Paylaş
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Beylikdüzü Belediyesi’ne 2008’de yolsuzluk operasyonu düzenleyen jandarma başta eski belediye başkanı Vehbi Orakçı olmak üzere 29 şüpheliyi gözaltına almıştı. 27 şikayetçisi, 66 tanığı bulunan dosyada Orakçı ve imar müdürünün aralarında bulunduğu bazı şüpheliler tutuklanıp aylarca hapis yattı; kefaletle bir gecede tahliye oldu ama soruşturma 3. yılına girmesine rağmen iddianame ortaya çıkmadı. Beylikdüzü’ndeki son seçimde CHP’den belediye başkan adayı Dr. Vecdet Öz ve ilçe başkanı Güzel Yücel Aslıoğlu’nun avukatı Ethem Baykal’ın başvurusuyla dosya üstündeki gizlilik kararı da geçtiğimiz günlerde kaldırıldı.
Son seçim sonrası Büyükçekmece İlçe Seçim Kurulu Müdürü İbrahim Doğan hakkında ‘hileli seçim’ iddiası ile adliye tarihinde ilk kez görevi kötüye kullanmaktan dava açıldı.
AKP’li Beylikdüzü Belediyesi hakkında ilçe Jandarma Komutanlığı tarafından hazırlanıp Büyükçekmece Başsavcılığı’na sunulan 300 sayflık fezlekede ilginç iddialar yer alıyor.
- Çetenin; belediye-mafya-arazi sahibi-müteahhit-polis ve bürokrat-siyasetçi, ilçe seçim kurulu-milletvekili-bakan iştakipleri bağlantılı olduğu dikkat çekiyor.
1990’LARDA BAŞLADI
- ‘Beylikdüzü Rant Çetesi’ diye adlandırılan çete, 1990’lı yıllardan itibaren Yakuplu-Kavaklı ve Gürpınar köylerinin rant açılmasıyla ortaya çıkmıştı.
İlk olarak Kavaklı adındaki belde belediye başkanı Orhan Tıraşoğlu’nun tutuklanmasıyla uç vermişti. Jandarma soruşturma ve hazırlanan fezleke gösteriyor ki, geçmişte ANAP’lı Belediye’nin himayesinde olan çetenin lideri konumundaki (fezlekede aynen böyle yazıyor) geçen dönemin AKP’li Belediye Başkanı Vehbi Orakçı ve yine işbirliği halinde çok sayıda kişinin yeraldığı çetenin son işlediği ‘suç’da belirtiliyor.
ÇETE SEÇİME HİLE KARIŞTIRDI
- 2009 martındaki yerel seçimlerde çetenin faaliyetlerini sürdürebilmek için seçimleri kazanmak amacıyla bu kez de seçimlere ‘hile’ karıştırdı ve ilçe seçim kurulu müdürü de bu çetenin son mensubu haline geldi. Bu müdürün bir yılda 18 gayrimenkul edindiği malvarlığı araştırmasında ortaya çıkarıldı. Fezleke’de para ilişkileri açık bir şekilde sergilendi.
- Bazı hukukçular “Seçim suçu, görevi kötüye kullandırma ile sınırlandırılarak bu işteki esas çete orgazisyonu gözardı edilmek istenmiştir. Aslında organize suçla birlikte mütalaa edilmesi gerekirken, dava yalnızca seçimdeki usulsüzlük ve yolsuzlukla sınırlandırılması dikkat çekmektedir” diyorlar.
ÖRNEK DAVA
- Davanın Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ikinci duruşması bugün 11.55’te görülecek. İki davanın birleştirilmesi için ilk duruşmada talebini dile getiren CHP Beylikdüzü Belediye Başkan adayı Doç. Dr. Vecdet Öz, bu duruşmada da somut belge ve bilgilerle bu görüşlerinin fezlekede de desteklendiğini ifade edeceğini söyledi.
Sadece Diyanet değil ‘özeller’ de kazıkçı
HAC ve umre ziyaretleri Türkiye’de sizin de yazdığınız gibi oldukça pahalı olarak düzenlenmektedir. Diyanet Vakfı’nın bu işten büyük paralar kazandığı doğru... Ama onların dışında özel tur düzenleyen şirketler de Diyanet Vakfı’ndan daha pahalı olarak tur düzenlemektedirler. Bunun sebebini TURSAB açıklamalı. Eğer özel şirketler Diyanet’ten ucuza tur düzenlese bilhassa umre turları serbest olduğundan Diyanet Vakfı tamamen elimine edilebilir. Şu anda özel tur düzenleyen şirketlere 1. sınıf acente yetkisi TURSAB tarafından verilmemektedir. Birinci 1. turizm şirketleri de kendileri tur düzenlemeden ayarladıkları taşeron şirketleri aracılığı ile umre turları düzenlenmektedir. Araya en az iki tane taşeron şirket girdiği için taşeron firmalar her umreciden 100-200 Euro prim almaktadırlar. Eğer bu taşeronluk aradan çıkarılırsa umre turlarında en az 200-400 Euro ucuzlama olabilir. Bunun için TURSAB ve Diyanet’i göreve çağırmak gerekir.
KAYIT PARALARI NEREYE GİDİYOR
Diğer konuya gelince Diyanet Vakfı hac için kayıt bedeli olarak bir miktar para alıyor. Kurada çıkmayan kişilerin hac paralarını almıyor. Ancak kayıt paralarını da iade etmiyor. Önkayıt yaptırıp kurada Çıkmayan hacı adayından adı çıkıncaya kadar yeniden ön kayıt parası almıyor. Ancak ön kayıt bedelleri de belki az görünebilir ama sayı fazla olduğundan bu para da büyük bedel oluşturmaktadır.
Ahmet ALTUNTAŞ
İstanbul-Selanik tren seferi iptal edilmez
YILLARDAN beri yapılmakta olan, İstanbul-Selanik arasında yataklı vagonlardan oluşan Dostluk-Filia Ekspresi (TCDD web sitesinde bildirildiği üzere: 13.02.2011 (dahil) tarihinden itibaren Dostluk-Filia Ekspresi ikinci bir bildiriye kadar seferleri iptal edilmiştir) seferleri 13 Şubat’ta sona erdi. Bu her yönüyle mükemmel hattı sürekli kullanan bir yolcu olarak, ülkemizin Avrupa ile bağlantısını sağlayan bu trenin bundan sonra çalışmamasının çok kötü olduğunu düşünüyorum.
Demiryolları yetkililerine sorduğumda, ‘sorunun Türk tarafında olmadığını, Yunanistan’daki ekonomik kriz dolayısıyla, orada personel çıkarılması sonucu bu kararın alındığını’ söylediler. Son seferde Selanik’te yetkililere sorduğumda ise, hattı Türk tarafının işletmesi ile ancak seferlerin işleyebileceğini söylediler.
Ülkemizin itibari ve tanıtımı, ülkemize demiryolunu kullanarak Avrupa’nın tüm ülkelerinden Türkiye’ye (Interrail, Balkan flexi Pass, vs. sahibi turisler de dahil) gelen turistler açısından da çok önemli olduğunu düşündüğüm, bu hattın açık tutulması için fedakarlık yapılması gerektiğini düşünüyorum. ? Prof. Dr. F. K.
Biliyor musunuz
ULUSAL Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin, Libya’ya yapılan saldırıyı protesto etmek için yapacağı yürüyüş Galatasaray Lisesi’nin önünden 18.30’da (0532- 260 14 72); Trakya Ergene İnsiyatifi’nin Ergene nehrinin kirliliğine dikkat çekmek üzere Taksim Tramvay durağındaki eyleminin de 19.00’da (0532-591 03 41) başlayacağını...
Paylaş