Paylaş
Öğretmen lisesi, ticaret lisesi, Anadolu lisesi, fen lisesi, imam hatip lisesi ve düz lise... Yalnızca imam hatibin aracı vardı.
Yalnızca imam hatip müdürü köyleri tek tek dolaşıp öğrenci toplamıştı.
Köy Enstitülü 17 bin 341.
İmam hatipli 2 milyon.
Köy enstitülü yazar sayısı daha fazla; ozan daha fazla, ressam, müzikçi, bilimci daha fazla.
‘İmam hatibi kilitlerseniz oy veririz’ diyen olmadı. Ama ‘Köy enstitülerini kilitlerseniz oy veririz’ diyen oldu.
DP milletvekili Kinyas Kartal’ı dinleyelim:
“Köy enstitüleri gelişiyor. Biz ağalar toplandık. Bu köy enstitüleri 10 yıl daha sürerse Doğu’da ağalık ölecek. 1950 seçimleri öncesinde Demokrat Parti ile pazarlık yaptık ve kapatmaya söz verirseniz oyumuzu size vereceğiz dedik. Söz verdiler, oyumuzu verdik. Enstitüleri de kapattırdık.”
Ne çirkin pazarlık!
Sayısı azaltılsın denmemiş.
Kapatılsın denmiş.
O okulları çöpe attıranlar terörden ve binlerce yurttaşımızın öldürülmesinden sorumludurlar.
Güneydoğu’nun yoksulluğundan sorumludurlar.
Kötülükleri büyük, çok büyük.
Değdi mi? Ey toprak ağası!
Ey politikacı; suçun büyük.
Oy için ağalara ödün vermeyecektin!
Süleyman EKİM
GÜNÜN SÖZÜ
“Her birimiz, her şeyden, herkesin önünde sorumluyuz.”
(Fyodor Dostoyevski)
Allah dini siyasete sokanı cezalandırır
YENİ eğitim yasasının özel amacı İslam dininin Hanefi mezhebinin okullara girmesi...
Toplumların devamlılığında milliyetçiliğin ve inancın yeri yadırganamaz.
Ama; okulların amacı eğitim ve öğretim. Yaşam tarzımızı genelleştiren kuralları öğretmek, bu doğrultuda eğitmek. Yaşamı kolaylaştırmak. Ayırıcı değil değil birleştirici olmak.
Eğer çoğunlukta olan halen nüfuslarımızda yazan dinimizi öğrenmek istiyorsak 80 bin cami ve din görevlileri namaz vakti dışında ne yapıyorlar? Herkes dinini ve bizler Kuran’ı, peygamberimizi camiilerimizde öğrenemez miyiz? Yoksa cami hocaları Kuran’ı ve Peygamberın hayatını öğretemezler mi?
Camilerimizdeki din görevlilerine güvenmiyorlar mı?
Aleviler de cemevlerinde inançlarını ve Hazreti Ali’nin hayatını öğrenemez mi?
Amaç: Binlerce din görevlisinin okullarda iş bulması ve okullara türbanı, mescidi yerleştirmek.
Peki havra, kilise, cemevi de kuracaklar mı?
Allah dini siyasete sokanı/sokanları cezalanlandırır.
Mesut AVCI
‘12 Eylül tiyatrosu’
AVUKAT Turgut Kazan, bugün başlayacak 12 Eylül davasıyla ilgili olarak “Hükümet ve Meclis’in, 12 Eylül davasına müdahil olamayacağını” söylüyor. “Çünkü’ diyerek ekliyor:
“Ancak suçtan zarar görenler davaya katılabilir. Oysa, mevcut hükümet ve TBMM, dava konusu suçtan zarar görmedikleri gibi, o suçun bütün ürünlerinden yararlanmışlardır, yararlanmaktadırlar. 12 Eylül darbecilerinin Kürtleri ve solcuları engellemek için getirdikleri %10 barajı başta olmak üzere, darbe anayasasının YÖK’le ilgili 130. maddesine ve seçilmiş 8 milletvekilini esir alan darbe anayasasının 83. maddesine nasıl sarıldıklarını görüyoruz. MİT Başkanı Hakan Fidan için 3 günde yasa değişikliği yapanlar, darbenin bu en ünlü maddelerini hep kullandılar, kullanıyorlar. Darbe gayrimeşru olduğuna göre, gayrimeşru ağacın meyveleri yenmez demediler, demiyorlar.
10 yıldır, muhaliflerine karşı, o zehirli meyvelerden yararlandılar, yararlanıyorlar. Dolayısıyla, 12 Eylül darbesinin meyvelerinden yararlanan bugünkü hükümet ve meclis yarın (bugün) başlayacak davaya müdahil olamaz. Bu gerçeğin böylece bilinmesi gerekir.”
‘Yunanlı’ değil ‘Yunan’
ÖZTÜRKÇE tutkunu okurumuz Tarık Konak uyarıyor:
“Konak KONAK Belediyesi’nin ‘şiir şöleni’ açıklamasında ‘Yunanlı şair’ diye yazılmış. Bu kullanım yanlıştır. Yunanistan, Yunan ülkesidir. Bu ülkenin insanına ‘Yunanlı’ değil ‘Yunan’ denir (çoğulu: Yunanlar).
Bulgarlı, Türkmenli, Ermenili demiyor; Bulgar, Türkmen, Ermeni diyoruz.
Öyleyse ‘Yunanlı’ değil ‘Yunan’ demeliyiz.
Bir yanlışımızı düzeltmek için, geç kaldığımızı düşünmeyelim; özellikle konu Türkçemizse yanlışımızı -gecikmeli bile olsa- düzeltelim derim.”
Ne dersiniz?
Kılıçdaroğlu’na hurma
“88 yıldır birbirimizi üzdük. Din eğitimi konusu asla tartışma ve ayrışma konusu olmamalı” diyen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in önceki gün akşamüzeri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ederek 14 Nisan’da İstanbul’da başlatılacak Kutlu Doğum Haftası’nın davetiyesini, bu arada son S. Arabistan gezisinde getirdiği hurma hediye ettiğini, bu arada kendisine ağır eleştiriler yönelten CHP Milletvekili İhsan Özkes’e verdiği bir soru önergesinden ötürü “Bunda hac parası yok; kendi paramla aldım” diye takıldığını...
Kim yanlış!
KILIÇDAROĞ-LU’nun savruk konuşması, “Muhalefet nasıl yapılmaz.. Alternatif nasıl olunmaz..” dersi olarak okutulur Siyasal Bilgiler’de!
Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın bildiği dört işlemi : “Toplama, çıkarma, bölme ve çalma...” diye sıraladı..
Başbakan, nasıl kötü niyetli ve/veya cahil metin yazarlarına esir oluyorsa, Kılıçdaroğlu da metin konusunda yardım almamakla hata ediyor.
Z.A.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, yaş meyve ve sebzelerde pestisit kalıntısı ile ilgili bir rapor hazırlayarak web sayfasından yayımlamaya başladı.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası'nın raporunu okumak için tıklayın
Paylaş