Paylaş
TÜRKİYE'nin hemen hemen bütün üniversitelerinde resmi olarak faaliyet gösteren Atatürkü Düşünce Kulüp ve Toplulukları'nın bir araya gelerek oluşturduğu Atatürkçü Düşünce Kulüpleri Federasyonu (ADKF), 31 Mart-1 Nisan 2001 tarihlerinde Ankara Üniversitesi DTCF'de, Anadolu Kurultayı'nı topluyor.
Anadolu Kurultayı, 27.10.2000'de İstanbul Üniversitesi'nde yapılan toplantıda oluşturulmuştu.
Tüm üniversitelerden Atatürkçü öğrenciler cumartesi günü önce Anıtkabir'i ziyaret edecek, kurultay çalışmaları da saat 11.00'de başlayacak. Kurultay'a 40'ın üzerinde Atatürkçü Düşünce Kulübü ve Toplulukları'nı temsilen 600'ü aşkın delegenin katılmasının beklendiği bildiriliyor.
ADKF'den yapılan açıklamada, Ankara Üniversitesi'nin ev sahipliğini yapacağı kurultaya çok sayıda öğretim üyesi, yazar ve aydın da katılarak destek veriyor. Kurultaya konuşmacı olarak şu isimler katılacak:
Vural Savaş, Yekta Güngör Özden, Prof. Nusret Aras, Prof. Necdet Adabağ, Prof. Alpaslan Işıklı, Bedri Bayram, Halil İbrahim Şahin, Dr. Necip Hablemitoğlu, Derviş Günday, İsmet Solak, Nezih Gençler, Mustafa Kemal Palaoğlu.
Otopark cezası!
LEVENT Yapı Kredi Plaza Blokları'nda çalışıyorum. İki yıl önce bulunduğumuz caddeler, belediye tarafından paralı otopark haline getirildi; günlüğü yaklaşık 10 milyon. 26 işgününü sayarsanız ayda 260 milyon lira. Bu rakam birçok devlet memurunun maaşının oldukça üzerindedir. Bu nedenle Yapı Kredi Plaza Blokları, İş Kuleleri ve Show çalışanları, adeta köşe kapmaca oynayarak park yeri arıyorlar. Eğer 'park yapılamaz' levhası bulunmayan bir yere park ederseniz aracınız Ulus'taki Trafik Vakfı'nın otoparkına götürülüyor. Benim de başıma geldi ve vakıf adına 20 milyon çekici parası, 3 milyon da otopark ücreti talep edildi. Ama kesilmiş bir ceza yoktu. Bunu vakfa sorduğumda (0212-282 42 32) Sn. Ahmet Durmuş, ‘‘Yanlış parktan ceza yazılmasını çok istiyorsanız, ben size hemen yazdırayım!’’ diye yanıt verdi. Tüm bu hususlar vatandaş ile devletin yakınlaşmasına engel olmaktadır. Bunu Valiliğe de bildirdim, bakalım ne yanıt verecek.
Badegül ALBAYRAKTAR-İSTANBUL
Felaket vanası açıldı
DOĞA ile Barış Derneği Başkanı Yüksel Üstün, ulaşabildiği kurum ve kişilere çektiği mesajlarda ‘‘Felaket vanası açıldı. Bu petrolü buradan geçirmeyelim’’ diye feryat ediyor.
Kazakistan Tengiz petrol yataklarından Novorosisk terminaline gelen 1580 km'lik boru hattının vanası bugün (dün) açıldı. Bugün için günde 560.000 varil/gün petrol pompalanan boru hattından -yılda 26.500.000 ton -ileride günde 1.500.000 ton petrol pompalanarak (yılda 76.500.000 ton), Karadeniz'e indirilecek. Tankerlerle dünya piyasalarına çıkarılması düşünülen bu petrolün, Türk boğazları sisteminden geçmesi mümkün değildir.
Türk boğazları su yolundaki tehlikeli madde taşımacılığının meydana getireceği felaketleri engellemek amacıyla 1993'den beri ulusal ve uluslararası anlamda sürekli çalışan ve eylem yapan sivil toplum kuruluşları olarak bu girişime engel olmak için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı bildiririz. Bu sorumsuz çıkar gözeten felakette zarar görecek tüm kişi ve kuruluşları, halkımızı yanımızda olmaya çağırıyoruz.''
Unutmayınki, siz yoksanız biz eksiğiz. (0532-316 11 36, 0216-414 90 25, www.satko.com.tr)
Tarım Kredi'nin hacizleri başladı
MANİSA'mızda 80 bin çiftçi, Tarım Kredi'ye olan borçları için şu anda icralık durumdalar. Haciz işlemlerine başladılar. Paranın olmadığı bir dönemde haciz işlemleri nedeniyle borçlar daha da katlandı. Şu kriz döneminde devlet büyüklerimizden ricamız; haciz işlemlerini lütfen durdurunuz. Çiftçiye sahip çıkarak Tarım Kredi Kooperatifleri'nin haciz işlemlerini -geçici de olsa- durduracağınıza inanıyoruz.
Bir grup çiftçi-MANİSA
Yağışlar % 30 azaldı
TÜRKİYE'de yıllık yağış miktarının son 70 yıllık ortalaması 500 kilogram. Özellikle son üç yılda yaşanan kuraklık nedeniyle bu miktar bazı bölgelerde 350 kilograma düşmüş durumda.
Ortalama düşüş oranı yüzde 30'lara yaklaşıyor.
Her yıl, bir önceki yıla oranla daha sıcak oluyor.
Bu açıklamalar Dünya Meteoroloji Günü nedeniyle yapılıyor.
Kayseri Meteoroloji Bölge Müdürü Ziya Çolak, kuraklığın nedenini şöyle anlatıyor:
‘‘Geçtiğimiz son 10 yıl, bin yılın en sıcak yılları olarak kayıtlara geçti. Gelecekte dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller, taşkınlar gibi uzun süreli kuraklıklar ve çölleşme olayları görülebilecektir. Artık iklimin değişip değişmediğinden ziyade, nerede, ne zaman ve ne kadar değişeceği soruları sorulmaktadır. Türkiye, küresel ısınmanın, özellikle su kaynaklarının zayıflaması, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme ile bunlara bağlı ekolojik bozulmalar gibi olumsuz şartlardan etkilenebilecek risk grubu ülkeler arasında sayılmaktadır.’’
Bu nedenle sularımızı tasarruflu kullanmamız gerekmiyor mu?
Peki bu konuda kafa yoran bir ilgili var mı?
Gözlük kavgası (3)
YEDİ yıllık bir göz hastalıkları uzmanı olarak ‘‘göz’’ tartışmasına ben de katılmak istiyorum.
Optometristlik Batı'da elbette saygın bir meslektir. 4 yıllık bir üniversite eğitiminden sonra bu kişiler gözlük ve kontakt lens muayenesi yapmaya hak kazanırlar. Bu meslek grubu, bizzat göz doktorları tarafından kendilerine yardımcı bir meslek grubu olarak ortaya çıkarılmıştır. Gelişmiş ve düzgün sağlık sistemi içerisinde göz doktorunun yükünü hafifletirler ve üstelik çoğu ülkede bir göz doktorunun denetimi altında çalışırlar.
Meclis'teki bir tasarıyla Tıp Fakültesi'ni tamamlamış pratisyen doktorlara kısa bir kurstan geçirilerek gözlük muayenesi yapma hakkı verilecektir. Ayrıca tamamen kontakt lensten para kazanmayı hedefleyen bir grubun isteğiyle de ülkemizde optometristler yaratılmak isteniyor.
Bu tasarıya karşı çıkan Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Sunay Duman'ın itirazları son derece yerindedir.
Tasarı iki yönden yanlıştır: Birincisi, kamunun göz sağlığı yönünden sakıncalar doğuracaktır. İkincisi, elbetteki doktorları ekonomik yönden olumsuz etkileyecektir. Çoğumuzun muayenehanesi sanıldığı gibi mükemmel çalışmaz.
Batı ülkelerinde kontakt lens ve hatta gözlük almak istediğinizde sizden muhakkak yeni tarihli bir reçete isterler. Amaç hem halk sağlığını, hem de doktorun haklarını korumaktır. Bizde böyle bir yasal düzenleme bile yoktur, üstelik reçetesiz ilaç vermemesi gereken eczalarımızın bile önemli bir kısmı ilacı reçetesiz satar, hatta doktorluk bile yapar. Durum böyleyken bence böyle bir tasarıyı kabul etmek yanlış olur. Bunun yerine daha iyi bir sağlık sistemi kurulmalı ve eczane ve gözlükçüler daha iyi denetlenmelidir.
Opt. Dr. H. Sunguralp TURGUT-İSTANBUL
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Artık buralardaki (Amerika) insanların, (Türkiye'den) verilen sözlere karınları doydu.’’
(Türk-Amerikan İş Konseyi Başkan Yardımcısı Şerif Egeli)
MESAJ
FLORYA Samba Restaurant karşısında Florya'nın Ataköy çıkışı olan sağa dönüşte yapılan büyük bir inşaat kazısından Bakırköy Belediyesi'nin haberi var mıdır? Yoksa Florya'da imara aykırı projelerin birisine daha mı göz yumuluyor?
Aydoğan DEMİR-İSTANBUL
‘‘TÜRKİYE'de Ormanların Yok Ediliş Nedenleri ve Boyutları’’ konulu panel, Alsancak'taki İzmir Baro Salonu'nda bugün 14.00'te. Prof. Osman Gökçe'nin yöneteceği panelin konuşmacıları, Prof. İbrahim Atalay, Prof. İlçin Aslanboğa, Prof. Sedat Ayanoğlu ve Salih Sönmezışık.
Paylaş