Paylaş
Buna bir kanıt; yapılan anlaşmalar uyarınca projenin BTC Proje Koordinatörlüğü’nün internet sitesinde ( btc.com.tr/proje.html ) "Tüm hattın tamamlanması ve devreye alınması için hedeflenen tarih ise 2005 yılı başlarıdır" deniliyor.
Azerbaycan ve Gürcistan, BTC boru hattıyla ilgili tüm işlerini Mart 2005 yılında tamamladılar. Oysa Enerji Bakanı Hilmi Güler'in, Bakü'de BTC hattının 30.6.2005 yılında bitirileceği taahüdüne rağmen BTC boru hattı tam 1 yıl gecikme ile devreye girdi.
'Cezamız günde 500 bin dolar' başlıklı yazımızda (27.5.2005)petrol uzmanı, makine yüksek mühendisi Aslan Özmen, "Gecikmenin sebebi Türk müteahhitlik firmalarının yetersizliğidir" demişti. (Tepe İnşaat, Pink Loyyd/Limak ve Alarko. 'Bu işi Fernas bitirdi.') Yakın zamana kadar bölgedeki projelerde görev alan Özmen'le dün konuştuk. Bize projenin olumlu ve olumsuz yanlarını anlattı. (Bu konudaki görüşlerini önümüzdeki hafta köşemizden yazacağız.)
Özmen'in söyledikleri şunlar:
HUŞ TAVUĞU AMA
"Bu proje Türkiye için ekonomik olmaktan çok stratejiktir. Proje öyle kolayca da gerçekleşmemiştir. Bunlar tamam da... Kamuoyundan gizlenen gerçek vardır; bir yıl için, AIOC'ye (Azerbaycan uluslararası petrol şirketi) günde 500 bin dolar, yılda ise 180 milyon dolar ceza ödeneceğidir. Ana müteahhit BOTAŞ diğer bir sebep olarak çocuk kandırırcasına BP'nin çevreci standartları yüzünden 'Huş tavuğunun' kuluçkalaması dolayısıyla 6 ay çalışamadıklarını söylemektedir. BP şirketi çevreye önem verir ama bu kadar enayi değildir! BOTAŞ'ın ikinci iddiası Reinstatement masalıdır. Reinstatement, arazinin eski haline getirilmesidir. Yine müptedi Türk müteahhitleri bunu yapmamışlardır. Boru hattı gezildiğinde güzergah yer yer toprak öbekleriyle doludur. Toroslar'da ormanlar kesilmiş, kaynak gözlerine yakın 'pig istasyonları' yapılmıştır."
SEZER, SORDU
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer dün BTC'deki bir yıllık gecikmenin neden kaynaklandığını, Türkiye'nin bu konuda bir tazminat ödeyip ödemediğini, gecikmenin sorumluları hakkında herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığını sorarken şöyle dedi:
"Bütün bu konulara ilişkin olarak Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nun tespitleri var mıdır? Varsa nelerdir ve bu tespitlere ilişkin olarak ne gibi işlemler yapılmıştır?"
BTC projesi başlarken petrolün varili 14 dolardı, bugün ise 75 dolar; fizibilitesi ise 30 dolara göre yapılmıştı. Bizim hükümetimiz, petrolden %80 vergi alırken, bu projedeki taşıma ücretinden de 75 dolara göre komisyon alabilecek mi acaba?
Varlığı Türk varlığına...
BİR müddet önce bir güvenlik şefi "Etrafınızda ulusal çıkarları için çalıştığını bildiğiniz ama son zamanlarda suskunlaşanlar var" demişti ve kafamızda sorular oluşmuştu.
Şu anda Kara Harp Okul Komutanını dinleme skandalı patlak verdi. Demek ki, gerçekten bir operasyon çeşitli kademelerde başlamış.
Dünyada bütün telefon görüşmelerinin ve internet haberleşmelerinin izlendiğini ya da izlenebildiğini hepimiz biliyoruz. Onun için "kim izleyip, şantaj yapıyor" sorusunu istihbarat birimlerine bırakıyoruz. "Neden" sorusuna geçiyoruz.
Ülke çıkarları doğrultusunda çalışan, zeki, dürüst; politikacıları, fikirleri, çalışmaları, yazıları ile topluma liderlik edebilecek kaliteli insanları görevlerinden uzaklaştırmak için.
Bu tür insanlar rüşvet alırken veya iç ve dış çıkar çevreleri ile akçeli ilişkilere girerken avlanamayacağı için, geriye tek yol kalıyor; özel hayat. Yani insan olma hali.
Toplumumuzda susturulup, uzaklaştırılmak istenenlere milli birer değer gibi sahip çıkalım. Onları kollayalım. Yaptıklarına bakalım. Toplumlar hep can damarlarından vurulur. Unutmayalım.
Duygu YELBAŞI
30 Ağustos
30 Ağustos yaklaştıkça, ülkede ve bölgemizde gerilim arttıkça bu tür anti-asker operasyonlar da artıyor. Bir yandan AB sürecinde bir gerilim yaşanıyor, ülkede milliyetçilik artıyor, ciddi bir sağa kayma var. Diğer yandan Ortadoğu topyekün savaşa gidiyor. Lübnan, Suriye, İran derken savaş genişleyebilir.
Hal böyle iken orduya karşı 'geliştirilen' saldırılar anlamlı değil mi?
Tuncer BAHÇİVAN
Biliyor musunuz
- İSTANBUL Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'in, görevden alınarak Ankara'ya verilmesinin arkasında, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın, "önümüzdeki seçimde Milli Eğitim'in bir üst düzey bürokratının partimizden aday olacağını ve milli eğitim politikalarını yöneteceği" biçimindeki sözlerinin etken olduğunu...
- IĞDIR'da bugün yapılacak AKP İl Kongresi'nde şimdiki başkan Ömer Armağan'ın karşısına eski RP/ANAP milletvekili Ali Güner'in çıktığını, ikisinin de iki ayrı Kürt aşiretinin oylarına talip olduğunu...
NOT:Dünkü "Türkiye'yi Böldürtmeyiz" başlıklı yazıyı yazan Özcan Pehlivanoğlu'nun e-mail adresi
o.pehlivanoglu@superonline.com'dur.
BTC töreninin perde arkası
“SAYIN Bayer BTC töreninde Türkiye'nin sergilediği vehamet verici durumlar karşısında ‘protokol hatası’ adeta devede kulak kalır” diyor bir okurumuz. Dinliyoruz:
- Tören çadırı içinde Türk bayrakları, diğer ülke liderlerinde olduğu gibi sadece Sayın Sezer ve Erdoğan konuşurken ekrana geldi, onun dışında bir de iki kenarda yer alan tablolarda üç ülke bayrağıyla birlikte yer aldı. Başka hiç bir yerde ne Türk bayrağı, Türkiye'nin proje yüklenicisi BOTAŞ'ın bayrağı, simgesi kullanılmadı, adı anılmadı.
- Törendeki en büyük protokol hatası BePe CEO'su Lord Browne'dan sonra BP Hazar Bölgesi Direktörü Woodward'ın konuşması oldu. Normalde bir şirketin en büyüğü konuştuktan sonra, aynı şirkette kendisinden daha alt seviyelerde olanlar arkasından konuşmaz. Bu töreni BP'nin töreniymiş gibi organize eden Susan Gilleninding'in isteğiyle oldu. Çünkü Woodward onun patronu. Bu protokol hatasına kaşı çıkılmasına rağmen Gilleninding ve BP bu hatada ısrar etti.
- Töreni baştan sona BP'nin Azerbaycan'daki yetkilisi Michael Townshend İngilizce olarak sundu. Kendi ülkemizde yapılan ve projenin en büyük ülkesi olan Türkiye sunuşları kulaklıklardan tercümeyle dinledi.
- Törende gösterilen film BP tarafından hazırlandı. Türkiye'nin tanıtımı için önerilen ve konuklara gösterilecek kısa filmler BP tarafından reddedildi.
- Çadır içinde yer alan "First Oil" logosu BP tarafından hazırlandı. Haberinizde kullandığınız temsili boru hattı açılışı maketi de aynı şekilde BP tarafından hazırlandı. Maketin önünde yer alan kravatsız İngilizler liderlere boruları sundu.
- Tören, açılan perdeyle yapılan anonsla noktalandı, geminin tabiiyeti ve adı yine İngilizce ilan edildi "British Hawthorne".
- Tüm bunların yanında önemsiz kalsa da, acı başka bir husus: ABD Başkanının mesajını okuyan, ABD Enerji Bakanı Yardımcısı Clay Sell, mesajı üç Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların önünde bir eli cebinde okudu.
- Ceyhan tören davetiyeleri BTC Co. tarafından davetlilere gönderildi. Tören Türkiye'nin töreni, BTC CO. ise BP'nin liderliğindeki 11 şirketten oluşan bir oluşum.
Ceyhan'ı ve ülkemizi ön plana çıkarmaya çalışılan bu tören bence bir fiyasko. Her şey BP'nin istediği gibi yapıldı. Çadırın içindekiler Ceyhan'da mıyız, Londra'da mıyız anlayamadı. İşin iç yüzünü bilen ve proje için gecesini gündüzüne katan BOTAŞ, Dışişleri ve diğer Türk yetkilileri olup bitenler karşısında kahrından öldü. Yazıktır.
İşte ekrandan gözlere çarpanlar.”
Kızını evlendiren İdris Güllüce, mutluluğun tadına varamadı
TUZLA eski Belediye Başkanı, Büyükşehir 1.Başkan vekili İdris Güllüce dün kızı Zeynep Güllüce'yi evlendirdi.
Hüzünlüymüş Güllüce, dostları mutluluğunu doyasıya yaşayamadığını söylediler.
Bir kere düştün mü, kimse yüzüne bakmazdı.
Güllüce, Göztepe Parkı'na cami olayından sonra 'gözden' düşmüştü çünkü.
Bu konudaki kararı, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a haber vermeden almıştı.
Topbaş'ın çevresine göre, dayatmacı bir tutum izlemişti; "hoşgörü ve diyalogu" ihmal etmişti.
Topbaş, kendisine çok kızmış ve Başbakan Erdoğan'a şikayet etmişti.
Kendisine ağır bir siyasi 'ceza' kesildi.
Bu yılki organ seçiminde yine 1. başkan vekili olmasına karşın Kadir Topbaş, Güllüce'yi artık 'vekil' olarak bırakmıyor; Ahmet Selamet'e yetkiyi veriyordu.
BİR TEK AKSU
Bir zamanlar Büyükşehir belediyesinin en güçlü ikinci adamının kızının nikah töreninde Bakanlar Kurulu'ndan sadece İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu vardı. Vali Muammer Güler ile Emniyet Celalettin Cerrah dolayısıyla kendilerine refakat ediyorlardı.
Kadir Topbaş yoktu (Başbakan'ın Artvin gezisine katıldığının sanıldığı söylendi), yerine eşi Özdeyiş Topbaş'ı göndermişti.
Milletvekillerinden sadece Erzurumlu hemşehrisi Prof. Mustafa Ilıcalı ile Prof. Burhan Kuzu ve Egemen Bağış davete icabet etmişlerdi.
26 ilçeden 6'nının (Güllüce'nin halefi, hakkında şer'i kitaptan dolayı soruşturma bulunan Tuzla Belediye Başkanı Mehmet Demirci'yi gözler göremedi), 28 beldeden 5'nin Belediye Başkanları törende bulunurken, bir başka ilginç durum da şuydu: CHP'li belediye meclis grubu, AKP'lilerden daha çoktu. CHP Meclis Grubu Başkanı Kemal Akar, yedi arkadaşıyla birlikte İdris Güllüce'nin mutluluğuna ortak oldular. AKP Büyükşehir Meclisi'ni ise, Grup Başkanı Hüseyin Evliyaoğlu temsil ediyordu.
Kendilerine talimatlar verdiği Büyükşehir Belediyesinden personel de çok azdı davette... Genel Sekreter Mesut Pektaş yoktu ancak bir-iki yardımcısı geceye katılmıştı..
Güllüce'yi yanlız bırakmayan bir başka hemşehrisi de İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur'du. AKP İstanbul İl Başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu da konuklar arasında yer aldı. Örgütten dikkat çeken başka 'ağırlıklı' isim yoktu.
Kuranı Kerim'in okunduğu, duaların edildiği nikahı Eyüp Belediye Başkanı Ahmet Genç kıydı, tanıklar ise Abdülkadir Aksu, Muammer Güler, RP'li eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman ve aile yakını bir işadamıydı.
SP İl Başkanı Osman Yumakoğulları ile RP eski İl Başkanı Ali Yılmaz Örnek eski partidaşlarının sevincine ortak olmak istediler.
Dün akşam üzeri yapılan nikahta konuklara 'Mado' dondurma ve 'Hamidiye' suyu dağıtıldı.
Siyaset, acımasızdı; 'öküz ölünce' ortaklık bitmişti.
Güllüce çok kırılmıştı, kudretli iken kendisine 'gülücükler' saçanların sayısı azalmıştı.
Arınç’tan cevap yok
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat, Ulaştırma Bakanının yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına THY hakkında bir soru önergesi verdi.
Özpolat, personel eksikliği nedeniyle uçuş iptallerinin yaşanması üzerine verdiği soru önergesinde "THY, partizanlığa mı kurban edilmektedir? Bu dönemde; kadrolaşarak ele geçirme hırsı, kurumu çağdaş standartlarda yönetme gereğinin önüne mi geçmiştir?" diye sorulmuştu.
Meclis Başkanı Arınç bu önergedeki bazı soruların Meclis İçtüzüğünün 96. maddesindeki "sorular, kişisel görüş ileri sürülmeksizin, kişilik ve özel yaşama ilişkin soruları içermeyen konular hakkında bilgi isteme amaçlıdır" ifadesine uymadığı gerekçesiyle işleme koymadı.
Arınç'ın yanıtlanmasına izin vermediği Özpolat'ın soruları şöyleydi:
"THY, partizanlığa mı kurban edilmektedir? Bu dönemde; kadrolaşarak ele geçirme hırsı, kurumu çağdaş standartlarda yönetme gereğinin önüne mi geçmiştir? Sayın Başbakan’ın Büyükşehir Belediyesi’nden arkadaşları olan THY yönetimi, İstanbul’un vizyonunu yitirmesine elbirliğiyle katkıda bulunduktan sonra, şimdi aynı şeyi THY de mi yapacaktır?
Özellikle iç hatlarda, içki servisi olmadığı için İmam Hatip çıkışlı erkek personelin giderek artan sayıda çalıştırıldığı doğru mudur? Son bir yılda işe alınan personelin kaçı erkektir ve bunların kaçı İmam Hatip çıkışlıdır? Yakında bu iş, hosteslere çarşaf giydirmeye yada tümüyle kadın hostesleri işten çıkarmaya kadar gidecek midir?!
Cemil İpekçi’ye sipariş ettiği yeni personel kıyafetinin etek boylarını milim milim hesaplayan, uçak sayısını ve sefer sayısını arttırmayı ve bununla övünmeyi akıl eden, ancak kabin görevlisi almakta geciken, bu kadar basit bir işletmecilik kuralını bile planlayamayan bir yönetim; THY’nin çöküşü pahasına iş başında kalmaya devam edecek midir? THY tarihinde, kabin görevlisi eksikliği nedeniyle uçuşların iptali ilk kez yaşanmaktadır. Mizah konusu olabilecek bu utancı yaratanlar, hiçbir şey olmamış gibi bu ayıpla koltuklarında oturmayı sürdürecekler midir?"
Tümgeneral Taşkesen'in istifası geri alınmalıdır
KARA Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Reha Taşkesen'in kişiye özel telefonlarının dinlenmesi, 'özel hayata ve hayatın gizli kalmasına karşı suçlar' hakkında her ne kadar şikayet gerekliyse de, eylem tümüyle 257. maddeye aykırı, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kanısındayım.
İstifa tek taraflı irade beyanıdır (Gayri resmi sorgulanmaktan) itibaren 24 saat geçmeden gerçekleştirilmiştir. Geçersizdir.
Ayrıca Sayın Taşkesen'in istifasını geri almasını Türk halkının, Türk ulusunun bir bireyi olarak bekliyorum, bütün kalbimle istiyorum.
İç ve dış düşmanları sevindermeye ne Taşkesen'in ne de TSK'nın ne hakkı vardır, ne de lüksü...
Nurettin KAPTAN-ANKARA
Paylaş