Elimizdeki belgeler ve bilgiler, ‘tekzip’te anlatılanların doğru olmadığını gösteriyor. Kartal 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin bu kararını hiç hak etmedik.
Herhalde bizdeki belgeleri mahkeme de görseydi; böyle bir tekzibe onay vermeyeceği açıktı.
Şimdi özelleştirilmiş olan
Tekel’de (tta) geçmişte neler olduğu ‘roman’ olacak gibi... Dileriz birileri yazar.
Tekzip konusuna gelince, şöyle sorularımız var:
1- 25.1.2007 tarih 26.414 sayılı
Resmi Gazete’de yayınlanan fabrika müdürlerinin doğrudan alım yetkisini hangi yasaya dayanarak 25.4.2007 tarih 2271 sayılı yazınızla 28 bin 880 liradan 5 bin liraya indirdiniz. Yetkiniz var mıydı?
2- Bu konuya müdahale eden başmüfettiş
Zafer Karakulak’ın 19.3.2008 tarih 29-08 sayılı
‘acilen’ incelenmesini istediği yazıya Tekel Teftiş Kurulun’ca ne gibi işlem yapılmıştır?
3-
NGN adlı firmadan, Tekel’in Samsun fabrikası dışındaki fabrikalara bir tek yedek parça alınmış mıdır? Söz konusu firmadan 5.10.2007 tarihinden 5.6.2008 tarihleri arasında alınan yedek parça bedeli 246 bin 297 YTL’dir. Söz konusu firma
Tekel’in diğer 5 fabrikasını bırakın diğer özel sektör fabrikalarına da yedek parça vermediğini, firma kendisi açıklıyor.
4- Haziran 2008’den sonra
NGN firması Samsun fabrikasına -özelleştikten sonra- yedek parça verebilmiş midir?
5- Aynı şekilde Sigara Sanayii’nde göreve başlamadan önce
Kaya Makina, İstanbul Sigara fabrikasına hiç yedek parça satabilmiş midir?
6-
‘Tekel 2001’ sigarasının paket kâğıtlarının ambalaj fabrikası yerine Manisa’da yerleşik Egem Ambalaj firmasına 6.4 milyon dolar bedelle yaptırılması hususunda müfettişlerce 1.1 milyon YTL zarar olduğu belirtilmişken siz, 7.7 milyon YTL kâr ettiğinizi söylüyorsunuz.
Yıllardan beri, Tekel’in tüm paket kâğıdı ihtiyacını karşılayan Tekel’in -o tarihte- ambalaj fabrikasının kapatılmadığı, işçi çıkartılmadan iki vardiyalı çalışma düzeni sürerken nasıl oluyor da, 7.7 milyon YTL kârdan bahsedilebiliyor? Ambalaj fabrikasının kapasitesinin o tarihteki üretimlere fazlasıyla yetecek durumda olduğunu bilmeyen yoktur. Demek ki, Tekel’in ana statüsünde ne yazdığından da haberiniz yok!
DENİZ FENERİ’NE DEPO7-
Bitlis’teki sigara fabrikasının bir deposunun
Deniz Feneri Derneği’nce
‘işgali’ne (AKP milletvekili Vahit Kiler’le dönemin valisi bir olup, bu yeri Tekel Genel Müdürlüğü’nün haberi ve izni olmadan verdiler) gelecek olursak... Ağustos 2005’te müfettiş Recep Yunak depo için izin alınmasını öneriyor. 2006 yılında ise müfettiş Yalın Sadak iznin Ramazan Bayramı’nın sonuna kadar verildiğini ve tahliyenin sağlanamadığını görünce, deponun tahliye edilmesi önerisini getiriyor. Bu rapor üzerine Ahmet Eray Atay, 5.10.2006 tarih ve 551 sayılı yazı ile önceki yılda olduğu gibi usulen ramazan ayı sonunda talimatını vermişmişse de aynı durum sürüyor. 2007 yazındaki teftişte ise başmüfettiş Erol Gördük kendisinden önceki iki yılda hep aynı cevapların verilip de deponun tahliyesinin sağlanamaması üzerine ilgililer hakkında soruşturma izni istiyor; ancak kendisine izin verilmeyerek iş elinden alınınca konuyu savcılığa intikal ettiriyor. Bitlis fabrikasının yöneticileri hakkında açılan dava da hâlâ sürüyor. Ayrıca, Tekel Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu Başkanı ve diğer ilgililer hakkında (Ahmet Eray Atay dahil) suç yeri itibariyle Fatih’te bir davanın sürdüğünü, ayrıca Ankara C. Başsavcılığı ‘Memur Suçları Bürosu’nda da olayın takip edildiğini biz size hatırlatalım.
ETİK KURULU AFİŞE ETTİAhmet Eray Atay’ın
‘söylentiye dayalı ithamlar’ olarak nitelendiği yazımızdaki olayların tamamı belgeye dayalı ve incelenmesi gereken olaylardır.
Hayvanlara bir kap su... SICAK yaz günlerinde hayvan dostlarımızı unutmayalım.
Büyükşehir insanı tüm bu nimetlerden yararlanırken sokaklarda dolaşan kedi ve köpekler, kuşlar ve diğer hayvan dostlarımız acaba ne yapıyor?
Hayvanlar bizlere emanettir. Onlara sahip çıkalım. Açlıklarını ve susuzluklarını giderelim. Bir kap su onların belki de susuzluktan ölmelerini engelleyecektir. Sadece bir kap su... Vakit kaybetmeden... Hemen... TÜLAY Hergünlü |
Bunların hepsi bir tarafa devletten
harcırah alıp
Konya’da
Mevlana’yı anma törenlerinde, sözde toplantıda, aile efradı ile birlikte kaldıkları beş yıldızlı otel bedelini dahil, Tekel’in yerel başsatıcısına ödettiği,
‘Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun 2009-1 sayılı kararıyla bu durumu kamuoyuna Resmi Gazete’de (7.3.2009) afişe edilen
Ahmet Eray Atay (ile
Tekel’in diğer üst yöneticileri olan
Kazım Çalışkan, Adnan Top, Ramazan Orkan, Fikri Özkök, Mürsel Sarı, Devrim Hasanefendioğlu ve Metin Kayrak) haklarında
Tekel Teftiş Kurulu’nca hâlâ harekete geçilmeyecek mi? Bize göre bu soruşturma, İstanbul 2010 Ajansı’nda akçalı işlere karıştığı iddiasıyla görevinden uzaklaştırılarak Tekel Teftiş Kurulu’da, hiçbir şey olmamış gibi eski görevine döndürülen başmüfettiş
Kemal Koç’a incelettirilebilir.
Eray, ‘müşavir’lik kadrosunda hangi işleri takip ediyor?
Rejimin bekçiliği
REJİMİ polise teslim edelim, fakat polisi de götürüp kimi cemaatlere teslim etmeyelim.
Asker de polis de elbette ki rejimin güvencesi olan kolluk kuvvetleridirler.
Ama rejimin güvencesi hukuktur. Hukuk devleti olmaktır.
Polis de asker de o hukukun emrindedir.
Başkalarının değil!
Cemal YEŞİLYURTMesaj Panosu
BOĞAZİÇİ Köprüsü’ne, İstanbul tarafından girerken Ortaköy’de köprü ayağının hemen dibinde sağda, tuğlalı bir inşaat var. Görülebildiği kadarıyla 4 kat olmuş, bir de çatı katı var. Boğaz’ın öngörümündeki yapı köprünün silüetini bozuyor. Beşiktaş Belediyesi’ni bırakalım Boğaziçi İmar Müdürlüğü burasını hiç görmüyor mu? Üzerinde bir de ‘Tellioğlu İnşaat- Satılık daireler’ yazmıyor mu? Gözgöre göre bu yapıya isyan etmek lazım. Ama kim?
TAŞYAPI’nın Moda’da diktiği Anadolu yakasının ‘Gökkafesi’nin şimdi de satılacağı söylentisi çıktı. Plan tadilatları ile Kadıköy’ün böğrüne saplanan bu yapıya Kadıköy ve Büyükşehir’de el kaldıranların vicdanı sızlamıyor mu?
Cem KORU