Yalçın Bayer: Bir askerden 'bedelli'ye mektup var

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Bedelli askerlik üzerinde tartışmalar sürüyor. Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, 'tasarının hiç değişmeyeceğini' ısrarla savunuyor. Bedelli askerlik kararının alınmasından bir gün önce kısa dönem bakaya er olarak silah altına alınan, eli kalem tutan bir erin, birçok silah arkadaşı adına gönderdiği mektubu yayınlıyoruz:

‘‘Türkiye'de hangi yasa çifte standart çıkmadı ki, birilerini mağdur etmedi ki, bedelli askerlik yasası farklı olsun.

Önce dediler yurtdışındaki firariler, yoklama kaçakları, bakayalar yararlanacak, sonra 1973'ten önce doğanlar.

Bir vergiyi, bir başvuruyu, bir görevi ne kadar geciktirirsek, konjonktürü yakalar, bir fırsattan mutlaka yararlanırız, demeyip silah altına girenlere çıt yok.

Kimilerimiz kasım ya da daha sonraki celbi bırakıp fakslarla önceden teslim olduk. Suç işlediğimizin farkındayız.

Çünkü bizler kimiz ki?.. 30, 35 yaşını devirmiş, çoluk çocuk sahibi, yolu yarılamış, işi gücü olan öğretim üyesi, diş hekimi, savcı, avukat, gazeteci, mühendis, sanatçı, mimar parçalarıyız. Gariban öğretmenler, üç kuruşa talim eden komiserler de var aramızda.

Uyuşturucu kaçakçısı Kenan Kalav mıyız, dolandırıcı Mehmet Ilıcak mı? Yoksa Genelkurmay'ın gözünün içine baka baka şıkırdaşa şıkırdaşa kaçan gizli raporlu(!) bir popçu muyuz ki, bedelliden yararlanıp işimizin başına dönelim?

Bu kaçıncı bir defaya mahsus bedelli askerlik yasası. Bu seferki depremzedeler için çıkarılmış bedelli askerlik önerisiydi de, niye depremden tam 15 gün önce 2 Ağustos'ta Milli Savunma Bakanlığı'na gönderildi?.. (Çok güvenilir bir kaynaktan öğrendimiz bilgi.)

1992 yılındaki bedelli askerlikten silah altındakiler de yararlanırken, Türkiye'nin askeri koşulları bugünlerin daha mı ilerisindeydi de asker açığı oluşmadı? Silah altındakiler içinde bir ön başvuru istediler mi ki bugünkü sayıyı biliyorlar?

ANAYASA MAHKEMESİ

DEVREYE GİREBİLİR

27 yaşındakiler bu yasadan yararlanacak, 30, 35, 40 yaşındaki silah altındakiler yararlanmayacak? İşte Türk adaleti, işte Türk Anayasası... Sivil, asker hepinizle iftihar ediyoruz.

Bazıları bedelli askerliği, Genelkurmay'a verilmiş bir rüşvet olarak görüyor. Oysa bugünün rakamı ile kişi başı 3.5 milyar lira, ordunun silah ihtiyacına bir katkı. Bir silahı, bir tankı bizden daha iyi kullanacaklara bir miras. 'Hazırol'da durmaktan daha işlevsel.

Silah altındaki yaşı geçmiş bakaya acemiler için bu yasa genişletilmeli. Birileri bu konuda duyarlı davranmazsa, her zaman olduğu gibi Anayasa Mahkemesi boş durmayacaktır.

Hadi Milli Savunma Bakanı Çakmakoğlu'nu bir kenara bırakalım, o emir-komuta zinciri içinde hareket ediyor.

Peki bu kimin adaleti? Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'nun mu, Başbakan Ecevit'in mi? Eğer bu yüce makamlar da halkın, milletin hizmeti için bulunuyorlarsa önergelere verecekleri cevaplar gibi bu sorulara da lütfen yanıt versinler.’’

Bu mektuba hak vermemek elde değil.

İntizar ediyoruz

ANTALYALI üç kardeşiz, en büyük abim Feridun Dora, Yalova AKSA'da 20 yıldır çalışmaktaydı. Yedi yıl önce 'Yalova MESA'dan ellerinde avuçlarında ne varsa yatırıp, şu an mezar olan bir daire almıştı. Abim altı gün göçük altında kaldı. Çok zor şartlarda Sivil Savunma ekipleri (AKUT'tan söz ederken, 150 milyon maaş olan bu resmi görevlileri sakın unutmayalım) ve NUROL firmasının üstün çalışmaları sayesinde ölüsüne ulaşılabildi. Altı gün, altı gece yaşadıklarımızın acısı hálá içimizde. İki oğlu ve eşi sağ çıkarıldılar ama şu anda onlar için hayat anlamsız.

İstanbul'da 200 milyona bir ev tuttular. Çocuklardan biri üniversitede, birisi de Anadolu Lisesi, orta 3'te. Eşi emekli İngilizce öğretmeni. Her hafta işimizi gücümüzü bırakıp İstanbul yollarına düşüyoruz, onlara manen moral vermek için... Ev yok, eşya yok. En önemlisi evin direği baba yok.

Siyasetçiler, bunların işbirlikçileri katil müteahhitler sayesinde yuvaları yok artık. Hepsine intizar ediyoruz.

‘‘Siyasetin Rant Üssü; Yalova’’ yazınızdan çok şeyler öğrendik. Çok güzel anlatmışsınız rant olayını. Allah sizden razı olsun. Ayten DORA-ANTALYA

Asker giderse

irticacı gelir

DEĞİRMENDERE'dekiler gibi bizim de askerin bölgeden gitmesine gönlümüz razı değil. Almanya'dan iki defa deprem bölgesine gittim. İnanın, asker giderse depremzedeler partizanların ve talancıların elinde kalacak, bir daha perişan olacaklar. Askerler sabahın altısından gecenin yarısına kadar durmadan çalışıyorlar. Sevgi ve saygı gösteriyorlar. Zaten irticacılar, asker gitsin diye bekliyorlar. Hep kendi adamlarına yardım yapıyorlar. Değirmendere'de gördüm, 'Hak Aşevi' gibi ayrı yerler kurmuşlar.

M.Ali ÖZDEMİR-Meerbusch-ALMANYA

GÜNÜN SORUSU

‘‘Cüneyt Canver, Güneş'teki köşesinde, Güneydoğu bölgesinde ucuz petrol ithal müsaadesi ile dağıtım işini alan dört firmanın kimler olduğunu soruyor. Bu arada Güneydoğu'da petrol ticareti yapan binlerce ailenin zor durumda kaldığını anlatıyor. Ortaklar arasında ANAP'lı eski bir bakan ile ülkücü bir 'baba'nın da olduğunu bildiriyor. Ancak isim vermiyor?

Sayın Canver... Yazıda sözünü ettiğiniz eski bakan, sakın Dr. Salih Yıldırım olmasın?’’

Başsağlığı bile

dilemediler

YALOVA Cumhuriyet Savcılığı'na müşteki olarak Yüksel İnşaat için suç duyurusunda bulundum. Yalova Cumhuriyet Savcısı, dilekçemi aldı. Kendisine ‘‘Sayın Savcı Bey, ben siteden geliyorum, enkaz kaldırılıyor, delil tespiti yapılmayacak mı?’’ dediğimde bana ‘‘Git enkaz başındaki jandarmaya söyle enkazı kaldırmasın’’ dedi. Ben de ‘‘Hangi sıfatla söyleyeceğim’’ deyip, acı bir gülümsemeyle çıktım.

Bu konunun sonuna kadar takipçisiyim. Tek başıma da kalsam maddi-manevi tazminat talebim büyük olacak. Bir kuruşuna dokunursam şerefsizim. Alacağımı umduğum tüm tazminat gelirini Yalova'daki deprem bölgesinde harcayacağımı duyuruyorum.

(Not: Koskoca Yüksel, Ceylan ve Aydın inşaat firmaları bir başsağlığı, bir geçmiş olsun ilanını bizlerden çok gördüler. Hani, Yüksel İnşaat'ın sahibi MHP Milletvekili Süleyman Sazak, gazetenizden Oya Berberoğlu'na 15 gün sonra açıklama yapacaktı? Kaç 15 gün geçti?)

Yaşar ÖZCAN-İSTANBUL

CENGİZ Güler: TBMM Milli Saraylar Müdürü İ. Hakkı Celayir'in 'zorunlu' istifa edip yerine yeğenini ataması nedeniyle Yıldırım Akbulut'a sorular soruyorsunuz. Akbulut ve yeğenini tanımam ama bir yanlış yaptınız. Sizin söylediğiniz, müdür olmak için 15 yıl şartı yanlış. Eskiden genel müdür olmak için 10, müsteşar olmak için 15 yıl şartı vardı. Şimdi o kalktı.



Yazarın Tüm Yazıları