BAŞBAKAN ”Kendim de olmadım aşıyı ve ailemden de kimse de olmadı, kimseyi de zorlayamazsınız aşı için...” diyor. Sağlık Bakanı da tam tersini söylüyor, bir bilim adamı olarak tekrarladı.
”Aşı riski azaltır, risk grupları kesin aşılanmalıdır, artılarını koyduğunuz zaman ortaya eksileri çok azdır.” Bence bu konuya B. Arınç ve Kapusuz’un da 2 ayrı taraf olarak, yani Arınç, Sağlık Bakanı’nı, Kapusuz ise Başbakanı destekleyerek aslında büyük bir çatlağın habercisi olmuşlardır. Benim görüşümce Dersim olayında Öymen-Kılıçdaroğlu arasındaki polemiktan çok daha önemli ve can alıcıdır, çünkü sonuçta gerçekten bir ideolojinin bilim ile savaşıdır. Olaya böyle bakmak lazım. Domuz gribi adından da anlaşılacağı gibi domuz ile ilgili... İçerisindeki maddeler sayıldı, riskler yazıldı. İslamiyette domuz ve içki yasak değil mi? Sizce Başbakanın bu israrı ideolojik değilse nedir? “Aileme de yapılmadı” diyerek altını çizdiği nedir? Ben sağlık nedenlerinden dolayı yaptırmadım dese olurdu, kabul de görürdü; ama ailesini de kattı. Kimseye zorla yaptıramazsın sözü ile de kimsenin günahına girmem arasındaki ince farkı farkettiniz mi? Ben bunu hissettim; paylaşmak isterim bunu. Çünkü Başbakan için halka örnek teşkil etmek ve halkın sağlığı için ideolojisini geri plana atması ve öncelikli olarak bilime inanması beklenmez mi? Başbakan neden israrla aşıyı ailesininde yaptırmadığına kadar götürdü bu işi? İdeolojik değilse açıklaması sizce başka bir açıklama var mı? Funda YAMANEL
Sabit-müteharrik
“ÖTV, KDV gibi vergileri güncelleyeceklermiş. Eyvah!.. 2010 Bütçe Kanunu tasarısında vergi gelirlerinde en yüksek artış, %31,5 ile ÖTV’de ve ortlama % 21,45 ile KDV’de olması öngörüldüğüne göre...Bunun tercümesi açık: Memur maaşları sabit, vergiler müteharrik olacak. Memura gelince 2,5; ÖTV’ye gelince 31,5...” A.ÇIRAY
Gökçek taksicilerle çile çektiriyor
BU kurban bayramında da diğer bayramlarda olduğu gibi İstanbul’dan Ankara’ya geldik. Adetten olduğu üzere bayramlarda ailenin en büyüğünün yanında toplanılır, biz de öyle yaptık. Gece yarısı bindiğimiz otobüs, sabahın altısında Ankara’daydı. Fakat o da ne? Otobüs terminali dışında otobüs yazıhanelerinde yolcu indirmek yasak. Başkentimizde otobüs firmalarının servis araçları belediyece üç beş yıldır yasaklanmıştı. Servis aracı yok, taksi fiyatları el yakıyor. Mesafe de uzak. Tek çözüm dolmuş bekleyip binmek. Sıcaklık iki derece, sert bir ayaz ve biz de binlerce yurttaşımız gibi bekliyoruz. Biz elli dakika bekledik, diğerlerinin ne kadar beklediğini bilemem. Yani ilk dakikada bayram ziyaretinde çile başlıyor. Şehirlerarası yolculukta çekmediğiniz çileyi, şehir içinde çekiyorsunuz. Türkiye’nin hiçbir yerinde göremeyeceğiniz bir keyfi uygulamayla Ankara ziyaretleri eziyete dönüşüyor. Adil HACIÖMEROĞLU
Bayrak hırpalanmış ve kirli olamaz
ANKARA’da yaşayan bir vatandaş olarak uzun zamandır beni rahatsız eden bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Ankara Batıkent’te Haydar Aliyev Parkı girişinde bulunan Azerbaycan ve Türkiye bayrakları yıpranmış ve oldukça kirlenmiş durumda. Yetkili kurumları bir vatandaş olarak uyarmış olmama rağmen bu kötü durum henüz düzeltilmiş değil. Sizin aracılığınız ile bu olumsuzluğun düzeleceğine inanıyorum. Mehmet KUTLUYILMAZ
Çınarlar niye kesildi
HER sabah Çankaya Köşkü’nün önünde yürüyüş yapıyorum. Çankaya Caddesi üzerinde bulunan asırlık herhangi bir çürümeye maruz kalmamış, kompakt gövdeli 10 adet çınar ağaçlarının kesildiğini üzülerek gördüm. Bu ağaçları kim insafsız bir şekilde emir vererek kestirdi? Dr. Fikret TANZER