CHP Kayseri’nin peşini bırakmıyor

Bu olayın ‘kilit ismi’ sayılan ve 5 yıl hapis yattıktan sonra üç ay önce tahliye olan belediyenin ‘sözleşmeli’ işçisi Hacı Ali Hamurcu, Meclis’te gazetecilerin karşısına çıkarak, “Belediyenin makbuzuyla paraları ben topladım, usulsüz ruhsatları onlar verdi. Dün emir kuluydum, bugün günah keçisi oldum” dedi.
Adalet aradığını söyledi.

Hamurcu çok heyecanlıydı, arada notlarına bakıyordu. İki yanında da, Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu, Konya Milletvekili Atilla Kart ve Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan vardı.

Hamurcu’nun en dikkate değer sözlerinden biri “Ben cezamı çektim, hesabımı ödedim. Ben de adalet istiyorum” demesi oldu.

CHP’nin nefsi müdafaasıdır

KAYSERİ’deki yolsuzluk öyküsünün dünü ve bugününü anlayabilmek için olayı özetlemek gerekiyor. Çünkü bu konu daha sürecek ve iktidar için büyük sorun yaratacağa benziyor.

Yeni gelişmeler, “Gül ve Erdoğan arasında yeni bir ‘siyasi gerilim’ olabilir mi?” sorusunu bile gündeme getirebilir yorumları yapılıyor.

Bunun izleri siyasilerle ve hukukçularla yapılan konuşmalarda hissedilebiliyor.

Kemal Kılıçdaroğlu gelişmeleri dikkatle takip ediyor.

Kulislerden anlaşıldığı kadarıyla yeni belge ve bilgilerle iktidara karşı daha da yükleneceği söyleniyor.

KAYSERİ İSMİNİ  ZEDELEDİLER

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Bu CHP’nin nefsi müdafaasıdır” diyor. Tekin: “Kayseri Belediye Başkanı Sayın Özhaseki hakaret davasını ‘sucuk ve pastırma’ ile bir yandan magazinleştirdi, diğer yandan da ‘coğrafi milliyetçiliğin’ arkasına sığınarak Yargıtay aşamasını etkilemeye çalıştı. Özhaseki, ‘Anadolu Kaplanı’ Kayseri ilini de, sucuğu da, pastırma markasını da zedeledi. Hiç kimse unutmasın CHP Genel Başkanlık makamı başbakanlık makamının alternatifidir. Kimse siyasi mücadele ile suculuğu birbirine karıştıramaz. Bu CHP’nin nefsi müdafaasıdır. Somut ve ciddi iddialar var. Üstelik bu iddialar siyasi değil kriminaldir.”

Tekin bu sözleri ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, hatta Başbakan Erdoğan’a, ‘iddialar ciddi, siyasi değil’ diyor. Tekin bu söylemi ile ayrıca STK ve yargı, bürokrasideki Kayseri lobisine de “Sizinle sorunumuz yok, karışmayın” mesajı veriyor.

ADLİYE, BELEDİYE VALİLİK ÜÇGENİ

BİR başkomiserin oğlu olan Hacı Ali Hamurcu, “Adliye, belediye ve valilik” üçgeninde dönen yolsuzluk ve usulsüzlükleri bir kitap halinde önümüzdeki günlerde kamuoyunun önüne çıkaracağını söyledi. “Kitabın ismini daha koymadım ama adliye, belediye ve valilik üçgeninde dönenleri içeren bir isim olabilir. Şimdiden 400 sayfa yazdım” dedi.

Bana iftira attılar

HACI Ali Hamurcu: Kayseri onların (AKP) elinde. Hâkime, savcıya derdimi anlatamadım. Verdiğim ifadeler kesildi. Bana iftira attılar. 5 yıl hapis yattım. Çıktım, hayatım bitti. Takip ediliyorum. Dışarı çıktığımda her türlü sözlü baskı ile karşı karşıya kalıyorum.

Bilgi kirliliği ve karartma

KAYSERİ’yi dikkatle izleyen Konya Milletvekili Atilla Kart, yaşanan süreci şöyle özetliyor:

“Ortada bir yolsuzluk ağı var. Belediyenin, adliyenin, valiliğin karıştığı bir ağ var. Belediye başkanı, CHP, Kılıçdaroğlu, Kulkuloğlu ve bana toplam 40 dava açtı, bunların 33’ü reddedildi. 3’ü kısmen kabul edildi; diğerleri devam ediyor. Biz burada olanları çok anlattık,
konuştuk. Delil topladık, sümen altı edildi.”

Kart’ın şu sözleri ilginç:

“Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı, bilgi kirliliği, karartma yaptılar. Cumhurbaşkanı ‘Özhaseki’ye ben sonuna kadar kefilim” dedi. Başbakan dava temyiz aşamasında iken, bu konuda söyledikleriyle yargıya müdahale ederek tavsiyede bulundu.”

Kulkuloğlu izliyor

2005’te başlayan süreçte taraflar karşılıklı suçlamalar ve hakaretlerde bulundu. Peşinden hakaret davaları açıldı. Davaları bazen CHP kazandı, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ve diğer belediye mensupları kaybetti. Bazı hakaret davalarını Özhaseki kazandı. Özhaseki, kameralar karşısında kazandığı tazminat davalarıyla Kayseri’de ‘vatandaşa sucuk’ dağıttığını açıkladı.

Kılıçdaroğlu ve CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, Kayseri’de H. Ali Hamurcu’nun ortaya attığı rüşvet iddialarının ‘Belediye-Vilayet-Adliye’ üçgeninde kurulan ilişkilerle kapatıldığını iddia ettiler.