‘‘Bir gün bu ülkenin üstüne elbette güneş doğacaktır’’ türküsünü hiç eksik etmedik dilimizden.
Sizler umut vaat ederken, bizler acılarımızı içimize gömerek iki küçük gözyaşı damlasıyla
‘‘Evet evet daha iyiye gideceğiz’’ diye umudumuzu yitirmedik.
Sizler çocuklarınızı
Avrupalarda okuturken bizler
yeşil kartlarla avucumuzdaki iki gencecik yürekleri kaybetmemeye çalıştık.
Sizler prensler getirirken, bizler sebze-meyve pazarlarından kalan artıklardan küçücük yüreklerin karnını doyurmaya çalıştık.
Bugün 4.2.2003, geçen haftadan beridir saymadık kaçıncı akaryakıt zammıdır. Açıklanan uydurma enflasyon rakamları, boy-boy manşetlerde
Kıbrıs sorunu, Davos balosu ve
Irak savaşı...
Tazmin edilecekmiş; öyle diyor Sayın Başbakanımız. 1991'de birileri içimize etti, bundan da beklentimiz o.
Savaş kapıda... Ellerinde ekmeği bile olmayan çocukları mı vuracaklar, sırtında paltosu olmayan yürekleri mi vuracaklar, yoksa küçücük gözlerindeki, bizim gibi olmayan umuttan mı?
Sizleri çok sevdik. Ama sizler bizleri hiç sevmediniz.
Canınız sağ olsun...
Faruk CAYMAZ-ANKARA AİHM’ye gideceğim
SAYIN milletvekilleri, uyuyan güzeller... O makamlara geliyorsunuz ama unutmayın oralar üzüntü makamları değil, bizzat iş-icraat makamlarıdır.
Bir vatandaş olarak size bir günlük yaşantı aktarmak istiyorum.
Yer; Ankara...
Evden kente gidiş-dönüş 1.500
Öğlen döner-ayran 3.250
1 çay/yarım paket sigara 1.000
Eş ve 1 çocuk ulaşım 4.500
Bu basit harcama yaklaşık günlük 10 milyon; buna hanım ve çocuğun öğle yemeği masrafları, sabah kahvaltısı, akşam yemeği, yakıt, elektrik, su telefon, okul gideri, giyim vb. masrafları koyduğunuzda -ki ev kendinizin olması koşulu ile ve hiçbir sosyal yaşantınız olmaması lazım- üç çocuklu bir ailenin en az masrafı 1 milyarı bulur. Şimdi asgari ücretin ne olduğuna ve
Türkiye insanının yaşam şartlarına bakıp vicdanınız elveriyor ise batık bankerleri kurtarmaya devam edin.
Eğer böyle bir hak varsa ve
Karamehmet'e basında bahsedilen kurtarma işlemi yapılırsa, İnsan Hakları Mahkemesi'ne müracaat ederek, bu krediyi vereni de alanı da dava edeceğimi köşenizden beyan ederim.
H. Suat KALELİOĞLU-ANKARA
(0312-427 23 47) Denizli’ye bir horoz
AYDIN, Tokat ve
Erzincan'dan sonra şimdi de
Denizli... ‘‘Polisten vali olmaz!’’ dedi, üç yıldır merkez valisi olarak kaldı.
Recep Yazıcıoğlu, sözleri ve eylemleriyle hep dikkat çekti.
Ayşe Kulin'in
'Köprü 'romanı onun hayatını anlatır.
Kemaliye'de imece usulü yapılan
Beşpınar Köprüsü'ne 'Basın Köprüsü' dedi. Basın mensupları ise
'Recep Yazıcıoğlu' ismini verdi.
‘‘(Kemal)
Derviş solcu ise ben bu ülkenin komünistlerinin başıyım’’ diyecek kadar siyasilere diklenebilen bir bürokrat.
Yeşilaycı mı, Yeşilaycı.
Şimdi
‘‘Her horoz sabah öter, ama Denizli horozu her yerde öter’’ diyen
Denizli'nin yeni valisine başarılar diliyoruz.
Mustafa HOLOĞLU-İSTANBUL Tüketici aldatılıyor
BAYRAM öncesinde market ve mağazaların fiyatlarını önemli ölçüde arttırdıklarını ve ardından da %40-50'lere varan indirimler yapıyorlarmış gibi davrandıklarını bildiren
Tüketiciler Birliği ‘‘Söz konusu yaklaşımı ahlaki bulmuyoruz. Çünkü indirimlerle tüketici aldatılmaktadır’’ diye uyarıyor.
PKK’nın Kıbrıs’taki faaliyetlerine dikkat
ANKARA'dan bir askeri uzman diyor ki: ‘‘Size ilginç bir şey söyleyeceğim... Son günlerde kuyumcu ve banka soygunlarına dikkat ediyor musunuz?
Çalınan paralar önemli değil; ha 10 milyar ha 150 milyar.
Ancak sanki birileri düğmeye bastı; soygunlar bir anda artmaya başladı... Bu soygunları, kapkaçları bırakın, araçlar içindeki insanlarla kaçırılır oldu.
Irak savaşına
Türkiye girecek mi yoksa sadece destek mi verecek?
Zaman bizi tahmin edilemeyen hedeflere götürecek.
Barışın mı, savaşın mı peşinde koşacağız.
ABD, Girit Adası'na yığınak yapıyor, Ankara'dan ses çıkmıyor.
Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde
PKK'nın faaliyetleri gittikçe hareketlilik kazanıyor.
'Aydınlık'tan
Uğur Yıldırım, ‘‘Güney Kıbrıs Rum Kesimi 3 bin civarında
PKK'lının bulunduğunu bildiriyor.
PKK'lıların büyük bir çoğunluğu
ABD ve
İngiliz uzmanların gözetiminde Rum Milli Muhafız Ordusu'nda eğitim görüyor.
Atina'da çıkan
'Apoyevmatini' Gazetesi'ne göre,
PKK 5 Şubat'tan itibaren harekete geçecek. 1995-96 yıllarında adada sayıları 400 civarında olan
PKK'lı sayısı 3 bini buldu.’’
Bu tür haberler AKP hükümetini ilgilendirmiyor mu acaba?
Biliyor musunuz?
3 Kasım öncesinde
Özer Çiller, Mustafa Süzer ve
Ufuk Söylemez'in ortak görüşüyle DYP İstanbul İl Başkanlığı'na getirilen
Seyit Şahin'in yerine bu kez Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği'nde etkin çalışmaları olan
Türkkan Ailesi'nin küçüğü
Mücahit Türkkan'ın
Mehmet Ağar tarafından atandığını; ağabey
Lütfü Türkkan'ın ise
Ali Talip Özdemir'in bir ara danışmanlığında bulunduğunu ve kardeşlerin ham yağ ve nakliyecilik yaptığını...
Biliyor musunuz?
MESAJ
KIBRIS Türklerinin yalnız olmadığını vurgulamak amacıyla
Marmara Grubu Vakfı,
Denktaş'a bugün destek olmak üzere Lefkoşe'ye anlamlı bir gezi düzenliyor. Vakıf Genel Başkanı Dr.
Akkan Suver, geziye katılacak 110 kişilik heyet arasında Kuvvet Komutanlıklarında bulunmuş, emekli 6 orgeneral, bir tümgeneral ile iki büyükelçi, üniversite öğretim üyeleri, STÖ başkanları, işadamları ve gazeteciler bulunuyor. Sabah Kıbrıs'a gidecek olan heyet akşam İstanbul'a dönecek.