Bir haftalık gecikmeyle Iğdır ve Nahçıvan

HER gün 400.000 kamyon dolusu (1.4 milyar ton), başka bir deyişle Kocaeli ve Bursa illerini yaklaşık 30 cm. kalınlıkta kaplayabilecek miktarda verimli toprağı erozyon sonucu kaybediyoruz.

TEMA bu mücadele için kurulan bir sivil toplum örgütü... Erozyon konusundaki çalışmaların öncüsü sayılıyor.

Kaybedilen verimli toprak örtüsünün yeniden oluşması için binlerce yıl gerekiyor.

Türkiye rüzgár erozyonu ile mücadeleyi Konya Karapınar'da tanıdı. 25 yıllık mücadele sonunda kumluk alanlarda çeşitli bitki örtüleri ve ağaç türleri yeşeriyor. İkinci bir çalışma Iğdır'ın Aralık İlçesi'nde sürdürülüyor. Kuzeyde Aras Nehri'nin çizdiği Ermenistan, kuzeydoğuda özerk Nahcivan ve güneydoğuda İran'ın bulunduğu bölgede 13.5 hektar yeşil alan rüzgár erozyonundan tahrip olmuş durumda.

Çukurova kadar verimli Iğdır Ovası'nın bu üç ülkeye açılan kesimi Büyük ve Küçük Ağrı'nın karlı zirvelerine bakıyor. Ovada ısınan hava 5165 m yükseklikteki Ağrı Dağı üzerinde oluşan soğuk havanın yer değiştirmesi sonucu kuvvetli rüzgárlara dönüşüyor. Bu da ovadaki kumsal toprağı taşıyor.

EBU CEHİL OTU

Sahanın tabii bitki örtüsünü oluşturan ve 'Ebu Cehil' otu denilen çalı formundaki kurağa dayanıklı, kalın köklü bitkiler, hayvan otlaması ve yakacak amaçlı kesim sebebiyle yok ediliyor, bu erozyonu oluşturan büyük bir etken haline geliyor.

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, İran'a giderken Aralık İlçesi'ne uğrayarak Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen erozyonla mücadele çalışmasını başlatması çok anlamlı...

Aslında bölgede çalışmalar 12 yıl önce başlamış. Çeşitli araştırmalar yapılmış, yetiştirilebilecek bitki çeşitleri, sorunlar ve çözüm yolları belirlenmiş. Ama terör ve para en büyük engel olmuş.

Kum hareketlerinin tarım ve hayvancılık üzerindeki olumsuz etkisinden dolayı 222 aile yöreden göç etmiş.

DSİ'nin trilyonlar harcayarak yaptığı su kanalları kumlarla örtülmüş, unutulmuş. Yeraltı kuyuları kapanmış. Terör nedeniyle bölgeye sahip çıkılamamış. Dış düşmanlar da bunlara çok sevinmiş. PKK sindirilince erozyonla mücadele çalışmaları bütçe kaynaklarına göre el verdiğince yeniden işlevsellik kazanmış.

Biz oradayken kumul alanlara yeni bir teknikle ağaçlar dikilmeye başlandı. Bu gelecek kuşakların da sürdürmesi gereken bir çalışma.

YOLUMUZ NAHÇIVAN

TEMA
'dan Nihat Gökyiğit, Hayrettin Karaca, Kemal Yavuz ve Ümit Gürses ile bu çalışmaları gözlemledikten sonra 'Hasret Köprüsü'nden Nahçıvan'a geçtik.

Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev de o sırada Nahçıvan'daydı. Yol üzerinde bir sürü boş tanker ile şişelerde satılan mazot görüyoruz. Çevre yemyeşil ancak buğday ve pancar ürününden başka bir şey yok. Pancar Ağrı Şeker Fabrikası'na taşınarak işlenip şeker olarak geri getiriliyor. Ancak pancar taşıma işinde yapılan mazot kaçakçılığında nelerin götürüldüğü hálá dillerden düşmüş değil.

Çeşitli örgütler de bu işin içinde.

Nahçıvan'da geçmişte üzüm bağlarından 120-130 bin ton şarap, 4-5 bin ton tütün, meyve, sebze Rusya'ya gönderiliyormuş.

Ermenistan ile savaştan sonra tren hattı kapanmış. Nahçıvan çökmüş. Türkiye tarafından 'bakılır' olmuş. Bu özerk cumhuriyette şimdi ülkede 800 bin koyun, 20 bin sığır varmış. Nahçıvanlılara zaten et ve ekmek yetiyor. Bir soğuk hava deposu, paketleme tesisi bile yok.

Ne yazık ki hiçbir yatırım yok Nahçıvan'da, bir soğuk hava deposu veya paketleme tesisi olmadığı gibi. Ağrı Şeker Fabrikası özelleştirilirse Nahçıvan çok etkilenir.

Türkiye ayrıca Nahçıvan'a elektriği bedava veriyor. Askerlerin her türlü gereksinimini karşılıyor. 336 Türk öğrenci Nahçıvan Devlet Üniversitesi'nde okuyor. Fethullah Gülen cemaatinin üç lisesinin en 'seçkin' okullar olduğu bize anlatıldı. Ancak Nahçıvan yöneticilerinin ödün vermez tavrından dini faaliyetlerde bulunamıyorlarmış.

Nahçıvan üzerine Türkiye'nin her türlü garantörlüğü var da, Nahçıvan'ın bazı konulardaki tutumu Türkiye'yi rahatsız etmiyor değil. Garip bir şekilde kendisini Türkiye ile eşit saymak istiyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, Nahçıvan'da Anadolu lisesi açmak istemiş, onlar da karşılığında müzik okulu açalım demişler. Gönderilen askeri yardımın hesabının pek verilemediği sınırdaki Türk yetkililerince belirtiliyor.

Bakü'deki şehitlikte Türk bayrağı olmasına karşın Nahçıvan'daki şehitlikte son zamanlarda Türk bayrağı çekilmemesi gerginlik yaratmış.

Bunlar Türkiye'nin duygusallığına rağmen Nahçıvan'ın umursamaz ve kural tanımaz tavrı olarak değerlendiriliyor bir ağabey tavrıyla.

Nahcıvan neyi amaçlıyor Türkiye'yi kendinden uzak tutarak.

Fırsat bulabilirsek yarın şu mazot ticaretinden söz etmek istiyoruz.

Valiye oyunlar


TEMA Onursal Başkanı Hayrettin Karaca: ‘‘Erozyon çalışmaları bitince Iğdır ülkeye yılda on milyar dolar katkı sağlar.’’

TEMA Başkanı Nihat Gökyiğit: ‘‘Iğdır valisi Mustafa Tamer kafaya takmış. Üç kez TEMA'yı çağırdı. ‘‘Gelin bize erozyon çalışmalarına öncülük edin’’ dedi. Mazot işinde soygunu önlemiş, devlete kazandırmış. Şimdi de görevden alınması için siyasetçiler çeşitli tertipler yapıyorlar. Bunları Cumhurbaşkanı SayınSezer'e de anlattık. Böyle çalışkan bürokratlara yazık oluyor.

Ersümer'i hatırladım


FATİH Sultan Mehmet Köprüsü'nde iş yapılırken eleman sayısı bir elin parmakları kadar. Büyükşehir Belediyesi'nin Mahmutbey'den Kozyatağı'na kadar ağaç ve çiçek diken, bakım ve sulama yapan eleman sayısı yol boyunca köprüde çalışanlardan 3-4 kat fazla. Bu çok önemli ulaşım yolunun durumu anlaşılan İstanbul'a yeni bir köprü için zorlama!

Enerji Bakanı, Cumhur Ersümer iken birden enerjimiz bitti; beyaz enerji olayı patladı. Bakan kışı elektriksiz geçireceğiz dediğinden beri iki yıl geçti. Hálá ortada bir şey yok. Bizimle alay mı ediyorlar.

Aydın YURTTAŞ İSTANBUL
Yazarın Tüm Yazıları