Yalçın Bayer: Bildiğin gibi Gazi Paşa

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Aslında her şey bildiğin gibi...

Değişen bir şey yok, çünkü sen ölmedin!

Değişen bir şey yok, çünkü sen ölmediğin için gelip senin değiştirmeni bekliyoruz.

Değişen bir şey yok, çünkü Türkiye hálá kalkınıyor.

Değişen bir şey yok, çünkü muasır medeniyetler seviyesine çıkmaya çalışıyoruz. Bizi kimse yıldıramaz!

Değişen bir şey yok, çünkü her şeyden şikáyetçiyiz.

Değişen bir şey yok, çünkü hálá çarşafla, peçeyle, sarıkla dolaşıyorlar.

Değişen bir şey yok, çünkü mehter takımıyla büyük gurur duyuyoruz.

Değişen bir şey yok, çünkü iş yapan hükümet kuramadığımız için iş yapamıyoruz.

Değişen bir şey yok, çünkü esas meseleyi bırakıp abesle iştigal ediyoruz.

Değişen bir şey yok, çünkü devletin kurumları var.

Değişen bir şey yok, çünkü asil kan sadece damarlarımızda dolaşıyor. Beyne gitmiyor.

Belki de ben yanılıyorum...

Değişen bir şey varsa; padişahlarımız artık demokrasiyle başa geliyorlar.

Kerem TÜRKMAN-İSTANBUL

EL ELE

ATATÜRK ile 2000'e çiçeklerle el ele'' kampanyasının ilk adımı Anıtkabir'de bugün 12.00'de başlıyor. Amerika Atatürk Derneği'nin (ASA) getirdiği başta lale soğanları olmak üzere özel çiçekler, Ata'yı anma töreninden sonra Aslanlı Yol'a dikilecek. Bilkent Üniversitesi Orkestrası'nın programından sonra Hüdai Yavalar, Yekta Güngör Özden, Türkan Saylan, Prof. Talat Halman, Nezihe Aras ve Sabiha Gökçen konuşacak.

Gelin bugün Anıtkabir'i ziyaret edelim, mozolesine bir dal çiçek bırakalım.

Uyanık olmak

‘Neyse ki ordumuz dimdik ayakta, halkımız da hak ve özgürlüklerimiz adına oynanan oyunları anlamaya başladı galiba. ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' demekten vazgeçti. Başımıza gelenler ‘neme lazımcılıktan, adam sendecilik'ten geldi. Aslında kurtuluşumuzun tek yolu ‘Atatürk'ü gerçekten anlamak, yaşamak, anlatmak ve ileriye taşımaktan' geçiyor. Uyanık olmak için çok okumalıyız. Bilgisizlikten (cehaletten) kurtulmalıyız. Bize anlatılan masalların aslını kendi gözlerimizle görüp nasıl uyutulduğumuzu anlayıp uyanmalıyız. Üstümüze örtülen ölü toprağını silkeleyip atmalıyız. O zaman göreceğiz ki yüce Atamız gerekli her şeyi yapmış ve söylemiş. Ne numaralı cumhuriyetçilere, ne de başkalarına gereksinmemiz var. İşte onu anlayalım ve ileriye taşıyalım’’ diyor okurumuz G. Gürkan... Ve yazısını Atatürk'ün şu sözleriyle bitiriyor:

‘‘... Ellerinizden tutacak, ayaklarınız üzerinde dimdik durduğunuzu ve doğru yolu bulduğunuzu görene dek yanınızda olacağım. Ta ki, sizleri temsil edecek insanları seçecek ve kendi kendinizi yönetecek bir duruma geldiğinizi görene kadar... İşte o zaman görevim sona ermiş olacak.’’

Bu sözlerde çok dersler yok mu?

Dünyaya duyurulur

ATATÜRKÇÜLÜK laik, demokratik cumhuriyet, üniter sosyal hukuk devletidir.

Cumhuriyet, elde avuçta ne varsa onunla alınmış bir evdir. Evi donatmak, kap kacak, yatacaklarla doldurmak imkán ve zaman işidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hedefi budur. Demokrasi de budur.

Bu arada yıllardır söylenen günümüzde gündeme oturtulan ‘dinde reform'; Türkçe ezan, Türkçe Kuran, Türkçe ibadettir.

Nurettin KAPTAN GEREDE

Toptan ve Çiller

‘‘İLKSAN ve Toptan’’ (7.11.1999) yazımız üzerine ‘‘Toptan'ı zedeleyip Çiller'in yeniden seçilip Türkiye'nin başına bela olmasını mı istiyorsunuz?’’ diyenlerin eleştirilerine uğradık.

1993'te Çiller'in rakibi olan Köksal'ın memleketi Bartın'tan arayan partili Mehmet Kasapoğlu, ‘‘Sizin Toptan'ı İLKSAN'la ilişkilendirmenizin kimseye yararı yoktur. O temiz bir adamdır, bu partinin başına da layıktır’’ dedi.

Antalya'dan bir telefon:

‘‘M.Ali Yılmaz'ın uçağı ile Antalya'ya gelen Köksal Toptan'ın yanında Ömer Bilgin'in ne işi olabilir? Onun Isparta'dan getirdiği goygoycularla yola çıkması yanlış oldu. TÜRBAN'da ne yaptıkları bilinmiyor mu? Bilgin'den, Çiller'in kullanıp fırlattığı bir adamdan medet umulmaması lazım. Köksal Bey'in dürüst olarak bildiğimiz imajına hiç yakışmıyor.’’

Ankara'dan bir faks:

‘‘İLKSAN'ı hatırlatıyorsunuz ama Çiller'den hiç söz etmiyorsunuz. Gazetenizde yazıyor; Çiller, Adapazarı'nda prefabrik Ticaret Lisesi yaptıracakmış. Kendisine sorun; hani Amerika'dan mal varlığını Zübeyde Hanım Şehit Anaları Vakfı'na bağışlayacaktı? Sonra ne oldu? Bilindiği gibi Özer Çiller karşı çıktığı için sözünü tutmadı. Ya şimdi de kongre öncesi bu okul yaptırma işinden vazgeçerse ne diyeceğiz?’’

Ağar'dan açıklama

ELAZIĞ Milletvekili Mehmet Ağar, dünkü ‘‘Kavga başlıyor’’ yazısına şu açıklamayı yaptı:

‘‘Benim Gencay Çakıcı'yı bir kamu görevlisi-vatandaş ilişkisinin dışında tanımam söz konusu olamaz. Dolayısıyla hiçbir kimseyi bana tanıştırması bahse konu olamaz. Erol Evcil'i emniyet teşkilatına karakol yapımı ve motorlu araç alımı için yardım yapan Bursalı işadamları arasında tanıdım. Tanışmanın vasıtası ile referansı Bursa Emniyet Müdürlüğü'dür. Daha önceki yazınızda bahsettiğiniz Malki cinayeti sırasında ben 1995 genel seçimleri için memuriyetten istifa etmiş idim. Dolayısıyla Emniyet Genel Müdürü görevinde değildim.’’

‘‘PARTİZANLIĞIN şok belgesi’’ (6.11.1999) başlıklı yazıda yer alan MHP Antalya İl Başkanı Adem Altındal'ın, resmi yazıyla torpil yapmak istediği MHP Konya İl Genel Meclisi adayı İbrahim Tıkır'dan: ‘‘Bahsettiğiniz Hadim Devlet Hastanesi işini Aralık 1997'de aldım. Bugüne kadar bütçe programında olan ödenek kadar ödenek gelmiştir. 1999 yılı normal bütçe ödeneğinden başka hiçbir ödenek gelmemiştir. Ödenek gelmesi için hiçbir kimseye; hele Sayın Bakanımız Koray Aydın Bey'e ricacı göndermedim. Aslı olmayan, haber niteliği taşımayan işlerle uğraşmayın, vatandaş huzur ve barış istiyor. Hálá Yunus'ları, Mevlana'ları, Hacıbektaş-ı Veli'leri anlayamamışsınız.’’ Açıklamaysa açıklama işte. Peki, İl Başkanı Altındal'ın ‘‘Zor durumda olduğu için böyle bir yazıyı yazdık. Bir partili vatandaş olsa bile aynı yazayı yazardık. Amacımız sadece kendisine yardımcı olmaktı’’ sözlerine ne demeli?



Yazarın Tüm Yazıları