Yalçın Bayer: Bazı belediyeler % 700 zam yaptılar

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Çöp vergisi vurguna dönüştü

Belediyeler çöp (çevre-temizlik) vergilerini toplamaya başladılar. Belediye Gelirleri Yasası bundan bir süre önce değişti. Çöp ve emlak vergilerinin aynı dönemde, yani ilk taksidinin mart-nisan-mayısta, ikinci taksitlerin de kasımda ödenmesi gerekiyor.

Çöp vergileri geçen yıllarda ocak ve temmuz aylarında ödeniyordu.

Hükümet, vatandaşların belediyelere gidiş gelişlerinde zorluk olmaması için iki vergiyi aynı döneme alarak bu konudaki şikáyetleri de bir ölçüde gidermiş oldu.

Ancak burada esas sorun, çöp vergilerinin tespitinde ortaya çıktı.

İstanbul'da birçok belediye, çöp vergisine fahiş zamlar yaptı.

- Kadıköy, Merdivenköy'den Berk Ergüven'in şikáyetini okuyalım:

‘‘Kadıköy Belediyesi'nin 1999 çevre-temizlik vergisi 1.776.000 TL idi. Bir önceki yıla göre % 39 oranında artmıştı.

2000 yılı için talep edilen vergi ise 15.170.000 TL... Başka bir deyişle 1999 yılı vergisine göre % 759 oranında zam yapılmıştır.

Bu nasıl zam! Hükümet, enflasyonu % 25'lere çekmek için bir dizi ekonomik önlem getiriyor. Ben bir SSK emeklisiyim ve bu ay maaşıma yapılan zam % 5.9'dur.

Sayın Başkan, lütfen sağduyulu olun ve yapılan bu büyük yanlışı, sizi oylarıyla seçen vatandaşlarımızın lehine mantıklı bir zam yaparak düzeltin.’’

FP'LİLERİN ORTAK KARARI

- Káğıthane'den Mehmet Süral de şöyle diyor:

‘‘Beşiktaş Belediyesi çöp vergisini geçen yıl 1.764.000'den bu yıl 2.200.000 TL'ye yükseltmiştir. Mantıkidir. Halbuki Káğıthane Belediyesi geçen yıl 1.840.000 lira alırken, bu yıl 7.800.000 lira istemektedir.

Dükkánda ise geçen yılki 7 milyonluk vergi bu yıl 22 milyon yapılmış. Bu büyük bir fark sayılmaz mı?’’

- Zeytinburnu'ndan Veli Mican da, Zeytinburnu Belediyesi'nden şikáyetçi... ‘‘İlan vergisine % 2000, çöp vergisine % 1500 zam olur mu?’’ diyor.

- Fatih Belediyesi'nin çöp vergisine yaptığı zam oranı da % 700...

Araştırmalarımız sırasında FP'li belediyelerin uygulama birliğine girerek, çöp zammını % 700'lerde belirlediği dikkati çekiyor.

Peki bunlar yasalara uygun mu? Bir belediyeci, bazı belediyelerin yasadışı davrandığını bildiriyor.

% 52'Yİ AŞAMAZ

Çevre Temizlik Vergisi'nin, Maliye Bakanlığı'nın Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile ilan ettiği 'Yeniden Değerlendirme Oranı'na göre hesap edilmesi gerekiyor. 2000 yılı için Yeniden Değerlendirme Oranı % 52.1 olarak açıklandığına göre, geçen yıl ödenen verginin % 26.5'inin ilk taksit olarak ödenmesi gerekiyor.

- Tespitlerimize göre, çöp vergisini yasanın emrettiği şekilde uygulayan tek belediyenin Şişli olduğu görülüyor.

Enflasyonda hedef % 20-25'lerde tutturulmak istendiğine göre, bazı belediyelerin bu yaptıklarına ne demeli?

Yasanın koyduğu miktarın üzerinde para almak, yasaya karşı gelmek değil midir? Belediyelerin paraya ihtiyacı var, ama böyle vurgun yoluyla vatandaşı soyarak değil...

Vatandaşın biri yargıya gitse bu haksız uygulamayı iptal ettirir.

Örnek alın

M. Halit Ürensel'in Beyoğlu Belediyesi'nden yakınması da şöyle: ‘‘Geçen yıl 500 bin lira olan tabela vergisi bu yıl 20 milyona yükseltilmiş. FP'lilerin amacı enflasyonla mücadeleye yardımcı olmamak mı? Böyle düşündüğümden ücreti ödemeyerek tabelamı söktüm. Tüm vatandaşların bu konuda duyarlı olmasını diliyorum.’’

THY'den Okumuş'a

özür geldi

(İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş'a)

Sizden özür diliyor ve kesinlikle hatalı olduğumuzu üzüntüyle bildiriyorum.

Sizlere 20 dakika uygulamasının ortaklığımıza müspet katkılarını bilgi olarak sunmuştuk. Bir-iki münferit hata, siz yolcularımızın nezdinde maalesef yazınızda bilgi olarak takdim ettiğiniz güzel sonuçların tam olarak görülmesini engelliyor. Bu da bizler için ayrı bir üzüntü kaynağı.

Araştırmamız, uçağın tarifeli kalkışına 20 dakika kala kapı kapattığını ortaya çıkarttı. Uçağımızın gecikmeye girmeden 10 dakika daha bekleyebileceği de ortada. Yapılan hatanın özrü olmamakla birlikte aşağıdaki üç küçük noktayı bilgilerinize sunmakta fayda görmekteyim.

1) Seyahat etmeyi planlamış bulunduğunuz uçuşumuzun listesinde 4 yolcu ismi kayıtlı bulunmakta olup bu dört yolcumuz da havalimanına gelerek bilet ve bagaj işlemini yaptırmıştır. Başka bir deyişle kayıtlı yolcularımızın tümü sefere gelmiş durumdadır. 2) Elimizdeki bilet rezervasyonlu olmadığı ve de isminiz kayıtlarda bulunmadığı için uçağın tüm yolcusunu almış olduğu düşünülmüştür. 3) Son günlerde Esenboğa Havalimanı'nda sürmekte olan kötü hava şartları nedeniyle seferlerimizin gecikmeli olarak yapılmış olması, 1 ve 2'nci maddelerde bilgilerinize sunulan hususlarla bu oluşumun birleştirilmesi sonucu kapının erken kapatma kararının verildiği düşünülmektedir.

Görüşlerinize sunulan oluşum, hatamızın mazereti değildir. Yolcularımızın gözüyle bu hususların mazeret olarak kabulünün mümkün olmadığının da bilincindeyim. Sizden bir kez daha özür diliyor, bu hatamızın uygulamalarımızla ilgili görüşlerinizi değiştirmemesini istirham ediyorum.

Oktay ÖZTEKİN-THY A.O Genel Müdür Vekili

Ayıp oluyor

(Devlet Bakanı Hasan Gemici'ye...)

ERDEMİR'den emekliyim, Krd. Ereğli'de oturuyorum. Emekli maaşımla memleketim olan İzmit'te Miraç Konut Yapı Kooperatifi'ne üye olarak zar zor bir ev yaptırdım. Elimizde olmayan bazı nedenlerden dolayı İzmit'te oturmayı bir yıl için erteledik. Bu arada daire boş kalmasın diye de emekli bir işçiye 1999 Ağustosu'nun başında kiraya verdim. 17 Ağustos'ta da deprem oldu. Kontrolde evimizin 'az hasarlı' olduğu saptandı. Sizin yayınladığınız 'Onarım Yardımı' ile ilgili genelgeyi göz önüne alarak tüm belgeleri -ki bunlar 23 adettir- İzmit Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na teslim ettim. Fakat deprem sırasında o evde oturmadığım için şimdi bu parayı alamıyorum. İnsaf ile düşünelim. Genelgenizde belirttiğiniz 'Deprem evi hasara uğrayan hak sahiplerinin onarım yardımı alabilmesi için mutlaka deprem sırasında orada oturması gerekiyor' şartı sizce ne anlama geliyor? Hiçbir yerde evim yok ve kirada oturuyorum. Bunları belgeledim, dosyama koydular ama genelgenizdeki bir madde yüzünden mağdur durumdayım. Size diyorum ki; işi yokuşa sürmek ve depremzede bir vatandaşa eziyet etmek ayıp olmuyor mu?

Hayri DİNÇER Krd.EREĞLİ

VERGİ iadesinde garip bir mantık uygulamaya sokuldu, vergi iadesi oranları düşürüldü. Aldığımız mallara % 8-17 oranlarında KDV ödüyoruz ama karşılığında sadece % 4 civarında iade alacağız. Hadi diyelim ki % 8'lik KDV'lerden kurtuluşumuz yok ama pekala çeşitli mallarda % 17'lik KDV'lerden kurtulma yolları var. Örneğin, ben % 4 vergi iadesi alacağım diye neden 100 milyon liralık bir mala 17.500 bin lira KDV ödeyeyim? O zaman ben fatura, fiş almam, onun yerine daha çok indirim yaptırırım. Devlet vergi kaçağını böyle mi önleyecek?

Tural APAYDIN-İSTANBUL

Yazarın Tüm Yazıları