyması gerekmez mi?” diye konuşuyorlar. Kurucu üyeler diyor ki:

Olağan Genel Kurul, vakıf resmi senedimizin ilgili maddesinde 3 yıl arayla yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Açık hükme rağmen 28 Mart 2022 günü Genel Kurul Kararı alındı. Halbuki ilgili yasa hükmü gereğince genel kurul yapılamaz, sadece mali genel kurul yapılabilir. Genel Kurul toplantısında hedeflenen kısaca İzzettin Doğan’ın bir önceki Genel Kurul’da yapmak istediği kurucu üyelerin iradesine ve Resmi Vakıf Senedi’ne aykırı olarak kendine yandaş yönetim kurulu üyeleri atamak, yine vakıf senedine aykırı vefat eden üyeler yerine halefleri yazılması gerekirken dışarıdan Cem Vakfı’nda çoğunluğu ele geçirmek için üye yapılması. Daha önceki Genel Kurul’da 25.09.2021’de yapılan 2. Olağanüstü Genel Kurul toplantı gündeminde yer alan Vakıf Resmi Senedi Tadil Tasarısı, kurucu üyelerin büyük çoğunluğunun itirazı üzerine gündemden kaldırılmıştı.

26 Mart Cumartesi günü yapılması istenen 28. Olağan Genel Kurul’da, resmi senedin tadilatı, aynı hükümlerle değiştirilmek için tekrar gündeme getirilmiş olması, kurucu iradesini tanımamak anlamına gelmiyor mu? Cem Vakfı siyasete mi alet edilmek isteniyor!

CAN DOSTLARIMIZIN MAMA VE İLAÇLARINI ALAMIYORUZ

MAHALLEDE 100’den fazla kedi ve çok sayıda köpeğe, yaşadığımız sitenin bahçeli olması nedeniyle hayvanseverler olarak can dostlarımıza dayanışma ile bakıyoruz. Pandemi döneminde onlarla yaşamak hepimize bir terapi oldu. Döviz artışında en büyük darbeyi kedi, köpek maması ve bakım ürünleri (parazit vs) aldı. Fiyatlar üç misli arttı. Fiyatlarda bir ayarlama yapılmalı. KDV oranı yüzde 18 olan mamalarda en azından KDV yüzde 1’e düşmeli.