Paylaş
Uzaklaşmada uzlaşma ve “yetmez ama evet”te de yeni perde. AKP ve HDP...
Halkın sorun ve beklentilerine sırtlarını dönüp, yaşanan sorunları açıkça sömürüp, sorunları çözmek iradesi taşımadan emperyalizmin bakışını ve de PKK isteklerini dillendirip, ırkçı ve etnik temelde... İçeriğini kimsenin anlamayacağı ve içeriği açıklanınca herkesin karşı koyacağı soyut 10 başlığı, çözüm metni olarak toplumun önüne koymuşlardır.
Yapılan, toplumun iyi niyetle beklentilerine yönelik saygısızlıktır. AKP ve HDP’yi; açıklanan 10 başlığın her birinin her yönüyle neleri kapsadığını ve her yönüyle ne anlama geldiğini... Her bir başlığın içeriğini bütünüyle açıklamaya davet ediyoruz.
Ancak bu davete rağmen, AKP ve HDP her bir başlığın içeriğini her yönüyle açıklayamazlar!
Çünkü, yaptıkları gerçekçi olmaktan uzak, seçim sürecine dönük sömürüye dayalı bir kandırmacadır. Kaçamak bir 10 başlıktır. Güne ve seçime yöneliktir!
Sorunun çözümü elbette demokrasi iledir. Ancak AKP’den beklenen demokrasi ile değil. AKP, kendisinde olmayan ve de yok ettiği demokrasiyi, bu sürece taşıyabilir mi? Bu mümkün mü?
AKP kuşkusuz önce demokrasiyi öğrenmeli. HDP ise artık AKP terkisinden inmeli, süreci MİT ile yürütme anlayışını terk etmeli, siyasete MİT’in sokulma aracı olmamalı, kurucu değerleri gözeterek halkın isteklerine kulak vermelidir. İmralı-Kandil arasında değil, halkın arasında dolaşmayı içselleştirmelidir.
AKP YAZIYOR HDP OYNUYOR
Evet... AKP yazmakta, HDP oynamaktadır. 6551 sayılı Yasa’nın 2’nci maddesi ve yine AKP hükümetinin, 01.10.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı’nın 11 başlıktan oluşan 3’ncü maddesi, şimdi HDP tarafından, farklı sözcüklerle 10 başlık altında çözüm diye sunulmaktadır. Selahattin Demirtaş’ın son sözlerini hatırlatırım.
AKP, HDP ele ele, kol kola... Sorunun çözümü bütünüyle demokrasiden geçerken, demokrasiden uzaklaşan, demokrasiyi yok eden AKP, sürecin kurallarını yazmaya soyunmuştur.
Bu aldatmacaya dur denilmelidir! 2010’da ‘yetmez ama evet’le sergilenen birliktelik... Şimdi ‘çözüm’ adı altında ortaya konuluyor. Ancak artık yeter diyoruz.
Sorunun çözümü; birlikte, kardeşçe, eşit, kurucu değerlere bağlılıkla tam demokrasi ile yaşamaktan, bunun önündeki tüm engelleri kaldırmaktan geçmektedir.
Bu engellerden biri AKP, diğeri de siyaseti bile MİT kontrolüne sokan ve bu derin anlayışla yürüten, halkın isteklerini alıp taşıyan değil, MİT’in isteklerini alıp taşıyan HDP’dir.
Çözüm için; halkla beraber olunarak, açıklamalar, tepeden dayatmalarla değil, halkın içinden, halkın beklentilerine göre, halkla birlikte yapılmalıdır ve 7 Haziran sonrası CHP döneminde böyle de yapılacaktır!
Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU Yargıçlar Sendikası’nın
bir önceki başkanı
Türkiye’yi laikleştiren yasalar
İSTANBUL Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu diyor ki:
3 Mart 1924 tarihi Cumhuriyet tarihimizin en önemli dönüm noktalarından biridir. Cumhuriyet’in ilanından 4 ay sonra, 3 devrim yasası ile laik demokratik hukuk devletin temelleri atıldı.
-Şeriyye-Evkaf ve Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekaletleri’nin kaldırılmasına ilişkin Kanun.
-Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu.
-Üçüncüsüyle Hilafetin kaldırılması kabul edildi.
Amaç çağdaş uygarlık hedefine ulaşmak, bunun için de aklın, bilimin öncülüğünden yararlanmaktı. Laik eğitime, laik yönetime ve laik hukuk sistemine geçilme kararlılığıyla devrim yasaları birbiri ardına çıkarılmaya başlandı. İki başlı eğitime, iki başlı devlet yönetimine son verildi.
DEMOKRASİ GERÇEĞİ PANELİ
ÇYDD’nin bugün Caddebostan Kültür Merkezi’nde, Üç Devrim Yasası’nın kabulünün 91. yılında Türkiye’de demokrasi, anayasal haklar panelinde;
ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel (açış), konuşmacılar Prof. Dr. Necla Arat, Müjdat Gezen, Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Yılmaz Özdil, Yük. Müh. Mim. Mücella Yapıcı.
EĞİTİM İŞ’İN EYLEMİ
AKP iktidarının bilimsel, laik, ulusal ve demokratik eğitimi tasfiye etme girişimlerine karşı başta Eğitim-İş üyesi öğretmenler olmak üzere öğretmenler;
3 Devrim Yasası’nın kabulünün 91. yıldönümü olan 3 Mart’ta
bugün yakalarına “Laiklik
Özgürlüktür” sloganının
bulunduğu kokartları takacak,
öğretmenler bir ders ‘laiklik’ konusunu anlatacaklar.
Haramzade hakaret değil, eleştiridir
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal ve kızı Sümeyye Erdoğan’a yönelik “Devletin imkânlarını dürüm yapıp yiyorlar, haramzadelik budur. Babaları mal varlığını izah edemiyor, ileride çocukları da izah edemeyecek anlaşılan, değirmenin suyu nereden geliyor? Bu paranın helal olduğuna bizi ikna etsinler” şeklinde bir gazetede yer alan sözleri üzerine Bilal ve Sümeyye kardeşler Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ‘kişilik haklarına saldırıda bunulduğu gerekçesiyle 30 bin liralık dava açtığını, ancak reddedildiğini, bunun üzerine karşı tarafın kararı temyiz ettiğini ve Yargıtay 4’üncü Hukuk Dairesi’nin oybirliğiyle yerel mahkemenin kararını onadığını...
BİLİYOR MUSUNUZ?
-CHP’de adaylık için 15 ismin (Hüseyin Aygün, Aykan Erdemir, Oğuz Oyan, Alaattin Yüksel, Oktay Ekşi, Şevki Kulkuloğlu, Sabahat Akkiraz, Şafak Pavey, Osman Aydın, Kemal Ekinci, Mehmet Haberal, Osman Kaptan, Turhan Tayan, Binnaz Toprak, İhsan Kalkavan) başvuruda bulunmadığını... -78’LİLER Girişimi sözcüsü Celalettin Can’ın HDP’den İstanbul adaylığı için başvurduğunu... -CHP PM Üyesi Ali Özcan’ın il merkezinde bugün Kadıköy 1. bölgeden önseçim ile milletvekili aday adaylığını açıklayacağını... -KADIKÖY 1. bölgede aday adaylığına başvuranlar arasında eski belediye başkanları Selami Öztürk (Kadıköy), Mustafa Farsakoğlu (Adalar) ve Fikret Şahin (Sarıgazi), eski milletvekilleri Ali Kemal Kumkumoğlu, Mustafa Kul, Prof. Dr. Tolga Yarman, Bozkurt Nuhoğlu, Hüseyin Yıldız, Fahrettin Kayhan, Tuğba Özay’ın da başvurularının olduğunun öğrenildiğini... -KADIKÖY’de önseçime girmek için ilk başvurunun (20 Şubat’ta) milletvekili Osman Korutürk’ün yaptığını... -REKLAM ajansı sahibi Doğuş Doğukan Celasun’un 1. bölge adaylığını açıklarken, “Aday olsa da olmasa da önseçimde aldığı her oy için İstanbul’a bir fidan dikeceğini” açıkladığını...
-YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun CHP’ye ‘kontenjan’ adayı olmak üzere ‘Genel Merkez’e başvurduğunu... -KILIÇDARĞLU’nun ‘kontenjan’ adaylığı sözü verdiği Özcan Purçu’nun “Seçilirsem 5 milyon Romanın sesi olacağım. Bu tercih CHP ve Türkiye için uluslararası arenada önemli bir imaj çalışması olacaktır” dediğini...
Paylaş