Yalçın Bayer: Bayındırlık Bakanı Koray Aydın: Yüksek kırıma karşıyım






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

BAYINDIRLIK Bakanı Koray Aydın, ‘‘MHP'lilik ve Trabzonluluk referanstır’’ yazısı üzerine aradı, ‘‘Boğuşuyorum, herkese cevap vermekle uğraşıyorum’’ dedi.

Antalya Bayındırlık Müdürlüğü'ne getirdiği kişinin hemşerisi olduğunu doğruladı. ‘‘Tanıdığım, çok güvendiğim, aklı başında biridir. Seçerek atadım. Buna hakkım yok mu yani? İnsanlar güvendiği bir kişiyi göreve getiremez mi? Şimdi bu kadrodan hiçbir gürültü çıkmıyor’’ diye konuştu. Aydın, Antalya Bayındırlık hizmet binası ihalesini, Gümüşhaneli Aytekin Akagün ile Diyarbakırlı Hayri Çelen ve Ali Akkun adlı ortakların Ulusal İnşaat'ının, olimpik yüzme havuzunu Artvinli Bedirhan Öztürk'ün, Alanya Adalet Sarayı işini de Rizeli Salih Tufanoğlu adlı müteahhitlerin aldığını belirterek ‘‘Görüyorsunuz Trabzonlu değiller’’ dedi.

Hakkınızda reddedilen gensoru için ne diyorsunuz?

- Muhalefetin söylediklerinin biri bile doğru değil, hiçbir inceleme araştırma yapmadan gelmişler. Hepsinin cevabını verdim.

FP'li Veysel Candan'ı tehdit ettiğiniz...

- Ne demek istediğini anlayamadım. Gazeteciler kendisine sordular, yanıt veremedi. Bunlar boş iddialar.

İhalelerle ilgili düşük kırım yapılmasına engel olduğunuz için eleştiriliyorsunuz.

- Ben yüksek kırıma karşıyım. Açıkça söylüyorum, yüksek kırımla devlet soyulup tahrip ediliyor. Zaten normal kár % 25... Adam % 50 ile kırarsa bunu hayır için yapmıyor. Bu sefer çalmak için her yolu deniyor.

İhalelerin düzgün yapıldığına inanıyor musunuz?

- Herkes emin olabilir. İşlerimiz doğru ve düzgün bir şekilde yapılıyor. Tabii müteahhitlerin anlaştığı ihaleler de var. Ama titiz insanım, iyi iş yapan adama bakarım. Hemşehri filan dinlemem.

Yeni ihale yasası...

- Bayram sonrası Meclis'e gelecek. Devrim niteliğinde yeni bir yasadır. İhalelere gerçek şeffaflık getirilmesiyle artık bütün tartışmalar sona erecek. Bu yasayla tek fiyat koşuluyla anahtar teslim ihaleye geçmiş olacağız, açık bir şekilde... Davet usulü belli esaslara bağlanıyor, ancak özel kaynak ve makine parkı gerektiren işlerde yapılacak. Resmi Gazete'de ilana çıkılacak, ilan süresi de 42 gün olacak. Artık ihalelerden kimse haberim oldu diyemeyecek. Bu durumda ödenek azlığından yapılan işin yıllara sarkması önlenmiş olacak.

Bakan Aydın'la daha sonra elimizdeki başka iddialar üzerinde de konuşacağız.

300 milyon lira limitli karttan 4 milyar çekildi

İZMİR Bostanlı Migros'tan 9.2.2001'de internet yoluyla 19 milyon liralık sanal alışveriş yaptım. Ama günlerce süren bir kábus yaşadım. Alışverişte Garanti Bankası kredi kartımı kullandım. Aynı gün bir başka alışveriş sırasında kartım 'yetersiz bakiye' verdi. Sorduğumda, 10 Şubat'ta kredi kartımdan 4 milyar lira civarında bir paranın Migros Sanal Market tarafından çekildiğini öğrendim. Limiti 300 milyon lira olan bir karttan bu kadar büyük para nasıl çekilebilir? Bankadan sistemin zaman zaman buna imkán verdiği söylendi. Migros'a gittim. İlk olarak bana ‘‘6'lı Sırma soda’’ alıp almadığımı sordular. Gerçekten almışım. Bir hata olmuş ve bu ürünü alan birçok kişinin kartlarına inanılmaz rakamlar işlenmiş. Hafta sonunu uykusuz geçirdim. Pazartesi günü Migros, durumun düzeltilmeye çalışıldığını ve parayı kartıma iade edeceklerini söyledi. Bankayı aradığımda ise yanlışlık aynen duruyordu. Neyse Migros özür diledi, banka ise defalarca aramam sonucu kredi kartımdaki yanlışlığı salı günü düzeltebildi. Ama bankadan kimse arayıp da bana tatmin edici bir açıklama yapmadı, özür dilemedi.

Kafamda iki soru var: Migros nasıl böyle bir yanlışlık yapmıştı? Garanti Bankası, limiti 300 milyon lira olan karta nasıl 4 milyarlık provizyon vermişti?

Başka kimselerin mağdur olmaması için bunu okuyucularınızla paylaşmak istedim.

Dr. Ayşe Alkurt ÖLÇÜCÜ

Sıtmaya razı olacağız

VATANDAŞIN ümüğü sıkılmadı, layığımızı bulduk.

Bu kadarla kalsa yine iyi. Bu 40 yıllık sistem ölümü de gösterecek, hepimiz ‘‘Kurtar bizi baba’’ diyerek sıtmaya razı olacağız.

Çoban mı, onu Türkiye'de aramayalım.

Türkiye'de birkaç bin kara koyun ve milyonlarca koyun var.

Bize de bu yakışır.

Mehmet ŞAPÇI-Eczacı

MHP gözüyle Aytaç Durak

KÖŞEMİZDE ‘‘Adana'da kılıçlar çekildi’’ yazısı ile ilgili olarak MHP Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri, ‘‘Başkanın iki yüzü’’ başlıklı broşür yayınlamışlar.

Durak için ‘‘Özelleştirmeci mi?’’, ‘‘Halkçı mı?’’ diye soruyorlar.

‘‘Yasa tanımaz başkan’’ın icraatını şöyle anlatıyorlar:

‘‘Biz MHP'li Belediye Meclis üyeleri olarak otobüslere, ekmek fabrikalarına asla karşı değiliz. Otobüs alımı için uğraşılıyor. (Durak) Borçlanma yetkisi istiyor. Bu yetkiyi kötü niyetine kurban ediyor. Alınan otobüsler neden belediyenin değil de bağlı şirketin üzerinde? Neden Adana Büyükşehir Belediyesi üzerine alınmıyor. Şu an seferdeki otobüsler kanuna aykırı olarak alındı. Usulsüz ihale yapıldı. Bu ihalede birilerinin cebine aktarma yapıldığı iddiaları var. Bu ülkede Büyükşehir Belediye Başkanı olan bir şahıs, kanunları hiçe sayarsa vatandaş ne yapsın? Hizmet adı altında yapılacak her türlü usulsüzlük, yolsuzluk ve talana karşı durmanın MHP'nin vazgeçilmez ilkelerinden olduğu unutulmamalıdır.’’

‘Önce vatan’

CHP'den ayrılacak bir grubun yeni bir parti çatısı altında örgütlenmesi tartışılıp, Genel Merkez yanlıları da ‘‘Bu muhalifler de artık kabak tadı verdi’’ derken, bir okurumuz, ‘‘Gazete Müdafaa-i Milliye’’deki bir yazıyı göndermiş... Prof. Çetin Yetkin, güven veren bir siyasal oluşumun yararını anlattığı yazısında şöyle diyor:

‘‘Böyle bir siyasal parti Misak-ı Milli sınırları içinde kalan ve üzerinde yaşadığımız bu topraklara 'vatan' diyenlerin partisi olmalıdır. Bu topraklara 'vatan' diyenler ise Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten inanmış olanlardır, ulusalcılardır, bağımsızlıkçılardır, antiemperyalistlerdir.’’

CHP varken buna gerek var mı; kavgalara, ayrımcılığa gerek var mı?

Birilerini uyandıracağız

BİZ gençlerin görüşüne yer verdiğiniz için teşekkür ederiz. Gerçekten dikkate alındığımızı ve önemsendiğimizi bilmek güven verici.

Epictetus, ‘‘Yanlış içinde yaşayan hiç kimse özgür değildir’’ demiş.

Bizler bu ‘‘özgürlüğe’’ hasret gençler olarak biliyoruz ki, ‘‘Üstelemek başarının büyük bir unsurudur. Kapıyı yeterince uzun süre ve yüksek sesle çalarsak, birini uyandıracağımızdan eminiz!’’

Verda GÜREL-İSTANBUL

Yazarın Tüm Yazıları