Paylaş
Hilmi Özkök genellikle 'demokrasi' vurgulamaları yaparken, Orgeneral Yaşar Büyükanıt ise AB'ye karşı 'rejim' ve 'Türkiye'nin bütünlüğü' gibi konulardaki hassasiyetini göstermeye devam ediyor.
Nitekim, AB İlerleme Raporu'nda "askerin siyasete karıştığı" eleştirilerinin hatırlatılması üzerine "Bizim iç politikayla ilgimiz yok. 1908-1918 döneminde ordu siyasete karıştı ve iyi olmadı. Biz iki şey konuşuyoruz; Türkiye'nin bütünlüğü ve rejim. Bunun dışında, biri çıksın, bir şey söylesin bana..." dedi.
Medya mensupları, Genelkurmay Genel Sektereteri Tümgeneral Salih Zeki Çolak ve İletişim Daire Başkanı Albay Mustafa Oğuz tarafından karşılandılar. Çolak açış konuşmasında, Genelkurmay'ın faaliyetleri www.tsk.mil.tr üzerinden daha yaygın anlatılmaya başlandığını söyledi.
GENELKURMAY AÇILIYOR
Gerçekten sitede sınır ihlallerinden, terörle mücadeleye, arama-kurtarma çalışmalarından UNIFIL (Lübnan'daki BM Barış Gücü) faaliyetlerine kadar her konuda bilgi aktarılıyor. Geçmişte sadece Genelkurmay'ın 'hassas' açıklamaları yeralıyordu. Bu arada Büyükanıt'ın Yunanistan ziyareti sonrası 'hava ihlalleri'ne ilişkin Yunan uçaklarının Ege'deki ihlalleri sitede yeralmıyor artık.
Bizim gazetenin Ankara savunma muhabiri Özgür Ekşi, geçmişten beri süregelen Genelkurmay'la iletişim kuramama sıkıntısını, Genelkurmay'a ilettiklerini belirterek "Siz de kokteylde gördünüz, Orgeneral Büyükanıt ilk konuştuğu masadaki gazetecilere 'İzin verirseniz savunma muhabirlerinin yanına gideyim, onlarla da konuşmak gerekiyor' dedi. Yanımıza geldiğinde 'sizi çok iyi anlıyorum, iletişim sıkıntılarını çözmek istiyoruz' dedi" diye Genelkurmay'ın sıcak tavrını anlattı bize.
Burada bir şeyi vurgulamak gerekiyor. Genelkurmay'ın daha önce dışa kapalı olan internet sitesinde, faaliyetlerin anlatılmaya başlanmasıyla Başbakan'ın "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" sözlerinin aynı zamana denk gelmesi,
tesadüf olmamalı düşüncesini akla getiriyor.
İMRALILI ÖCALAN BÜYÜKADALI LEFTER
Büyükanıt ilk gittiği masada ilginç diyaloglar yaşandı. Tabii FB konuşulmadan edemezdi. Kendisini "GS'lıların ve ve BJK'lıların ençok sevdikleri Fenerli olarak" tanımladı.
Bu arada, Abdullah Öcalan'ı kastedederek "Adadaki şahıs..." diye başlayan bir soruyu keserek "Ada, hangi ada?" diye karşılık verdikten sonra gülerek şöyle devam etti:
"Büyükada'daki Lefter mi?"
PKK üzerine bir diğer soru da, Öcalan'ın İmralı'dan talimat vermesiyle ilgili görüşü de şöyle:
"O da bir şey mi, bu ülkede PKK gazete çıkarıyor."
Bizim de bulunduğumuz masada, Yunanistan ziyaretiyle ilgili sohbette Büyükanıt bir de bilgi aktardı: "Önceki gün Yunanistan Hava Kuvvetleri Günü imiş. Ege üzerinde uçak uçurmayacaklarmış. Beni arayarak Türkiye'den yardım istediler. Daha sonra bir uçağın Girit'ten Larissa'ya gitmesi gerekiyormuş. Kırmızı hattan aradılar. Bu tarihimizde ilk defa oluyor. Bizden anlayış rica ettiler. Uçakları sorunsuz bir şekilde uçtu."
KIZI NE DİYOR
Kızının kendisine "Baba, Fikret Bila seni çözmüş; ne zaman sorular karşısında sıkışırsan, lafı ya sigaraya ya futbola getiriyorsun" dediğini aktaran Büyükanıt "Kızım haklı, insan bazen hassas konuları bir başka yöne çekmek
gereğini duyuyor" diye ekledi. Ama Büyükanıt'ın son dönemdeki bir diğer yeni 'taktiği' de, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve AB ile ilişkiler gibi hassas sorular
kendisine yöneltildiğinde "Balık tok, oltaya gelmiyor" demesi...
Konu terör oldu mu Büyükanıt kendisini tutamıyor:
"Hiç kimse terörden bahsetmiyor, insan hakları ve azınlıklardan bahsediyor ve çok uluslu zemine taşınıyor. Eğer bu çok uluslu zemine taşınırsa Osmanlı dönemine gideriz."
Sıkıştırıldığı zaman "sık konuşmamak lazım" mesajını veriyor. Bu durumlarda sözü sigara içme ya da futbola getirerek konuyu değiştirdiğini de itiraf etme gereğini duyuyor.
Büyükanıt, karşısındakilerle kolay diyalog kuran ve espriyi seven farklı bir komutan; aile içinde de 'demokrat' olduğunu biliniyor.
'11.11-K' nedir
27 Mayıs 1960 öncesinde DP'nin antidemokratik uygulamalarına karşı gençler, Ankara'da "Olur mu böyle olur mu, kardeş kardeşi vurur mu?" sloganı kullanıyorlardı. Ve Kızılay'daki bir miting için şöyle bir slogan atılmıştı.
'555 K'
Yani bu, 5 Mayıs'ta, saat 5'de, Kızılay'da toplanalım anlamına geliyordu.
AKP Kongresi ve Ecevit'in cenazesi dolayısıyla başkentin son yılların en kritik günlerinden birini yaşamaya aday. Kokteylde bir gazeteci dostumuz, bazı çevrelerce üretilen bir 'korku'yu şöyle tarif ediyordu:
'1111 K'...
Yani 11 nci ayın 11 nci günü Kocatepe Camisi.
Büyükanıt 'provokasyon' iddialarına karşılık "Temennim bunun olmamasıdır. TSK'dan katılım olması normaldir. Neticede Türkiye'de Başbakanlık yapmış bir kişidir. Katılınması gerekmektedir. Bir takım amaçlarla cenaze töreni istismar edilmemeli. Ben Meclis hariç bütün törenlere katılacağım" diyor.
Daha önce öldürülen Uğur Mumcu ve Mustafa Yücel Özbilgin'in cezalerindeki gibi rejimle ilgili kaygıların, vefat eden Ecevit'in cenazesinde de gündeme getirilmesi AKP'lileri tedirgin ediyor. Ama dilenen bir taşkınlık olmaması..
Neler söyledi?
- Bugün bizim durumumuz, o günkü (19 Mays 1919) Atatürk'ün durumundan kötü değil. Türk milleti kendisini zayıf görmemeli. Türkiye büyük devlettir. Umutsuzluğa kapıldığınızda iş bitmiştir.
- Yunanistan'la hiçbir zaman savaş çıkacağına inanmıyorum.
- Irak sınırında ABD yok. Bu tarafta Türk, karşı tarafta PKK var. Asıl sorun Irak... ABD'liler, Irak hükümetiyle görüş diyor ama bir şey değişmiyor.
- Kıbrıs konusunda Finlilerin Kıbrıs planını görmedim. Kıbrıs sorununu BM'den
AB zeminine kaydırmak Rumların genel politikası.
"Nişanlılar Okulu" yazısına tepkiler
MEB NE YAPIYOR
KÖŞENİZDE şu soruya yer vermenizi istiyorum. Ortaöğretim de ve Lise de öğrencilerin nişanlanmalarıyla ilgili MEB, kararları, uygulamalrı nedir? Okul bırakma mı istenir? Yüzük takılmaması mı istenir vs. hakkında MEB'e bir soru yöneltir misiniz? Bu köyün okul yöneticilerinin yaptığı bilinç oluşturarak evlilik yaşını yükseltmeye çalışmanın dışında MEB ne yapıyor?
Para için evlendiriliyor görünmüyorlar. Liseye, üniversiteye yollayamayacak kadar fakir de görünmüyorlar... Eğer mal mülk yarışı yapabiliyorlarsa... O zaman bu ve böylesi yörelerimizde ailelere ve çocuklara model gösterilme eksikliği var sanırım. Okuyup vatana millete faydalı birey olma güdüsünü de televizyonlarımız ve artist modellerimiz veremeyeceğine göre MEB eğitim programlarını revize etmeli diye düşünüyorum.
D.S
YARAYA ÇARE OLUNSUN
-'NİŞANLILAR Okulu' yazısını ne yazıkki bildiğim halde ibretle okudum. Bende o beldeye 2 km uzaklıkdaki bir köyden geliyorum. (Küllüce köyü) Bizim köyün ögrencileri de Çayiçi Köyü'nde okuyor. Malesef aynı durum Küllüce Köyü'nde de oluyor. Çocuklar 12, 13 yaşında okula gönderilmiyor, evlendiriliyorlar.
Ne olursunuz bu yaraya bir çare bulunsun.
Ahmet IRMAK-İSVİÇRE
Paylaş