Paylaş
Hepsi düzgün insanlar, abartı yok, yalan yok. İçeride gençler kadar ev kadınları da vardı. Trabzon’da doğmuş, 31 yaşına yeni basmış. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde hukuk okumuş. Bir siyasi partinin Genel Başkanlık koltuğuna oturan en genç isim. 2021 yılı mart ayında yapılan Olağanüstü Kongre’de parti üyelerinin talebi üzerine bu göreve getirildi.
Eşi de hukukçu ve İzmirli. Birisi kız, diğeri oğlan 2 çocuğu var.
CEM YILMAZ ALGISI
Çok sempatik, konuşmalarında sıcak bir üslup kullanıyor, arada dinleyenleri güldürüyor. Yakın bir çalışma arkadaşı “Onda Cem Yılmaz’dan unsurlar yakalayabilirsiniz” dedi. Gerçekten öyle! Bizimle çay içti, akıllı bir genç. Modern bir dil kullanıyor, konuşmalarında “Sorgulayın ve kabullerinizi öyle oluşturun” diyen birisi! 8. İstanbul Kongresi’nde yaptığı konuşmada en çok kullandığı kavramlar; “Atatürk, kadına şiddete son, kadın ve hakları, gençler, adalet ve ekonomi” oldu.
Özellikle ekonomiye çok hâkim bir görüntü sergiliyor. Hatta en iddialı olduğu alan ekonomi diyebiliriz! Türkiye’nin global sermaye tarafından bir soyguna tabi tutulduğunu, babası Prof. Dr. Haydar Baş’ın kamuoyuna sunduğu Milli Ekonomi Modeli’nin bu soyguna engel olacak bir içerik ve çözüm taşıdığını düşünüyor. Bunu söylerken verdiği örnekler ve gerekçelendirmeleri oldukça çarpıcı! İyi bir basın ekibi olduğundan kongrelerde yaptığı konuşmaları, örneğin Yılmaz Büyükerşen’i ziyaretini, Koray Aydın’ın da kendisini ziyareti ettiğini haberlerden biliyoruz.
‘TARİKAT YOK, HAKİKAT VAR’
Haydar Baş’ın bir sözünü de buradan aktarmak isteriz. Ona sorulan sorulardan birine şu cevabı verdiğini hatırlarız:
“Gönlümüzde tarikat yoktur, hakikat vardır.”
Bu konudaki sorulara yanıt verilmiyor; gerçeklerle konuşalım diyorlar.
Bu genç başkanın izlenmesi gerekiyor.
Bu arada ‘Millet İttifakı’na yakın olduğunu söylemek zor değil. Bu hususta parti yetkilileri bir şey ifade etmese de Millet İttifakı’nın bileşenlerinden birisi olacağı kesin! Bu görüşü çevresinden aldığımızı söyleyebiliriz.
‘TORBAYLA YAŞAMAK’
“BEN başardım, siz de başarabilirsiniz” diyor Ömür Kahraman, kitabının adını ‘Torbayla Yaşamak’ koymuş. Vega Yayınları’ndan çıkan kitabında başından geçen ‘Stomalı’ yaşama dair her şeyi anlatıyor; zaten bu dalda ilk ve tek kitap. Ağrıları yıllar boyu sürüyor, nedeni bulunamıyor, bu nedenle derin psikolojik sorunlar yaşıyor. Çocukken olduğu apandisit ameliyatının dışında 14 ameliyat geçirmiş, -hastanelerin adlarını takma sözcüklerle anıyor, eleştirdiği doktorların isimlerini de açıklamıyor- hep dimdik ayakta durmuş, ıstırapları, umutları, endişeleri, sabırları, duygularını ve yaşadığı olumsuzlukları sıralarken, ‘İlk defa stoma kullanacaklar yaşadıklarını yaşamasın, kendilerini yalnız hissetmesinler istediğini’ belirtirken, “Dilerim sizlerin bu hayattaki imtihanlarınız daha kolay olur. Hayat stomalı olsa da yaşama değer. Yeter ki biz yaşamayı sevelim, kendimizi hayattan koparmayalım” diyor. Bir yılda stoma açılan vaka sayısı Avrupa’da 500 bin civarındayken Türkiye’de yaklaşık 20 bini buluyor. Emekli subay olan babasına, annesine, kardeşine, eşine ve oğluna minnet duygularını sık sık ifade ediyor. Bu arada birçok doktor ve arkadaşı da kitaptaki görüşlerini sergilerken, “Yazdıkları tüm topluma ve hekim camiasına örnek olmalı, ders alınmalı. Adeta bir hekim titizliği ile ostomili hastaları için referans olacak seviyede bilgilendirmeler yapıldığı, tıbbi ve cerrahi süreçlerin yanı sıra, iç dünyasını samimiyetle ortaya koyarak ayrı bir övgüyü hak ettiği, sadece ostomililerin değil herkesin faydalanacağı bir kitap” diyor.
Ömür Kahraman, yaşadığı süreçleri ‘nazlı bebek’ gibi geçirmemiş, onca doktor, tetkik, onca muayeneye ve çektiği sıkıntılara karşın eğitimini ihmal etmemiş, İngilizce ve Arapça dillerinden profesyonel turist rehberi olmuş, Bahçeşehir Üniversitesi Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler’i bitirmiş. Filistin ve Moldova havayollarında yöneticilik yapmış, Türkiye’nin araba kiralama şirketi kuran ilk kadını olduğu gibi Mısır’a rekor sayıda turist götüren acente sahipliğini de yapmış.
29 yaşında AKP’de siyasete başlamış, il örgütünde görevlerde bulunmuş. Güreş Federasyonu Asbaşkanlığı’nda da bulunmuş. Şimdi ise THY Bari Müdürü. Hastalığı üzerine doktorlara bir uyarısını da ihmal etmiyor:
“Hekimler hastalarını iyi dinlemeli, iyi analiz etmeliler.”
Azim, sabır istenilen noktayı gösteriyor.
GÜNÜN SÖZÜ
“DÜNYANIN en büyük cezaevi, cahil insanın kafasının içidir.” Montaigne
‘CEP’LERDE TUZAĞA DÜŞMEYİN
CEP telefonlarımıza polisten çok sık duyurular geliyor. Bunları okuyup hemen silmeyin. Önemini kavrayarak saklayın ve sık sık göz gezdirin. Sadece polisten değil, belediyelerden de alıyoruz aynı duyumları. Dolandırıcılar boş durmuyorlar. Bakan, mebus, başkan, müsteşar, genel müdür, kim önemli bir noktada görev yapıyorsa, hepsinin adlarını kullanıyorlar. Aman dikkat edin, inanmayın, aldanmayın ve tuzağa düşmeyin. Can PULAK
BİLİYOR MUSUNUZ?
CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu’nun, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’a “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulamaya başlandığı 09.07.2018 tarihinden bugüne kadar, Kırklareli’nde Bakanlığınızın yaptığı yatırım ve hizmetler, parlamenter sistemin son 3 yılına (2015-2018) kıyasla nasıl değişim göstermiştir? Bakanlığınız son 3 yılda hangi iş ve işlemleri ile vatandaşın satın alma gücünü arttırmıştır?” diye sorduğunu...
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu’nun “Akademisyenlerin göreve iade başvurularını reddetmek, AYM kararını yok saymaktır. Sivil ölüm haline gelen uygulamalar ortadan kaldırılmalıdır” açıklamasını yaptığını...
MESAJ PANOSU
TÜRKİYE bu türden (D. Bahçeli’nin) lafların edilebildiği, çağdaş hukukun ve demokrasi kültürünün iyice ortadan kalktığı bir ülke mi oldu? Yaşar ALTINTARTI
Paylaş