ÖMER Madra geçenlerde bir gazetede şu uyarılarda bulunuyordu:
"Elektrikli aletlerini kullanmadıkları zaman stand-by’da bırakmasınlar, biraz zahmet edip fişi prizden çeksinler. Kışın domates yemesinler, yazın yesinler ki seralarda domates yetiştirilmesin... Yani her şeyi zamanında tüketsinler.
Tungsten ampuller kullanmasınlar, yerine % 75 daha az enerji harcayan ampulleri tercih etsinler. Göğü ısıtmak kadar çılgınca bir şey olamaz. Kafelerin bahçelerindeki o gazlı şemsiye şeklindeki ısıtıcıları kullanmasınlar. Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Stadyumu’nu, taraftarları üşümesin diye ısıtmasın..."
BM’nin 4. iklim değerlendirme raporu dün açıklandıktan sonra Ömer Madra ile konuştuk. Madra, Bilgi Üniversitesi’nde küresel ısınma konusunda dersler veriyor, aynı zamanda Genel Yayın Yönetmeni olduğu ’Açık Radyo’da sürekli bu konuları işliyor.
"Raporu biliyorduk" dedi ve ekledi:
"Bittik abi..."
2007 EYLEM YILI OLMALI
"Benim kaanatime göre, küresel ısınma konusunda 2006 yılı ’uyanış yılı’ oldu, sadece dünyada değil Türkiye’de, toplumlar tehlikeyi görmeye başladı. Ben yıllarca bunları anlattım, havanda su dövdüm bazılarına göre, çünkü dinleyiciler sıkılmıştı. Ama görüldü ki, iş birden döndü. Artık 2007’nin de ’eylem yılı’ olması lazım, hem bireysel düzeyde, hem hükümet düzeyinde...
(...)
- Kömür, petrol, doğalgaz yakıyorsun. Hepsi bombok... Çevre ve Orman Bakanı, ’Biz Kyoto Protokolü’nu imzalarsak, kalkınmamız etkilenir’ dedi geçenlerde CNN Türk’te... Çok acayip bir laf, eleştiriye açık bir durum var.
Herkes diyor ki ’bütün tehlike var, bütün canlılar álemi tehlikede, bilimsel raporlar var’ ama hiçbir şey yapmıyorlar.
HİÇBİR TEDBİR ALMIYORUZ
Kyoto Protokolü...
- Kılımızı bile kıpırdatmıyoruz. Buna karşılık 10 milyar dolara, 100 adet F35 savaş uçağı alıyoruz, Türkiye’nin en büyük projesi sayılıyor. İmzayı da attılar. Belki gereklidir bilemem ama, bunun bugün için tartışılması gerekiyor. İnsanlığın önünde en büyük tehlike varken, küresel kalkınmaya karşı hiçbir tedbir almamamız büyük bir ataletsizliktir, tembelliktir, vurdumduymazlıktır. Etik açısından da görmek lazım. Gerçekten bir tuhaflık var. Ben küresel ısınma açısından bakıyorum soruna; çünkü hálá görmek istemediğimiz çok büyük tehlike başladı. Ama öbür yanda bir ’bilinmeyen düşman’ var-yok, NATO ve buna bağlı ek mükellefiyet falan deniyor. Yaşamadıktan sonra uçağı ne yapalım.
Çocuğunun, torununun yaşaması için korunman, önlem alman gerekmiyor mu? Bakanın, Başbakan’ın çocuğu, torunu yok mu?
TOPLU İNTİHAR
Ne yapacağız?
- Anlatacağız, sıkıştıracağız, sizler de yazacaksınız, anlatacaksınız. Bu böyle gitmez. 6-7 yıldan beri bu gelişmeleri takip ediyorum. Dünyada bu konuda yazılmış kitapların neredeyse %75’ini okudum. ’Küresel Isınma’ adlı bir kitap da yazıyoruz, Dr. Ümit Şahin’le... (Şahin, Yeşiller İklim Değişikliği Koordinatörü, Çevre İçin Hekimler Derneği Başkanı ve herkesi bu konuda eylem yapmaya çağırıyor.) Ciddi bir şey söylüyorum. Batıyoruz... Geride çok az umut var. Mesele şu ki toplu bir intihara doğru gidiyor insanlık gerçekten. Bu nedenle herkesi bilgilendirmek ve hükümeti de üzerine düşen görevler açısından sıkıştırmak lazım. Ruh tembelliğine karşı hemen uyanması lazım politikacıların.
TSUNAMİ GİBİ
Ne gibi...
- Bilim adamlarının hesaplamalarına göre dokuz yılımız kaldı geriye...
Gerçek tsunami geliyor. Türkiye’nin önce termik santrallarını kapatması lazım bir kere. Ülke karbondioksit borsasını hemen oluşturulması, her kurumun bir karnesi olmalı... Çevre bakımından havayı ne kadar ısıtıyor diye; bunun da vergi muafiyeti olması lazım. Bu Avrupa’da bazı ülkelerde başladı.
Tsunami diyorsunuz...
- Evet... Bu II. Dünya Savaşı gibi bir şey değil. Gerçek bir tsunami; medeniyet dediğiniz ne varsa üzerimize geliyor. Acil radikal tedbirler almak lazım. Kurtulunabilir mi, kurtarılmaz mı, bilmiyorum ama hiç olmazsa denememiz lazım.
UYKULARIM KAÇIYOR
CNN Türk’teki programda Bakan Pepe çok sakindi sizle konuşurken.
- Sakin olmaması, endişe duyguları taşıması lazım. Tedbirleri o alacak.
Bilgi Üniversitesi’ndeki dersiniz adı ne?
- ’Küresel İklim Felaketi’ adını verdim.
Sizin moraliniz nasıl?
- Bir küresel ısınma, bir de arkadaşım Hrant Dink’in lümpen katillerce öldürülmesi... Son görüntülerin yayınlanması da iyi oldu. Artık kalbim çok kırık. Lanet olsun dedim. Uykularım gidip geliyor.
El ele vermelisiniz
İSTANBUL Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Koordinatörü Nazan Moroğlu kamuoyuna yaptığı açıklamada diyor ki:
"Sayın DenizBaykal, Sayın MuratKarayalçın ve Sayın Zeki Sezer’e... Bölünerek çoğalmak yerine birleşerek güçlenelim. Çünkü; amacımız ve hedefimiz aynı:
Cumhuriyetimizin temel ilkelerini korumak, demokratik, laik hukuk devletimize sahip çıkmak, demokrasiyi araç olarak kullanan zihniyetten kurtarmak.
İKKB olarak el ele vermenizi bekliyor, geleceğin aydınlık olmasını istiyoruz."
Kim okur, kim dinler!
Biliyor musunuz
SANATÇI Metin Akpınar’ın, geçenlerde bir yemekte karşılaştığı DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in "Üyeliğinizi yenileyelim" sözüne "Zeki Bey, üyeliğimizi yenileyelim. Haklısınız ama ben bu seçimde oyumu CHP’ye vereceğim.Macera yaşamak istemiyorum. Türkiye’nin kaybedecek vakti yok" karşılığını verdiğini... DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in verdiği demeçte, Başbakan’ın imzasının bulunduğu gazetelerde yayımlanan ’ihracatçıya teşekkür ilanı’nın bir aldatmaca olduğunu’ belirterek, aslında 4 yılda ihracattaki %137’lik artışa karşılık, ithalatın %166, dış ticaret açığının da %232 arttığını; bununla gerçeklerin gizlenmeye çalışıldığını söylediğini... TARİHÇİ, yazar Cemal Kutay’ın ölümünün 1. yılında Kadıköy Belediyesi’nin katkıları ile Lions ve KASDAV Müzik Gönüllüleri işbirliğiyle Caddebostan Kültür Merkezi’nde pazartesi günü 20.00’de bir anma toplantısı düzenlendiğini...