Paylaş
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
GÜNÜN SÖZÜ
“Küçülmeyi arayan önce büyümüş olmalı; zayıflık peşinde koşan mutlaka güçlüydü bir zaman. Mahvını isteyen önce yükselmiş olmalı; almak için çırpınan mutlaka vermişti eskiden. Küçük kara ışık denir buna: Yumuşak ve zayıf olan kalır sert ve güçlü olanın karşısında.” Lao Tzu
BİLİYOR MUSUNUZ
- AİLE hekimlerine yeni yönetmelik değişikliklerine tepki gösteren CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko’nun, Meclis’te “Aile hekimleri, hastalarına antibiyotik yazmak ya da yazmamak arasında zorlu bir ikilemle karşı karşıya kalıyor. Eğer hastanın talebi doğrultusunda antibiyotik yazarlarsa fazla antibiyotik reçetesi nedeniyle cezalandırılıyor; yazmazlarsa hastadan düşük puan alıyor ve yine ceza alıyorlar. Her iki durumda da aile hekimleri maddi kayıplarla karşılaşıyor” diye konuştuğunu...
- TÜRKİYE Bilişim Derneği İstanbul Şubesi’nin düzenlediği 18. İstanbul Bilişim Kongresi’nin bu sene ‘Yapay Zekâ ile E-Ticarette Sınırları Aşmak’ temasıyla 28 Kasım tarihinde Üsküdar Bilim Merkezi’nde yapılacağını...
- BURCU Yağcıoğlu’nun üçüncü kişisel sergisi ‘Küçük Kara Işık’ın, Galerist’te 15 Kasım-21 Aralık’ta ziyaretçilerle buluşacağını...
- İBB Kültür tarafından düzenlenen ‘4. Uluslararası Çocuk Hakları Festivali’nin, 12-20 Kasım’da gerçekleşeceğini...
ANADOL: ATATÜRK ARTIK SİNE-İ MİLLETE DÖNMÜŞTÜR
KURULUŞUNU kısa bir süre önce gerçekleştiren Kemalist Aydınlanma Derneği, 10 Kasım’da toplandı. Kemal Anadol, Prof. Dr. Nur Serter, Bülent Baratalı, Dilek Akagün, Av. Mustafa Çetin, Buket Müftüoğlu, Ayhan Tiryaki, Ali Kaya gibi isimlerin yer aldığı Kemalist Aydınlanma Derneği toplantısında, Kemalist hareketin Türkiye için bir zorunluluk olduğu, Kuvayı Milliye ruhuyla hareket edileceği vurgulandı.
Dernek Başkanı Kemal Anadol, yaptığı konuşmada büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak şöyle dedi: “Atatürk salt emperyalizme karşı zafer kazanmış bir büyük komutan değildir. Türk toplumunu çağdaşlığa, akla ve bilime yönlendiren, bu amaçla yapılan devrimleri gerçekleştiren emsalsiz bir devlet adamıdır. Anadolu ve Trakya insanını padişahın kulluğundan kurtarıp Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu yurttaşlığına dönüştüren Atatürk’e yapılan saldırılar bu nedenle rastlantı değildir. Çağdaş ve laik bir Cumhuriyet kurucusunun hedef alınması bu nedenle doğaldır. Orta çağ karanlığından çıkılmasından rahatsız feodal beylerden, aşiret reislerinden oluşan isyanları bastıran bir lider elbette onların düşmanı olacaktır. İyice bilinsin! Artık Atatürk’ün sahibi halktır; Atatürk sine-i millete dönmüştür. Atatürk’ün ‘Çağdaş uygarlık düzeyine çıkmak’ ülküsünü vasiyet kabul eden yurttaşlar bu 10 Kasım’da da onu hem duygu hem de akıllarıyla anıyorlar. Çünkü onun dediği gibi ‘Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla ve asla yorulmazlar.”
FATİNOĞLU’NDAN AÇIKLAMA
AK Parti Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Ali Fatinoğlu ‘Bakırköy’de AK Parti- CHP Düellosu’ (7.11.2024) başlıklı yazıya şu açıklamayı yaptı: “Yazıda bazı hususlar yanlıştır. Bir gazete bu hususları çarpıtarak başlık atmıştır. Doğrusu şöyledir; CHP Sözcüsü Uğur Dündar kürsüde konuşurken CHP’li diğer üyeler AK Parti sıralarına dönerek bağrışma ve sataşma yaratmaları üzerine ben ‘Güzel kardeşim susun hatibi dinleyelim’ dedim. Bunun üzerine Erkan Gül ‘Nereden kardeşin oluyorum, kes lan, ahlaksız bunu sen hep yapıyorsun’ diye bağırarak üstüme yürüdü. Bunun üzerine ben, ‘Etrafındaki arkadaşlarına mı güveniyorsun, gerekirse ben de kalabalık toplayabilirim, akşam seni evinden alırım o zaman görüşürüz’ dedim. Köşenizde benim söylediğimi iddia ettiğiniz ‘aldırtırım’ kelimesi farklı anlamlar taşımaktadır ve bu benim sözüm değildir. Doğrusu ‘alırım’ dır.”
EKİM AYI BÖYLE GEÇTİ
TÜRKİYE Kadın Dernekleri Federasyonu’nun (TKDF) kadın cinayetleri ve Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’nın, ekim ayı raporu ve yıllık veri analizi:
“Ekim ayında 42 kadın, erkekler tarafından katledildi. 5’i şüpheli ölüm.
Katledilen kadınların 18’i evli, 22’si bekar.
Kadınları öldüren erkeklerden 10’u aile içinden, 13’ü evli oldukları erkekler, 5’i boşandıkları veya boşanma aşamasında oldukları erkekler, 3’ü ise birlikte yaşadıkları erkekler.
26 kadın ateşli silahla, 9 kadın kesici aletle ve 1’i boğularak öldürüldü.
Kadınların 19’u kendi evlerinde, 18’i kamusal alanda katledildi.”
Paylaş