Bakanlığın Kızılay’a kazığı büyük olacak

GEÇENLERDE bir yakınının diş sorununu çözmek için methini duyduğu Bakırköy Ali Rıza Mete Kızılay Tıp Merkezi’ne uğramış okurumuz.

Yakınının tetkikleri sürerken, Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali’yi görmüş. Küçükali, Kızılay’ın merkezlerine böyle ani kontroller yaparmış. "Komşularım bize hizmetin kalitesini ve personelin güler yüzlü tavrını anlatırlardı. Bunu başkana ilettim, ancak beklemediğim bir tepki aldım" diyor.

Küçükali, Sağlık Bakanlığı’nın 15.2.2008’de yürürlüğe giren ’Ayakta teşhis ve tedavi veren özel sağlık kuruluşları hakkındaki yönetmelik’le, dernek ve vakıfların Tıp Merkezi işletmesinin yasaklandığını ve Kızılay Tıp Merkezleri açısından bu tarihin milat olduğunu söyledi.

Bunlardan hiç haberimiz yoktu tabii.

Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimliği uygulamasını başlatmasının vatandaş lehine bir uygulama ve ’sağlıkta devrim’ niteliğinde bir sıçrama olduğunu kendilerinin de kabul ettiğini belirtti Kızılay Başkanı Küçükali... "Madalyonun diğer yüzünden bakınca merkezlerin ekonomik olarak ayakta kalmalarının imkánsız olduğunu" anlatınca "Neden?" diye sorduk. Küçükali bize şöyle dedi:

"Yeni yasayla birlikte sosyal güvencesi olan ve olmayan vatandaşlarımız hastanelere direkt olarak başvuramayacak. Hasta önce kendisine en yakın aile hekimine başvuracak ve bu hekim gerekli görürse hastayı bir devlet hastanesine sevk edecek. Yani, herhangi bir hastanın Kızılay Tıp Merkezi’ne sevki diye bir şey söz konusu olmayacak. Bu olmayınca da, merkezler en önemli gelir kaynaklarını kaybedecekler. Yani yeni düzenleme, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırma ve vatandaşa pozitif katkı anlamında çok isabetli olmuş, ancak Kızılay Tıp Merkezleri’ni atıl yapılara dönüştürmüştür. Bu şu demek: 27 adet Tıp Merkezi’mizde çalışan 2000’e yakın personelimizin maaşlarını Kızılay’ın özkaynaklarından ödemek zorunda kalacağız ki bu da kabul edilebilecek bir şey değil."

Kızılay, sağlık sektöründen çekiliyor mu diye sorduğunda şu yanıtı almış:

"Hayır. Bizim Kayseri, Konya ve İstanbul Esenyurt’ta, hastane statüsüne sahip üç sağlık tesisimiz var. Kızılay olarak buralarda hizmet vermeyi sürdüreceğiz. Ayrıca İstanbul Altıntepe’deki Tıp Merkezi’mizi de pilot uygulamalar ve hizmet içi eğitim çalışmaları için elimizde tutacağız. Ama geriye kalan 27 Tıp Merkezi’mizin tamamını tasfiye etmek zorunda kalabiliriz."

’Çözüm’ü şöyle anlatmış Küçükali:

"İlle de kapatılsın diye bir politikamız yok. Biz, bize bağışlanan her kuruşun hesabını yapmak ve Kızılay kaynaklarını en verimli biçimde kullanmakla yükümlüyüz. Ancak ortada böyle de bir sorun var ve kendine yetemeyen Tıp Merkezleri sorunumuzu Sağlık Bakanlığı’mızla birlikte çözüme kavuşturmak zorundayız."

Anlaşıldığı kadarıyla Kızılay Başkanı’nın sıkıntısı büyük. 1950’li yıllarda sağlık sektörüne giren ve önemli bir boşluğu dolduran Kızılay Tıp Merkezleri, son yasayla belli ki oldukça zora girmiş. Eğer Başkan’ın iddia ettiği gibi Tıp Merkezleri zarar ediyorsa, bu zararın kuruma yapılan bağışlardan karşılanması doğru değil.

Ama kapatmanın vatandaşlar arasında tepki göstereceği görülecektir.

Çözüm, Sağlık Bakanlığı’na kalıyor.

Suç oluşturmayan tepkiye tepki

ARACILIĞINIZLA Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e soruyorum:

13 Ocak’ta Yurtkur’da yapılan ve sizin de katıldığınız konferansta size fikrini açıklayan Ayten Doğan isimli öğrencinin bursu kesilmiş; hem de yurttan çıkarılmış. Ailesinin ona bakacak durumu olmadığını ifade eden bu genç kızımız sizce şimdi ne yapmalı?

1- Tahsilini bırakıp köyüne mi dönmeli? (Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü 3. sınıf öğrencisi)

2- Tahsili uğruna büyükşehirde kalıp şey mi olmalı?

3) Ya da...

Sizden isteğim, lütfen cevap verdirin.

Dr. Mürüvvet TÜRKİLİ

DSP’li Ahmet Tan, Ecevitçileri Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye çağırdı

İSTANBUL Milletvekili Ahmet Tan bir açıklama yaparak, CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim çalışmasına başladığını açıkladı.

Tan’ın açıklaması şöyle:

"Parti kurucusu Rahşan Ecevit’in ’DSP ya adını değiştirsin ya da Ecevit adını kullanmasın!’ ihtarını unutarak, DSP’li 5 milletvekili ülkemizle ilgili derin kaygılarımızı açıklamış ve ’Siyaseten İstanbul Türkiye’dir!’ demiştik.

Yoksulluğu ve keyfiliği akıl almaz boyutlara sürükleyen AKP’ye İstanbul’un bir ’ihtar’ vermesinin şart olduğunu belirttik.

Bu ’ihtar’ ancak AKP’ye karşı en güçlü aday olan Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesiyle verilecektir.

Komaya girmeden önceki hayattaki son demecinde bile Ecevit uzlaşıyı vasiyet etmişti. Ecevit’in ’son genel sekreteri’ sıfatımla ve partisinin TBMM’de yeniden temsilini sağlayan CHP-DSP diyaloğuna zemin hazırlayan kişi olarak yaptığımız çağrının gereğini yerine getiriyorum.

İstanbul milletvekili olarak Kılıçdaroğlu’nun çalışma ekibiyle çalışmaya başladığımı açıklıyorum.

Kılıçdaroğlu’na destek, AKP elinde tökezleyen demokrasiye, hak ve adalete de destek olacaktır."

BİLİYOR MUSUNUZ

İSTANBUL’da, bugün Çağlayan’da CHP (11.00), SP (14.00), BBP’nin (Çağlayan futbol sahasında), Kazlıçeşme’de AKP’nin (11.00), Gaziosmanpaşa’da da DP’nin (12.00) son mitinglerini yapacaklarını... CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, Antalya mitingini 27 Mart günü Kepez’de saat 15.00’te yapacağını... DSP’nin İzmir mitinginin pazartesi günü 12.30’da Karşıyaka’da yapılacağını... CHP Büyükşehir adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul’da bulunan engelli dernekleri temsilcileri ile bir araya gelerek, İstanbul’da bulunan 2.000.000 engellinin sorunlarını dinlediğini... DSP İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi’nin ilk etabı olan Ankara-Eskişehir arasının yapım maliyetinin neden % 40 arttığına ve hızlı tren projesinde eski teknoloji kullanıldığı iddialarına ilişkin olarak Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a sorular yönelttiğini...

GÜNÜN SÖZÜ

"Bütçe açıkları 400 milyar dolar... Bu ülkeyi kim talan etti? Kamunun, milletin malını soyanların cenaze namazı kılınmaz, bunlar cehennemliktir. Hz. Peygamber kılmamış ben de kılmıyorum."

(Prof. Yaşar Nuri Öztürk)
Yazarın Tüm Yazıları