Paylaş
Uzaktan eğitimle doktorluk olur mu? Nitekim bu duruma karşı çıkan doktorların büyük çoğunluğu -ki bunlar üniversiteyi ayakta tutan hocalardır- iki yıl ücretsiz izne ayrıldılar.
Dünyayı yakalamış, saygınlığı olan bilim adamlarına yapılan muamele bu maalesef...
İstanbul Üniversitesi’nin Çapa ve Cerrahpaşa tıp fakültelerinin kliniklerine bir gidin, sağlık hizmetinde ne gibi sıkıntılar yaşandığını göreceksiniz.
Peki bırakın ameliyatları, eğitim ne olacak? O gençler nasıl yetişecek?
Bir öğretim üyesine soruyoruz:
ASKERE GİTMİŞ GİBİYİZ
- Kaç öğretim üyesi ayrıldı?
- Çapa ve Cerrahpaşa’dan yaklaşık 450’ye yakın öğretim üyesi; her iki fakülteden yarı yarıya denilebilir. İşin erbabı, hepsi de profesör... İki yıllık ücretsiz izin haklarını kullanmak üzere ayrıldılar. Yani bu sürede bir ücret almayacağız ama kadrolarımız muhafaza edilmiş oluyor. Daha doğrusu bizler için ‘askere gitmiş’ gibi olduk denilebilir.
- Sağlık hizmetleri ne oldu?
- Çöktü... Ama Sağlık Bakanlığı’nın yeni bir düzenleme yapacağı söyleniyor. Eğer bu durum değiştirilirse, bütün hocalar kadrolarına dönebilirler. Örneğin ben ‘ücretsiz iznimi’ keser, ertesi gün görevime başlarım.
- Siz ne istiyorsunuz?
- Biz diyoruz ki, 17.00’ye kadar çalışalım... Buna lafımız yok... Ama olmadı. Bakanlığın yeni uygulaması ta başından sakattı, ya sen öğrenciye bak ya da ameliyat yapma!.. Bu olmaz, tıp fakültelerinde eğitim yapılamaz o zaman. Yani saçma bir uygulama!..
REKTÖR SÖYLET’İN TUTUMU
- İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Yunus Söylet’in tutumu nedir?
- Sağlık Bakanlığı üniversite hastanelerini isterken, Yunus Bey buna karşı çıkarak bilimselliğin bir ayağı olan eğitime sahip çıkmıştır? Hangi rektör, bu kadar güçlü bir bakanlığa karşı çıkabilmiştir; tıp eğitimi böyle kararlarla gerçekleşemez diyebilmiştir. İstanbul tıp hocaları kendisinin yanındadır.
Hocalar, sonunda aklıselimin hâkim olacağını söylüyorlar. Yani ortak bir ‘uzlaşı’ noktası bulunabileceğini söylüyorlar.
Dünya standardını yakalamış bir üniversitenin doktorları ile inatlaşılmaması gerekir.
Önemli olan ameliyat yapılmaması değil; önemli olan böyle hocaların üniversitesiden kaçırılmamasıdır. Tıp eğitiminin geleceği için bu hocalara her zaman ihtiyaç vardır.
Böyle bir eğitim gücü dünyada hangi ülkede vardır?
‘Türk’ mü kalacak ‘Türkiyelilik’ mi
BAŞBAKAN “Türkiyelilik rahatsız etmesin” demiş. Ben rahatsız oluyorum. “Ne mutlu Türk’üm diyene” diyerek rahatsız olan bizler için bir cevabı yok mudur Başbakan’ın? Birçok çevrede ‘gevelenen’ bu sözü Başbakan pek kullanmıyordu. Yoksa, bu ‘Türkiyelilik’ anayasaya konulmak istenmesinden ötürü topluma ‘ısıttırılmak mı’ isteniyor? ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ demek Türkiye Cumhuriyeti’nin en temel taşıdır; bir tuğla sökülmemesi gerekir.
Metin ALTAY
AKP muhalefeti de kendisine bağladı
HÜKÜMET, yetkinin son gününde
6 KHK çıkardı. Deyim yerindeyse devleti yeniden yapılandırdı. Bir gecede çıkarılan 6 KHK ile ekonomiden sağlığa, çalışma yaşamından sosyal politikalara kadar pek çok kurum ve kuruluşun teşkilat yapısında köklü değişikliğe gidildi.
Yani AKP, KHK ile muhalefeti de kendine bağladı.
B. BÜYÜKAKIN
Nafiz Kotan önemli bir Erzurumludur
‘ERZURUMLU Nafiz Kotan’ın Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal Paşa’ya armağan ettiği 4 tayyareden birisi olan Fiat R2 uçağın aynısını (replika) yaptırarak Erzurum Havaalanı’na armağan ettik.
Aktivitenin tüm masrafları Erzurumlu Av. Necati Bölükbaşı ve Prof. Dr. Bingür Sönmez tarafından karşılandı. Tayyare Erzurum Havaalanı’nda monte edilerek tavana asıldı. Ulaştırma Bakanımız 11 Kasım saat 18.30’da açılışını yapacak. Tüm beklentimiz Erzurum Havaalanı isminin ’Erzurum Nafiz Kotan Havaalanı’ olmasıdır.
Nafiz Bey, 1887 Erzurum doğumludur. Erzurum’un tanınmış ve köklü ailelerinden olan Hacı Ahmet Bey’in oğludur. İlk okulu bitirir bitirmez babasının yanında ticaret hayatına atılan Nafiz Bey, baba mesleğinin bütün inceliklerini kısa zamanda öğrenmiştir. Soyadı olarak ‘Kotan’ı almıştır. İstanbul’a geçmiş, kardeşi Necip Bey’le birlikte özellikle halı ihracatıyla dış ilişkilerini geliştirmiştir. Bu ilişkiler, ona ileride uçak satın alabilme olanağını sağlamıştır.’
Bu konuyla ilgili bilgiler Sarıkamış Şehitleri Gönüllüleri sitesinden geldi. Sitenin kurucusu Prof. Bingür Sönmez... Üyeler hocaya teşekkür ediyorlar. Bu konuda ilginç ayrıntıları bu siteden öğrenebilirsiniz.
İthal 18 yerli 14
CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, Kadıköy yakasında hayvan üreticilerinin sorunları ile ilgilendikten sonra Van’a gitmiş. Telefonda diyor ki: “Bayramın 1. günü, köşenizdeki mesajımdan sonra 300’e yakın telefon aldım. Hem satıcılara hem kurbanlık almak isteyenlere yardımcı olmaya çalıştım. Et Balık Kurumu Genel Müdürü ile görüştüm. Elde kalan kurbanlıkları alabileceklerini söyledi; kilosu 14 liradan... Halbuki üretici 20-22 liraya mal oluyor diyor. İthal hayvan 18 liraya mal ediliyor. Peki aynı para yerli hayvanımıza verilemez mi? Yerli üreticimiz 4 lira daha ‘düşük’ mü?”
EBK’dan haber bekliyoruz.
1 dana kestirdim 700 lira verdim
MURAT Hazinedar arıyor: “Ordulu hemşerilerimizin besledikleri bir danayı Kartal’dan aldım. Fiyatları 4-5 bin lira dolayında... Allah kabul etsin kestirdik ama 350 lira kesim ücreti olur mu? İtiraz etmedik verdik; ayıklatalım dedik; onun için de bir 350 lira daha verdik. Kartalspor için alınıyormuş bu paralar; biraz ‘kazık’ değil mi?”
Paylaş