BUGÜN (dün) sabah işe giderken Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gönderme yapılan köprülere asılmış pankartlar bilboardlara verilen ilanlarla karşılaştı.
Ben de bir Ankaralı olarak merak ediyorum; İstanbul yolu boyunca üstgeçitlere asılan birbirinin kopyası pankartları gerçekten adı geçen esnaf odaları mı astı? Örneğin Malatya bilmem ne meslek odasının Ankara’da yaşayan bizlere görüş bildirmesinin ve bu kirliliği yaratmasının ne anlamı vardı?
İlginç olan bir durum daha vardı Vanyım mevkiinden Şaşmaz’a kadar uzanan yol boyunca bütün üst geçitlerde bu pankartlar asılmışken,bir kamyon çarpması sonucu yamulan ve aylardır yapılmayan bir üst geçide asılmamış olmasıydı..Anladığım kadarıyla bunları asan belediye görevlileri aylardır tamir edilmeyen yayaların kullandığı üst geçide çıkmaya korkmuşlardı. Merak ediyorum; pankart asmak yerine o üst geçitlerin tamirini yapsalar daha iyi olmaz mı?
Sami KARABURUN
ANKARAYI BOŞALTIYORLAR
ATATÜRK, bankaların merkezini Ankara’da topladı. AKP Merkez Bankası dahil bütün bankaları İstanbul’a taşımak istiyor. Ankara boşaltılıyor. İstanbul’a giden bankalar yabancılar tarafından daha kolay satın alınabiliyor. Hükümete destek veren Ankara’daki Odalar başta IMF olmak üzere küresel sermayenin Ankara’daki bankaları İstanbul’a taşıyarak Ankara’yı güçsüzleştirmek istediklerini bilmiyor mu?
Ankara’daki Odalar hükümete destek vermek için Ankara’nın muhtelif yerlerine pankart asacaklarına Ankara’nın içini boşalmak isteyen Başbakan Erdoğan’a Hükümete ve İstanbul Milletvekili (Ankara’nın vekili olamadı) Ali Babacan’a Ankara milletvekillerine karşı neden pankartla tepki göstermediler? Önce Ankara mı yoksa sizin menfaatleriniz mi? Sizin bu davranışınız kutsal Ankara’ya yakışıyor mu?
Hasan ÇEKİÇ
KORKUYORLARMIŞ
DEMEK ki, korkuyorlarmış veya daha iyimser bakışla, çekiniyorlarmış; neden mi? Çünkü, 13.4.2007 cuma günü, yani Genelkurmay Başkanı Büyükanıt Paşa’nın basın toplantısının ardından, herhalde beklediklerinin de ötesinde umuda kapıldılar ki, Ankara’da, hemen her yeri sanki tahrik içerir gibi reklam panoları ile donattılar. "Milletin dediği olur veya milletin meclisi gereğini yapar."vb... gibi kendilerine göre mesaj içeren dövizler! Sanki aksini iddia eden var! Benzer donatılar için niye mitingin bir gün öncesini beklediler? Metin ALTAY
Ankara dün halkın elindeydi
LAİK Cumhuriyete sahip çıkmak isteyen yüz binlerce, hatta milyonlarca insan; ellerinde ay-yıldızlı bayraklardan oluşan okyanus dalgaları biçiminde meydanları doldurdular.
Herkes sakin ve soğuk kanlıydı. Dün milletvekilleri değil, halkın bizzat kendisi söyleyeceklerini, seviyeli bir biçimde dile getirdi. Dün bürokratlar da yoktu, teknokratlar da yoktu.
Zira ; söz konusu olan kendi geleceğekleriydi ve bu yüzden çıkıp , gelmişlerdi.
Umarız, halka rağmen kendilerini vazgeçilmez sananlar, bundan gerekli dersleri çıkarır, alınması gereken mesajları alırlar.
Y.C.
’Bir millet uyutuluyor’
FİLMİN adı ’Bir Millet Uyanıyor’du.
Aradan yarım asır geçmiş, devleti idare edenlerin geneli, o gün bugün milleti uyandırmak şöyle dursun, neredeyse üstünü örtüp ebedi uyutmanın arayışı içine girmişler.
Sayın Bayer, bu ülkenin aydini uyuyor, uyumayan aydın mandacı olmus...
Bir de hükümeti uyuyor.
Geri kalan da, yarın ne yiyeceğim hesabında.
Sina GÖKSU
Buğra’nın Cumhuriyet keyfi
ÇORUMLU Buğra, babası tarafından otobüsle ’Cumhuriyet Mitingi’ne getirilmiş, "Yaşasın Atatürk" diyordu.Herkesin sevgilisi oldu.Babası onu otobüste kucağında uyutmuş... Onu miting alanında gezdirirken, sık sık alkışlandı Buğra... Peki baba kim; "Sakın yazmayın, bir 657 olarak beni yakarlar" diyordu.Biz de adını yazmıyoruz, başının yanmaması için.