TÜRKİYE, gariplikler ülkesi olma özelliklerini bir türlü elinden bırakmak istemiyor.
Sık sık kaygı ve üzüntü verici olaylarla karşılaşıyoruz. Bundan da en fazla engelli insanlarımız etkileniyor, nasibini alıyor.
Nitekim, Vakıflar’dan Sorumlu Devlet Bakanlığı’nda, TESYEV’in (Türkiye Engelliler Spor-Yardım ve Eğitim Vakfı) başına öyle bir olay geliyor ki, inanılır gibi değil..
Bu olay, işini gücünü bırakıp zamanının neredeyse tümünü engelli insanlarımıza adamış Vakıf Başkanı Yavuz Kocaömer’i ümitsizliğe itiyor.
TESYEV’in 5 yıldır engelli insanlarımıza Hakkari’den Kırklareli’ne kadar verdiği hizmetler yazmakla bitmez, kitap olur. Vakıf, spor kulüpleri kurduruyor, yüz milyarlarca malzemeyi yurda getirip engellilere dağıtıyor. Hiçbir karşılık beklemeden araç, gereç, giyecek ve eğitim yardımı sağlayıp başarılı engelli öğrencilere burs veriyor.
VAKFI KAPATIYOR
Ve engelli insanlarımıza daha fazla hizmet verebilmek amacıyla vergi muafiyeti için Maliye Bakanlığı’na başvuruyor. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı M.Ali Şahin’e bağlı iki kurumca vakıf denetleniyor. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü müfettişleri TESYEV’e olumlu rapor veriyor. Ayrıca, hizmetlerinden dolayı bir mektupla teşekkür ediliyor.
Diğer kurum Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün İstanbul’daki müfettişlerinden Yahya Kabze ise sadece defterlere bakarak başka hiçbir şeye gerek görmeden ‘şekil şartı’ yerine getirilmedi diye olumsuz görüş bildiriyor. Maliye Bakanlığı da başvuruyu reddetmek zorunda kalıyor.
TESYEV Başkanı Kocaömer de, istemeye istemeye vakfın faaliyetlerini durdurma ve kapatma kararını genel kurulun oylarına sunmaya karar veriyor. 12 Nisan’da yapılacak genel kurul bu konudaki kararını verecek.
Şimdi, engelliler konusunda duyarlı olduğunu bildiğimiz Sayın M.Ali Şahin’e soruyoruz:
YANLIŞI KİM YAPTI
Bakanlığınıza bağlı bu iki kurumdan hangisi yanlış yapmıştır?
Böylesine canı, malı, parası, zamanı ile hiçbir karşılık beklemeden engelli insanlarımıza hizmet veren insan ve kurumları şekilciliğin dar kalıpları içine sıkıştırarak önlerini kesmeyi, küstürmeyi uygun buluyor musunuz?
TESYEV gibi bir vakfın kapanması ülkemizde yaşayan engelli insanlarımızın cezalandırılmasının ötesinde bir anlam taşıyabilir mi?
AB’nin benzeri konularda faaliyet gösteren STK’lara sağladığı destek ve kolaylıklar bilinmiyor mu?
Dahası, girmek için yaşamsal bir mücadele verdiğimiz AB ülkelerinde, engellilere verilen önemin bir medeniyet kriteri kabul edildiğini bilmeyen bürokratlarınızın ülkemizi nerelere sürüklediğini düşünüyorsunuz?
Yatırım çağrısı
MÜSİAD Başkanı Ali Bayramoğlu belediye başkanlarına şu çağrıda bulunuyor:
‘Belediyeler artık trafik ve kaçak yapılaşmayı çözmek için ombudsmanlık müessesine işlerlik kazandırmalı, bu arada sorumlu oldukları alanı bir yatırım merkezine çevirmek için kolları sıvayarak çalışmalıdırlar.’
İlacın KDV’sinde Avrupa uygulaması
BAZI eczacı odalarının ilaçta ucuzlamanın anlamı kalmadığını belirten tepkilerinin (25.3.2004) köşemizde yer almasından sonra Bakan Prof. Recep Akdağ’ın talimatı üzerine bakanlık müşaviri Dr. Ebubekir Akkaymak şu açıklamayı yaptı:
‘KDV oranları indirilen ürünlerle ilgili Bakanlar Kurulu kararında, KDV oranı düşürülen ilaçlara ilişkin ‘Sağlık Bakanlığı tarafından reçeteli satılmak üzere ruhsatlandırılan beşeri ve tıbbi ürünler’ ifadesi yer almaktadır. Bu ifadeye göre, reçetesiz satılan beşeri tıbbi ürünlerin KDV oranı %18 kalmıştır. Tüm beşeri ve tıbbi ürünlerin sadece %2’si kadarı olan bu ürünler pastil, gargara gibi tedavi amacıyla kullanılıp kullanılmayacağı tartışılan ürünlerdir. Avrupa’da bazı ülkelerde OTC olarak adlandırılan bu ürünlerin fiyatları tamamen serbesttir. Ülkemizde ise böyle bir kavram olmayıp, bu ürünlerin fiyatlandırılması bakanlığımız kontrolündedir.
Bu ürünlerin dışında kalan tüm beşeri ve tıbbi ürünlerin %18’lik dilimini oluşturulan reçeteli satılmak üzere ruhsatlandırılan ürünlerde ise Maliye’nin ilgili düzenlemesi gereği KDV oranı %8 olarak uygulanmaya başlanmıştır. Bu uygulamada yeni herhangi bir değişiklik söz konusu değildir.’
Anlayana
KONFÜÇYÜS diyor ki: ‘Büyük ve üstün insan gururludur, fakat kavga etmez. O bir toplum adamıdır, gruplaşmaya karşıdır.
Büyük ve üstün insan kendini bulmaya çalışır. Küçük insan ise başkalarını arar. İnsanların beni tanımadıklarından dolayı endişe etmem. Kendi yeteneksizliğimden dolayı endişe duyarım.’
Seçimi neden kazandım veya neden kaybettim diyenler kendine ders çıkarsın.
Şevki UYANIK ALMANYA
Biliyor musunuz?
MİLLİ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in ‘Biz Milli Nizam, Milli Selamet, Refah, Fazilet’le özdeş bir parti değiliz’ dediğini... KÜTAHYA’da belediye başkanı SP’liE. Yarbay Süleyman Canan’ın kaybedip AKP’li Mustafa İça’nın kazanması üzerine, işyeri 5 kez kapatılan fırıncı Mehmet Yeşil’in halka simit dağıtıp davul-zurna çaldırdığını ve ‘Maalesef Kütahya’nın 10 yılı boşa harcandı, halk bayram etmesin de ne yapsın’ dediğini... SAKARYA Karapürçek’te GP’li Orhan Yıldırım’ın seçimi kazanmasından sonra CHP ve AKP’nin itirazları üzerine bir sandıkta mühürsüz oy kullanıldığı gerekçesiyle seçimin iptal edildiğini... SHP Esenyurt Belde Başkanı Ergül Zavotçu; DYP adayı Atila Taymur’un adı ve soyadının seçim pusulusına Atilla Teymur olarak yazılması karşısında İlçe Seçim Kurulu’na yaptığı itirazın reddedilmesi üzerine bu kez İl Seçim Kurulu’na başvurduğunu, itiraza gerekçe olarak da Sivas’ın İnkışla beldesinde de AKP adayı Dilaver Doğan’ın oy pusulasında soyadının Erdoğan olarak yazılmasıyla yapılan itiraz üzerine belde seçimlerinin iptal edilmesini gösterdiğini, aynı yoldaki bir başka itirazın da DYP Esenyurt örgütünce yapıldığını...