Paylaş
20 yıl öncesinin acılarını ve vahşetini unutamıyorlar. Ne öyküler dinledik. Saraybosnalı olup burada iş yapan bir Türk işadamı, bir noktaya dikkat çekiyor “Sırpların arasında kandırılmışı da vardı, pişman olanı da... Yaşlı, kadın-çocukların öldürülmemesi için kendisini feda eden ne komşularımız da vardı” diyor.
4.3 milyon nüfuslu bu ülkeye Türkiye’den yılda yaklaşık 100 bin turist geliyor; Balkan turları ve akraba ziyaretleri ile; genel turist sayısı 1 milyon... Güçlü sularıyla ürettip komşularına sattığı enerji, orman ürünleri-mobilya gelirleri ve yurtdışındaki vatandaşların gönderdiği ‘marklar’dan başka bir üretim kaynağı yok. Bu arada yeşil-mavi gözlü, Müslüman Boşnak bir kızla evlenebilmek için Türkiye’den gelen gençleri, Türkiye’den gelen gelinleri de! Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar; Slav ırkı güzeldir. Ancak Boşnaklar Müslüman, diğerleri de Hıristiyan... Bir öğretim üyesiyle konuşurken “Boşnak, Sırp ve Hırvat’ı birbirinden fiziksel olarak ayırmak mümkün değil” dedi; eğer Türbanlı ise o başka...
Bosna’nın arka cephesi de ilginçtir:
Bosna Hersek’te NATO’nun müdahalesi sonucu Dayton anlaşması ile kan durdurulabildi; federasyon üç kurucu halktan oluştu. Sorunlar 20 yıldır bitmiyor. Asıl sıkıntı “Geçmişte bizim anamız Avusturya (Macaristan) İmparatorluğu, babamız da Osmanlı İmparatorluğu (Türkler) idi. İkisi de gidince ağladık” sözünde yatıyor. Hükümetin oluşmasında 1.5 yıl sıkıntı yaşanmış ve 1.5 ay önce kurulabilirmiş.
Ekonomisi yok dedik, ülkenin girişimce yeteneği de eksik. Göreceli de olsa, halk ‘ucuz’ yaşıyor: Köylü hayvancılıkla geçim sağlıyor. Milli gelir 3.4 bin dolar civarında.
Hırvatların arkasında Almanya ve Vatikan var. Bosna üzerinde geçmişte 40 yıl egemenlik sağlayan Avusturya’nın da gözü hiç eksik olmuyor bölgeden. Sırplar, Sırbistan’a güveniyorlar; Boşnakların tek umudu ise Türkler... Türkiye’nin ‘din’ ve ‘eğitim’ unsurlarının ötesinde bir ağırlığı yok.
Avrupa, Bosna’yı Türkiye’ye yedirmez!
NÜFUS ARTMIYOR
Ülke nüfusu 4.6 milyon olarak gösterliyor. Ancak Boşnak nüfusu artmıyor. Son 6 yılda nüfusunda 300 bin azalma olmuş. Eğitimli nüfusun gitmesi büyük kayıp... Yabancı sermayenin gelmesi zor çünkü; vergilerin yükü %67.9 gibi bir oranda; bu şartlarla rekabet olanağı da yok ülkenin... İşsizlik oranının %40’lara vurması vahim durumu gösteriyor. Bürokrasının ‘komünist’ kurallarını hâlâ sürdürmesi, sıkıntının bir başka boyutunu gösteriyor.
? Son yıllarda Hırvatlar, AB kapısı kendisine iyice açılmış olan Hırvatistan’a, Sırplar da Sırbistan’a göç ediyorlarmış. ‘Diaspora’sında 1 milyon Boşnak varmış. Marmara Üniversitesi’nden 3 yıllığına IMS Üniversitesi’ne gelen Prof. Zeki Parlak, sorunların çözümünde Sırplar’ın gerektiğinde hükümeti kilitleyebildiğini, sıkıntıları aşmak için gerekli bir kanunu dahi çıkartmadığını söylüyor; çözüm için şöyle konuşuyor: “Bosna Hersek devletinin unsurları, artık geleceklerini AB’de görüyor. Bu süreç uzun yıllar alır. Sırbistan ne yapar? Ama NATO’ya girmek için hâlâ anlaşamayan ‘üçler’i şimdilik iyi günler beklemiyor.”
Kurtuluşları AB’ye bağlı...
CHP heyetinin mevlidi Ordugâh’ta okundu
? KILIÇDAROĞLU’nun Saraybosna’da Çarşamba günkü gezisini izlerken, kaç ziyaret ve etkinliğe katıldığını takip edemez hale geldik. Sanki seçim dönemindeki kampanyalardan daha ağır bir tempoydu¸ neredeyse 15 saat sürdü? Önce Saraybosna Büyükelçisi Ahmet Yıldız ile kurucu Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in kabrini ve şehitliğini, sonra Diyanet İşleri Başkanı Mustafa Ceric’i makamında ziyaret etti; daha sonra da Diyanet heyetiyle birlikte Gazi Hüsrev Bey Medresesi’ne gitti. Osmanlıların Avrupa’da yaptığı ilk medrese burası; bir bölümünde imam hatip okulu var; imam, hocalık dışında diğer meslek dallarında da eğitim veriyor. Dini derslerin oranı %33 imiş. 450 öğrenci okuyormuş; binlerce mezun vermiş.
Kılıçdaroğlu, Türkiye kökenli iki vakıf tarafından kurulan Burç ve İUS üniversiteleri yerine, 1949’da kurulan 50 bine yakın öğrencisi bulunan Saraybosna Devlet Üniversitesi’ni de ziyaret ederek, İktisat Fakültesinde Türkiye ve AB üzerine bir konferans verdi. Öğle yemeğinde, yoksullara savaş sırasında dahi kesintisiz yemek yardımında bulunan ünlü yardımsever Tetka Zilha’nın konuğu oldu. Bosna börekleri yendi. Kılıçdaroğlu, bu yardımsever örgüte bir bağış yaptı. Daha sonraki ziyaret, Sanayi ve Ticaret Odası’na yapıldı. Tarihi Moricha’da, Bosna’da Türk vatandaşlarıyla kahve ve çay muhabbeti vardı. İzzet Begoviç’in 2. Dünya Savaşında kurduğu Miladı Müslüman (Genç Müslümanlar) Derneği’ni ziyaret ve bu derneğin tarihi Ayroplan restoranında verdiği yemek... Saraybosna’da ‘Bilge Kral Aliya’ diye anılan Aliya İzzet Begoviç, batıya gerçek İslamı tanıtan ve ömrünü bu yolda harcayan Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı. Bugün yerinde oğlu var. Diyanet’i ziyareti sırasında kendisine el yazması bir Kuran hediye edilen Kılıçdaroğlu, “Dil hariç kendimizi ülkemizde hissediyoruz sanki” dedi. Kılıçdaroğlu da, ‘Yedi Uyurlar’ adlı bir Osmanlı kaligrafisi sundu Başkana... Yetkililer konuşmalarında “Bizde din siyasete, siyaset de dine karışmaz” dediler... Evet Avrupa İslamı bu.
ASKERLER OKUDU
Sanıyoruz, Kılıçdaroğlu, ziyaretinde kendisini en etkileyen şeyin Ordugâh’taki (Orduevi) şehitler için okutulan mevlit oldu. Tarihi salonda sahnede beş subayın okuduğu mevlidi CHP heyeti topluca dinledi; dualar edildi. Sonunda bizlere şeker, lokum ikram edip, gülsuyu serpildi. Mevlit daha önce Hüsrev Bey Camisi’nde okutulacaktı, ancak ne olduysa CHP heyeti, yöre ifadesiyle ‘şereflensin’ diye Ordugâh’a alındığı söylendi.
Tarihi ordu karargâhında, çok ender mevlit okutulurmuş; o da saygın kişilere.
Belki de bunu hükümetteki Sosyal Demokrat partinin bir üyesi programlamıştır.
Başbakan Divriği’yi öğrensin
? CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile gezisi sırasında gazeteciler sohbetler yaptı. İç siyasete dönük tartışmalara ağır şeyler söyledi; bu arada CHP’ye yeni ve kısa bir programa ihtiyaç olduğunu, bunun çalışmalarını Kurultay’dan sonra başlayacaklarını söyledi. Bir şey daha söyledi:
Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’daki tarihi eserleri Anadolu’nun içlerine göndererek Divriği’deki camide saklattığını söylerken, “Tayyip Bey yalan söyleyeceğine bunları öğrensin. Cami alanlarını biz işyeri yapmadık. Gözlerini rant bürümüş çünkü” dedi ve ekledi: “Niye gelecekten söz etmiyor; 1930’lara dönüyor? Amaç belli... Ekonomiyi, zamları, işsizliği, Suriye’yi, Cumhurbaşkanlığı niyetini gizlemek istiyor...
Bakıyor, CHP’nin oyları düşmüyor, yerinde duruyor. Biz ‘AKP devleti’ ile mücadeleye devam edeceğiz.”
Kılıçdaroğlu, dün de Türk birliğini ziyaret etti, daha sonra Mostar’a geçti ve akşam Ankara’ya döndü.
Paylaş