ASLINDA çarşaf konusu Türkiye’de oldukça eski bir mesele... Bayram nedeniyle okurlarımıza "gülümsetecek bir bulmaca" sunuyoruz.
Ünlü bir yazarımız ’çarşaf açılımı’ konusunda bakın hangi satırları kaleme almış:
"Servet-i Fünun edebiyatında da çarşafa dair bahsimize uyan iki fasıl vardır. ’Aşkı Memnu’da Nihal’in hususi tabiriyle ’çarşafa girişi’, yani ilk defa çarşaf giyişi... Saffeti Ziya’nın bir hikáyesinde, randevuya gelen şık hanımın bin nazlılıkla çarşaftan çıkışı, yani üzerinden çarşafını atması, soyunması!
Gazetelerimiz eskisi gibi 16 sayfalı olsaydı, bu tasvirleri herhalde yazıma koyardım. Zira sahnelerin ikisi de çarşaflılık hayatında önemli yer tutar. Çarşaf eteğinin, çözülünce ipek bir halka halinde vücuda sürünerek halının üzerine düşmesi, ayakta duran kadını yerde bir çelenk içine alması gerçekten güzeldi; bir áşığa gerçekten heyecan verirdi. Her neyi saklarsa saklasın bir perdenin açılışı veya bir örtünün sıyrılışı daima merak verici, daima zevklidir... Onlar bir sevgiliyi örtüyorsa, artık heyecan ve zevkin derecesi hiç ölçülemez..."
Evet, bayram alıntımız bu. Bakalım okurlarımız arasında yazarını ve eserini tanıyan çıkacak mı?..
Sayın Baykal’a çarşaf sorusu
ÇARŞAFLI ve türbanlı kadınlara CHP rozetini takmanızı eleştirenlere karşı yaptığınız sert tepkinizde gözden kaçırdığınız bazı hususlara dikkatiniz çekmek isterim.
Atatürk dönemine ve tek parti dönemine karşı hatalı ve yanlış görüşleriniz tam olarak ortaya çıkmış bulunuyor.Başörtüsü vardı.Fakat bugün türban olarak adlandırılan bu Nakşibendi Musa Sadr denen şeyh bozuntusunun, Beyrut’ta İranlı kadınları Filistinli gerillalarca tanınması için uyguladığı şekilde başörtüsü yoktu. 2004 yılında İran’ın önde gelen gazetelerinde çıkan röportajlarda bu örtme şeklinin rahibelerden alıntı olduğu açıkça belirtilmiştir. Murat Bardakçı 23.5.2007 günkü "Türbanın bu şekli Lübnan’dan ithaldir" başlıklı yazısını okumanızı tavsiye ederim.
Gelelim çarşafa... Çarşafın İslamiyet’le ilgisi nedir? Çarşaf, İslam giysisi midir? Peygamberimizin vefatını takip eden bin yıl içinde çarşaf var mıydı? Hıristiyanlığın propagandasını yapan rahibelerden alıntı değil mi?
Yıllardır CHP’ye ve ülkemize verdiğiniz zararı tekrarlamayınız. Kaç seçim kaybettiniz, ülkeyi tarikatçı geçinen şeyhlere, dervişlere, müritlere, meczuplara bıraktınız.
Remzi ERKÜREM CHP’nin eski yayın organı ’Ulus’ Gazetesi Müessese Müdürü
’Büyükşehir’ Atatürk’ün önüne geçti
FUTBOL Federasyonu’nun geçen hafta maçlarının verildiği çizelgede iki stadın adları dikkatimizi çekti: ’Kayseri Büyükşehir Belediyesi Atatürk’, ’Konya Büyükşehir Belediyesi Atatürk’.
Diğer stat adları arasında böyle ’Büyükşehir Belediyesi’ yazısı yok. Çoğunlukla Atatürk’le başlıyor; Denizli, Antalya, Giresun, Sakarya, Van, Diyarbakır, Adıyaman, Elazığ, Hatay vs. gibi... İstanbul’daki olimpiyat stadının adının önünde ’Atatürk’ yer alıyor.
Spor servisindeki dostlara sorduk; Kayseri ve Konya’da büyükşehir sözcüğü bir süredir yer alıyormuş. Atatürk’ün adı böyle mi yok edilmek isteniyor?
Saltanat nedir
BİR okurumuz, saltanat hastalığının ne olduğunu ve tedavisini yazmış; özetliyoruz: Belediye yönetimlerinde saltanat hastalığı, yönetime geldikten sonra, yöneticilere sirayet eden bulaşıcı bir hastalıktır. Mikrobu HBB (Herşeyi Ben Bilirim) ve BYİ (Ben Yüce İnsanım) adı verilen virüslerdir. HBB ve BYİ virüsü girdiği vücutta demokratik katılım, bilimsellik, halkla iç içe olma, verdiği sözleri tutma gibi az da olsa var olan bağışıklık sistemini yok eder. Vücudun sindirim sistemi, boşaltım sistemi ve merkezi sinir sitemi gibi muhtelif doku ve organlarına yerleşerek saltanatın değişik şekilde tezahür eden hastalıklarına neden olurlar. Hastalığın kesin tanısı için anti-saltanat testi yapılır. Testin pozitif olması durumunda, ne mi yapılır? Hastalığı alt etmek için kolları sıvayalım!
BAYRAMIN SÖZÜ
"TANRI, iradesini hákim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hákim kılmak için
Tanrı’yı kullanırlar."
Giordano Bruno (İtalyan filozof, 1548-1600)
Biliyor musunuz
Kadınlar % 50 kota istiyor
KA-DER’in kadın adayları yerel seçime hazırlamak için 9. Siyaset Okulu’nu 22-26 Aralık tarihlerinde İstanbul’da açacağını ve bu arada bir kampanyayla yerel seçimlerde parti liderlerinden ’% 50 kota’ yani eşitlik talep edeceklerini açıklayacağını... KUŞADASI’nın DYP ve CHP’den iki kez belediye başkanlığında bulunan Engin Berberoğlu’nun; ANAP’tan iki kez Beşiktaş Belediye Başkanlığı yapan Yusuf Namoğlu’nun; Bakırköy’de ANAP’tan iki dönem belediye başkanı olan Ahmet Bahadırlı’nın bu kez DSP’den adaylığa soyunduklarını... ALEMDAĞ Belde Belediye Başkanı AKP’li Mehmet Yaşa’nın, yeni ilçe olan Çekmeköy’den adaylığını koyduğunu...
Yoksulluk yeni medeniyet mi
KAPALIÇARŞI’dan arife günü telefonla arayan bir esnaf bir gözlemini aktarıyor: "Bu bayramda emin olun, yaşlı, emekli orta halli insanlarımızı çarşıda göremedik. Gelenler daha çok ’AKP’li yeni zenginler’di; maşallah üstleri başları temiz pak. Kalabalık aileler... Hepsinin de başı kapalı... Yani bir AKP saltanatının olduğunu ilk kez hüzünle izledim. Espri anlamında bir ikisine bir şeyler söylemek isterdim; ama korktum; ya beni polise veya vergi memuruna şikáyet ederlerse!.. Yine de kendilerinden Allah razı olsun. Çünkü onlar da alışveriş etmeseydi, bayram harçlığımızı çıkaramayacaktık.Türkiye artık bir başka Türkiye’ye dönüyor değil, dönüştü. İyi bayramlar..." Evet yoksulluk yeni bir ’medeniyet’ mi oluyor?