Paylaş
ÇALIŞMA Bakanı Ömer Dinçer, emeklilerin durumunu iyileştireceklerini ve daha fazla imkân ayıracaklarını söylüyor sürekli olarak...
Önceki gün de bu ‘iyileştirme’yi salı günü açıklayacağını bildirirken, Almanya’dan Bekir Özbek’in dört gün önce gönderdiği bir yazı bu ‘müjdeyi’ daha anlamlı hale getirdi.
Özbek, iyi bir gözlemci... Bakın ne diyor: “AKP´nin 1.5 yılı kalan seçimlere kullanacağı taktiği size şimdiden söyleyebilirim ve bahse de girebilirim: AKP yaklaşık bir yıldan beri emeklileri ümitlendirip oyalamaya çalışıyor.
Emekli maaşları yeterli değilmiş ve artırılmasi gerekliymiş. Sekiz yıllık hükümet partisinin “Gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar” misali yeni mi aklı başına geldi: Hayır, bu artırma konusu da bir oyun. Bunlar emeklilerin aç olduğunu bile bile bu sene maaşlara 7-10 lira arası zam yapmadı mı? Yıllardan beri SSK ve Bağ-Kur emeklilerine vermediğinin bir kısmını verecek, bunu hem de seçimler yaklaşırken yapacak ve Aziz Nesin’in aptal halkını yine kandıracak.
AZİZ NESİN’İN APTAL İTALYANLARI
Peki bunun Berlusconi’yle alakası nedir derseniz?..
Berlusconi seçimleri ilk kazandığında emekli aylıklarının tabanını 2 katına çıkarmıştı ve emeklilerin kalbine taht kurmuştu, hâlâ ondan nemalanıyor.
Ama bu zamdan 6 ay sonra temel gıda maddelerinin fiyatı da iki katına yükselmişti. Aziz Nesin’in aptal İtalyan halkı ise maaşlara zammın Berlusconi’den olduğunu düşündü ama enflasyon onun suçu değil diye inandırıldı. Berlusconi’nin ‘oy ambarı’ bu sebeple yaşlılardır. Bizde de elektriğe, doğalgaza zam gelirse kurumlar zammı açıklar, indirim olursa kim açıklar: Berlusconi’nin arkadaşı yani Erdoğan...
Rekor bütçe açığı var, ithalatla ihracat arasındaki açık korkunç, işsizlik dağ gibi, açlık yoksulluk sadakayla susturulmaya çalışılıyor. Krizin teğet geçtiği ülke, firma kapatılmada dünya birincisi, ekonomik gerilemede eksi %6.4’le yine dünya birincisi. Ekonomi şu sıralar bavulla gelen karaparalarla ve enternasyonal sıcak parayla yürütülüyor. Emekli maaşlarında yapacakları düzeltmeden(!) sonra gıda-ihtiyaç maddelerine ve vergilere zamlar başlayacak. Maaşa zam hükümetten, enflasyonun suçlusu Ergenekon(!) olacak. Devletin örtülü ödeneğinden ‘nemalanan’ liberal demokratlar da hükümete alkış tutacak.”
İktidar bu ‘zam’ ile erken seçim konusunda bir sürprize mi hazırlanıyor.
‘Kendisi muhtaç...’
DEVLET Bakanı Zafer Çağlayan, BAE Başbakan Yardımcısı Şeyh Mansour Bin Zayed Al-Nahyan’a, Başbakan Erdoğan’ın “Zor günlerin yanındayız” mektubunu iletmiş.
Mehmet Âkif ne diyordu:
“Kendisi muhtac-ı himmet bir dede Nerde kalmış ki gayriye himmet ede”
Maktum’a söyleyelim; önce İETT arsasının parasını ve cezasını ödeyiver artık.
F. TANER
Turizm Bakanlığı’nda ‘portal’ sessizliği
‘TÜRKİYE turizm portalı kaşla göz arasında gitti’ (8.9.2009) başlıklı yazımız üzerine CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, bir soru önergesi ile Bakanlığa ciddi sorular yöneltmiş. Soru önergesine kadar Bakanlık’tan ses seda çıkmazken, soru önergesinden sonra Bakanlık ve üniversite alelacele portalın rezervasyon bölümünü kapatmış. Yapılan usulsüzlüklere, kaçak işçi çalıştırmalara, hiçbir ödemesini yapmayan ve adresini İngiltere gösterdiği için de hiç alacak takibatı yapılamayan İngiltere kaynaklı bu firmaya göz yuman Bakanlık ve Hacettepe Üniversitesi’ne dönük sorular özetle şöyle: “Turizm portalı hangi gerekçe ile İngiltere kökenli firmaya verildi? Bu firmanın, yeterliliği araştırıldı mı? Turizm ve teknoloji alanında proje bitirmesi var mı? Sermayesi yeterli mi? Bu firmanın, Türkiye’de faaliyet gösterme izni var mı? Turizm portalı gelirlerini Bakanlık mı, üniversite mi yoksa bu firma mı toplamaktadır?”
Evet, yanıt bekleniyor.
Kanunlar Silopi’de başka Silivri’de başka uygulanmaz
OKUMUŞSUNUZDUR... Cumhurbaşkanı “Bugünkü hukukumuzla ilgili uygulamaları kabullenmekte zorlanır gibi bir halimiz var” demiş. Doğru, Cumhurbaşkanı anlayış gösterebilir ama biz örneğin, “Cumhurbaşkanı yargılanabilmelidir” diyen Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Sayın Osman Kaçmaz’ın başına gelenleri anlamakta zorluk çekiyoruz. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in muhatap olduğu muameleleri anlamakta zorluk çekiyoruz. Polisin askere tuzak kurmasını, onuru ile görev yapmış insanların intihar etmek mecburiyetinde bırakılmasına Cumhurbaşkanı’nın sessiz kalmasını, sırf laik cumhuriyeti savundukları için üniversite rektörlerinin ve muhalif aydınlarıntutuklanmalarını anlamakta zorluk çekiyoruz!..
İhaleye fesat karıştırmakla, yolsuzluk, sahtecilik yapmakla yargılananların aklanmadan Cumhurbaşkanı, Başbakan veya milletvekili olabilmelerini anlamakta da zorluk çekiyoruz. Laik cumhuriyeti, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan bir partininyönetmesini anlamakta zorluk çekiyoruz.
Kanunların Silopi’de başka, Silivri’de başka uygulanmasını anlamakta zorluk çekiyoruz.
“Standartlarımız (da) yükseliyor(muş)”(!) Cumhurbaşkanı’na göre...
Cumhurbaşkanı’nın şanssızlığı bizim gibi anlayışı kıt yurttaşları olması galiba. Anlayışla karşılayıversin, öyle ya, standartlarımızın ne kadar yükseldiğini bile anlayamadık hâlâ...
Av. Halil ÖZTÜRKMEN
Kozmik oda ve Deniz Feneri
GENELKURMAY Başkanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu kozmik oda belge bilgi ve araştırmalarının Deniz Feneri yolsuzluğuna ait belgeler kadar da mı önemi yoktur ki, ikinciye yayın yasağı getirilirken, birincisi ise görsel ve yazılı basında çarşaf çarşaf yer almaktadır. Bunu 60 yıllık hukukçu olarak anlamış değilim.
Av. Lütfü ÜNEL
Paylaş