Atatürk’ün mirası talan ediliyor

İSTANBUL Yolu Çiftlik Kavşağı’nda, Yenimahalle Belediyesi’nin tel örgüyle çevirip, adını kocaman ’Toteme-Kent ormanı’ yazarak koyduğu AOÇ arazisi, kaderine terkedildi. (Yazar, ressam Fikret Otyam’ın kulakları çınlasın, 1970’lerden başlayarak yağmaya karşı neler yazmıştı, hiç bir siyasetçi utanmadı.) ’Tacizlerle’ böyle bir Cumhuriyet örneğinin, doğal dokusu yok edilen bölgeye, fidanlar dikildi ama kurudular. Sökülen çitlerden içeri giren-çıkan belli değil!

Bu arada, kim izin verdi bilinmez, ’baz istasyonu’ bile diktiler!

Çoğu bataklık olan bölge, zamanın şartlarında ıslah edilerek, bizzat Ulu Önder’in gözetiminde yoktan var edilmiş ve çiftliğin, deneme tarım, hayvancılık uygulamaları ve ürünleri, benzer işletmelere örnek olagelmişti.

Ancak, tarım ve hayvancılıktan anlamayan ve ODTÜ’nün bilirkişi raporunu, komik duruma düştüğünün farkına varmadan, tiye alan, düne kadar çiftliğin ’örnek tarım’ için ekip biçtiği, 8 milyon m2 araziyi, güya "Tarım Bakanlığı’nın’ (kullanılmıyor ve kurak dediği) teklifiyle ’sirk’e"

dönüştürmenin planlarını yapan, yerel yönetimin kontrolünde, AOÇ’nin geleceği hiç parlak görünmüyor!

Atatürk’
ün mirası ve vasiyetinden bi haber zihniyetin, tasarruflarına muhatap, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ), kısım kısım talan ediliyor ve edilecek!

Bu gidişle, arazi arayan TOKİ’ye devredilirse şaşırmamak lazım!

Metin ALTAY


İşte yeni TRT’nin yeni misyonu!...

AKP destekçisi bir internet sitesinde yazan İsa Tatlıcan, "PTT eski Genel Müdürü İbrahim Şahin’in TRT’ye Genel Müdür olarak atandığını duyunca yeni bir ’Şenol Demiröz vak’ası’ ile karşı karşıya olduğumuzu düşünmüştüm" diyor ama yanıldığını yazıyor. Uzatmadan Tatlıcan, İbrahim Şahin’in TRT’de neler yaptığını anlatıyor:

"İlk icraatı TRT’deki ideolojik kadrolaşma ve aşırı istihdam ile mücadele etmek oldu. Uzun yıllardır hiçbir TRT Genel Müdürü’nün yerinden oynatamadığı ihtiyaç fazlası personelin tamamı havuza gönderildi. Havuza gönderilen personeller oradan ihtiyacı olan diğer kamu kuruluşlarına atandı. İşlevini tamamen yitirmiş bölge müdürlükleri birer birer kapandı.

Yeni bir kadro ile kolları sıvayan Şahin, TRT’nin klasik yayın çizgisini çok farklı noktalara taşıdı. Geçmiş yıllarda belki de TRT’nin kapısından bile girmesine izin verilmeyecek- İslamcı, Kürtçü, Kemalist, liberal- her dünya görüşünden yazar ve gazeteciler, bu ekranlarda seslerini duyurabilme imkanı buldu.

İnsanın ruhunu karartan koyu renk takım elbiseli ’Yurttan Sesler Korosu’nun yerini görselliğin ve kaliteli müziğin ön plana çıktığı programlar aldı.

Yıllardır görmekten sıkıldığımız, Türkçe’yi düzgün okuma kaygısı yüz ifadesine yansımış haber spikerlerinin dışında TRT’nin, haberde de başarılı olduğunu söyleyebilirim.

TRT’nin iftar ve sahur programlarını izliyor musunuz? İzlemiyorsanız mutlaka izleyin. Suya sabuna dokunmayan ilahiyatçıların hurafelerle dolu sohbetlerini izleyeceğinizi düşünüyorsanız gerçekten yanılıyorsunuz.

2008 yılı içerisinde TRT’nin yayın yaptığı dil sayısının 30’a çıkacağı açıklandı.

24 saat Kürtçe ve Farsça yayın yapacak TV kanalının çalışmaları hızla sürüyor.

Sırada ise çocuk ve belgesel kanalları var.

TRT, kalitede sebat ederek izlenilebilir bir kanal olunabileceğini gösterdi.

Artık evimdeki TV’nin kumandasında TRT kanalları da var.

Bunu da hiç şüphesiz TRT’nin yeni Genel Müdürü İbrahim Şahin’e borçluyuz."

BÖLÜKBAŞI’NIN ’TIRT’I

Yoruma gerek yok; işte TRT’nin geldiği nokta bu; Anayasa’da belirtilen özerk bir kurum olmaktan giderek uzaklaştırıldı.

Merhum siyasetçi Osman Bölükbaşı’nın, Demirel’in liderliğindeki AP iktidarının TRT’de partizanlık yapması üzerine söylediği ve siyasi literatüre ’Tırt’ diye giren sözcüğü unutmamak gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları