Paylaş
AYM bu kararıyla sadece OHAL KHK’larını denetleyemeyeceğini belirtmiş olmadı, Anayasasız bir döneme girdiğimizi ilan etti. Evet artık AYM sayesinde Türkiye’nin bir anayasası yok. En azından OHAL süresince. Ama şöyle de düşünülebilir; eğer OHAL süresince Anayasa yoksa, hükümetin her sıkıştığı durumda OHAL ilan edebileceği ve bu da denetlenmediğine göre aslında olağan dönemde de artık Anayasa’nın olmadığını söyleyebiliriz.
AYM, anayasasızlığı meşru kılan kararını şöyle gerekçelendiriyor: Anayasa’nın 148. maddesi “Ancak, Olağanüstü Hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin şekil ve esas bakımından anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesi’nde dava açılamaz”. Eğer daha önce yaptığım gibi bir hükmün OHAL KHK’sı olup olmadığına bakarsam, esas denetimi yapmış olurum. Bunu da 148. madde yasaklıyor. Mahkeme 148. maddedeki bu bir cümleye verdiği mutlak değerle tüm Anayasa’yı işlevsiz kılıyor.
Çünkü bir anayasanın varlık sebebi erkler arası ilişkiyi düzenlemek ve temel hakları güvence altına almaktır. Oysa KHK’lar denetlenemediği takdirde anayasanın tümü işlevsiz kalır. Anayasa’nın 4. maddesine göre “Anayasa’nın 1. maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. maddesindeki Cumhuriyet’in nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”
Bir KHK ile bunun değiştirilmesini engelleyen ne var?
Canım olmaz öyle şey demeyin, Anayasa’nın 130/7 ve 129/2 hükümlerine bakın, KHK’larla nasıl geçersiz kılındıklarını göreceksiniz.
Oysa AYM’nin yapması gereken lafzi yorum değil, sistematik yorum yöntemini kullanarak Anayasa’nın herhangi bir hükmünün Anayasa’nın bütününü ortadan kaldırmaya yol açacak şekilde yorumlanamayacağını söylemek olmalıydı. Olağan bir yasa, kendini belirli bir dönem geçersiz kılacak bir hüküm içerebilir. Ama kurucu olan anayasa böyle bir şey yapamaz. Yaparsa, sadece kendini değil bütün hukuk sistemini ve dolayısıyla devleti çökertir. AYM, 148. maddenin bunu yaptığını düşünüyor. Anayasa’nın bir yerine sıkıştırılmış bir cümleyle bütün Anayasa’yı imha ediyor.
Gerekçe açıklanmadan önce şöyle bir soru sormuştum: Madem OHAL KHK’ları denetlenemiyor, bir OHAL KHK’sı ile Anayasa Mahkemesi kaldırılabilir mi? Anayasa Mahkemesi aldığı bu kararla buna cevap verdi aslında; gerek yok, biz kendi kendimizi kaldırdık!
Bitirirken küçük de bir not: AYM’nin kararı oybirliği ile alınmış. Daha önceki üç kararından dönmesine rağmen bir tek yargıç bile çıkıp, ben farklı düşünüyorum diyememiş. Bunu anlamak için de mahkemenin kendi iki üyesini ihraç ettiği karara bakmak yeter sanırım.
Yrd. Doç. Kerem ALTIPARMAK-Ankara Üniversitesi SBF öğretim üyesi
GÜNÜN SÖZÜ
“Başkanlık sistemi ülkelere refah getirmiyor. Dünyanın insani gelişmişlikte en ileri 20 ekonomisinin 17’si parlamenter sistemle, 2’si ise başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Buna karşın, insani gelişmişlik açısından en gerideki 20 ekonominin 14’ü başkanlık, 5’i ise yarı başkanlık sistemiyle yönetiliyor.”
(CHP Tekirdağ Milletvekili Bütçe Komisyonu üyesi Faik ÖZTRAK)
KALKAN MI, GAZAP MI?
RİYAKÂR müttefikliğin sihirli cümlesi de “Türkiye ile yakın temasta olacağız”. Terör örgütleri ile kucak kucağa, Türkiye ile yakın temas, atlar terli, bu tuhaflıklar yenmiyor artık. Peşmerge Başika’ya giriyor, Musul’da, mücavir alanlarda dahi bulunmamız istenmiyor. Koskoca Türk ordusu, sınır boylarında mıntıka temizliği yapmak için mi var? Ne biçim stratejik ortaklık bu? “Fırat”, “kalkan” mı olur, “gazap” mı olur? Olursa, kime ne olur, netleşme zamanı geldi, belki de geçiyor.
İKİ FERYADIN MUHATABI KİM?
15 Temmuz gecesi köprüde linç edilerek katledilen Hava Harp Okulu öğrencileri Murat Tekin (İzmir) ve Ragıp Enes Katran’ın (Gaziantep) aileleri adalet istiyor.
Acılarını Türk Solu gazetesine anlatan aileler, çocuklarının o gece hiçbir olaya katılmadığını özellikle vurguluyorlar. Hava Harp Okulu öğrencilerinin otobüslere tatbikat bahanesiyle bindirildiğini, daha Boğaziçi Köprüsü’ne girilmeden durdurulduklarını, çocuklarının kendilerine saldıran kalabalığa tek bir mermi bile ateş açmadığını belirtiyorlar. Otobüsler ateşe verilince can havliyle otobüsten inen öğrencilere saldıran grup Murat Tekin ve Ragıp Enes Katran’ı oracıkta öldürmüş. Ve bu olaylar daha sabah olmadan, gece yarısı civarında gerçekleşmiş. Aileler 12 gün boyunca çocuklarına ulaşamamışlar. Ulaştıklarında ise dini hizmetlerden yararlanmalarına izin verilmemiş. Olayı yalanlayanların iddialarının tersine otopsi raporları ne yazık ki bu iki gencin bahsedildiği şekilde vahşice katledildiğini gösteriyor.Çocukları hakkında ‘FETÖ’cü’, ‘darbeci’ gibi iddialara çok sert tepki gösteriyorlar. Her iki gencin odasında Atatürk ve Mehmetçik köşeleri var. En büyük üzüntüleri cinayetle ilgili suç duyurusunda bulunmalarına rağmen tek bir kişi hakkında bile hâlâ dava açılmamış olması... Oysa olayı gerçekleştiren linççiler kendi çektikleri videoyu bile internete yüklemiş. Aileler MOBESE görüntülerinin ortaya çıkmasını, katillerin yakalanmasını ve evlatlarının itibarlarının iadesini talep ediyorlar. Murat Tekin’in ailesini ziyaret eden Kemal Kılıçdaroğlu parti grubunda iki genci andı ve ailelerine her türlü hukuki desteği sunacaklarını açıkladı. Aileler de hukuk mücadelelerini sonuna kadar devam etmeye kesinlikle kararlı. Bakalım, muhataplarını bulabilecekler mi?
KILIÇDAROĞLU BELEDİYE BAŞKANLARINA NE DEDİ
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, belediye başkanlarının kapalı toplantısında demokratik kitle örgütlerinin faaliyetleri ve yayınlarına sahip çıkılmasını istemesi dikkat çekti. Kılıçdaroğlu “Bazı belediye başkanlarının Cumhuriyet gazetesini bile okumadıklarını duyuyorum ve bunu eleştiriyorum” dedikten sonra şöyle konuştu: “Cumhuriyet’e destek vereceksiniz... Demokratik kitle örgütlerine yakın olacaksınız. Örneğin, Dil Derneği’nin yayın organına, ‘Herkese Bilim Teknoloji’ dergisine abone olacaksınız.” Kılıçdaroğlu ayrıca, örgütlerin belediyelere, belediyelerin de örgütlere karışmamasını da istedi.
BİLİYOR MUSUNUZ?
- ARKEOLOG Nezih Başgelen’in ‘Langaza’dan Trakya Tümülüslerine Atatürk, Arkeoloji ve Eski Eserler’ konulu konferansının 10 Kasım 2016 Perşembe günü 18.00’de gerçekleşeceğini...
- CHP Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir’in, ‘yönetici ve yazarlarının, düzmece iddialarla tutuklanmasına’ tepki amacıyla dün Kızılay, Yüksel Caddesi’nde Cumhuriyet gazetesi dağıttığını...
Paylaş