TÜRKBANK ihalesine fesat karıştırılmasıyla ilgili olarak dönemin Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi (KOM) Başkanı Emin Aslan’la ilgili olarak bu köşede çok yazı yazdık; ‘Aslan avlanacak’ diye...
Beklenen oldu. Aslan son bulunduğu Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı görevinden ‘avlanarak’ alındı ve böylece belirli güçler de muradına erdi.
Aynı Hanefi Avcı’ya yapıldığı gibi...
Hanefi Avcı da Enerji Bakanlığı’na yönelik operasyon nedeniyle ‘tu kaka’ isimlerden biriydi. Hakkında iki kez kararname hazırlandı, ancak bunlar Cumhurbaşkanlığı’ndan döndü. Sonunda kitabına uydurulan bir gerekçe ile Edirne Emniyet Müdürlüğü’ne gönderildi.
Hükümet, mahkeme kararıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Yardımcılığı görevine başlayacak olan Abdullah Bolcu’yu, Emin Aslan’ın yerine tayin etti. Böylece hükümetin daha önce defalarca görevden almayı düşündüğü Aslan, bir müdürün mahkeme kararıyla göreve dönmesi gerekçe gösterilerek kızağa çekildi. Böylece hem Cumhurbaşkanlığı hem de askerin tepkisine karşı uygun bir ‘kılıf’ hazırlandı. Hükümet, ‘askere yakın’ olarak değerlendirdiği Emin Aslan’dan uzun süredir rahatsızdı. AKP şu ana kadar Aslan’ı görevden alamamış ancak etkisizleştirmiş, yetkilerini budamıştı.
Aslan, istihbarat ve terörde belki de en uzun süre çalışan uzmanlaşmış az sayıda polis şefinden biriydi... Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde İstihbarat Daire Başkanlığı, Sadettin Tantan’ın İçişleri Bakanlığı döneminde de Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nda bulundu.
Aslan’ın başında bulunduğu KOM Daire Başkanlığı, diğer birimlerle birlikte sadece 2000 yılında ‘Paraşüt’, ‘Kasırga, ‘Buffalo’ gibi 10 planlı operasyon gerçekleştirerek, Türkiye bütçesine 3.5 katrilyon katkı sağlamıştı. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonu sayılan ‘Örümcek Ağı’ da Aslan’ın döneminde yapılmıştı.
Emniyette liyakatı ve devlete bağlılığı her şeyin önünde tutan kuşağın son temsilcisi sayılan Aslan, yabancı ülkelerin emniyet örgütleriyle anlaşmalar gereğince kurduğu ilişkiler nedeniyle birçok mafya bağlantısını ortaya çıkarttı ve bunların yakalanarak Türkiye’ye getirilmesini sağladı. Aslan çok sayıda İşletme-İktisat mezunu genci emniyet kadrolarına kazandırdı ve bunlara operasyonlarda görev verdi. En büyük destekçisi de İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’dı.
Öyle ki, o dönem gözaltına alınan bir zanlının şu sözü hálá Emniyet’te konuşulur:
‘Serbest kalırsam bu komiserlerden birini şirketin başına geçireyim.Bizim muhasebe müdüründen daha fazla işi biliyor.’
TÜRKBANK DAVASI
İlginç bir durumu da hatırlatalım... Aslan, 4.8.1998 tarihinde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi (KOM) Başkanı olarak Korkmaz Yiğit ile Alaattin Çakıcı arasında bağlantı olduğuna dair ‘resmi’ yazıyı hazırlayan kişiydi. O yüzden ANAP’lılar tarafından sevilmiyordu.
İlginç olan Aslan’ın ismi kusurlu gibi ‘Türkbank’ raporuna monte edilmek istendi.
Kısa bir süre önce Türkbank davasının görüldüğü Yüce Divan’a Ahmet Büyükkaya sahte ismiyle bir ihbar mektubu gönderildi. Mektupta daha önce de yazdığımız gibi Emin Aslan başta olmak üzere Güvenlik Daire Başkanı İsmail Çalışkan ve İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Türkbank ihalesine fesat karıştırmaya iştirak ile suçlanıyorlar. Adı geçen polis müdürlerinin, görevlerini nasıl özveri ile yaptıkları bilinirken, Aslan’ın bir mahkeme kararı gerekçe gösterilerek yerinden edilmesi, aylar önce yazdığımız gibi ‘Aslan’ın avlanması’ ile sonuçlandı.
Artık AKP hiç kimseyi Türkiye’de yolsuzluklar konusunda ‘çok önemli adımlar atacağına’ inandıramaz.
Aslan’ın suçu!
DYP döneminde ‘Enişte’nin, ANAP döneminde ‘Biraderler’in, şimdi de AKP’nin hedefi olan Emin Aslan, 25.4.2001’de İstanbul Hilton Oteli’ndeki ‘Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele’ seminerinde şu çarpıcı konuşmayı yapmıştı:
‘Amacımız gerçekten suça zemin hazırlayarak kamu mal ve kaynaklarını çalan ve çaldıranlardır.Operasyonların nedeni bilgisiz ve liyakatsiz yöneticiler, suça zemin hazırlayanlar, ağır ihmal veya kasıtlı olarak kamu mal ve kaynaklarına sahip çıkmayarak devletin soyulmasına sebep olanlar ve soyanlar bizim hedefimizdir.’
Anlaşıldı mı Aslan neden görevden alındığı?
GÜNÜN SÖZÜ
‘(Başbakan için)Avustralya gezisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ihalesiyle ilgilidir. İDO’nun alacağı feribotlarla ilgilidir. Yakında kokusu çıkar.’
(ANAVATAN Genel Başkanı
Erkan Mumcu)
Çelik: Saçma
MİLLİ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Van’la ilgili olarak dünkü ‘Prof.Aşkın’ın tutuklanmasının ardındaki gerçekler’ (7.12.2005) yazısına şu açıklamayı gönderdi:
‘Öncelikle Van’a yapılacak ‘Van Toplu Konutları’nın yerinin belirlenmesi tamamen Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) yetkisi dahilindedir. TOKİ yetkilileri konutların inşa edileceği yerleri tamamen kendileri belirlemişlerdir. Buna herhangi bir dış müdahale söz konusu değildir.
Bu konutların, yazınızda bir vatandaşın mektubuna dayanarak iddia ettiğiniz şekliyle, yer belirlenmesi konusunda doğrudan veya dolaylı herhangi bir telkinim ya da müdahalem olmamıştır. Kaldı ki şu anda inşaatı tamamlanan tüm konutlar Van’ın Edremit İlçesi’nde kayalık denen zemine inşa edilmiştir.
Söz konusu yazınızda haber kaynağınızın bir yerel TV kanalına ‘Ben inşaat profesörlerine sordum. Oraya inşaat yapmak ucuz dediler.Tersi durumda da, para başka ile gidecek’ şeklinde bir açıklama yapmış olduğumdan söz ediyor. Benim bu yönde bir beyanatım asla olmamıştır. Şayet ‘Var’ deniyorsa bunun kayıtları da mutlaka vardır. Sizi ve size yazan AKP’li olduğunu iddia ettiğiniz kişiyi (!) bunu ispat etmeye davet ediyorum.
Bunun yanında bu olayı, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Yücel Aşkın’ın tutuklanmasıyla irtibatlandıran kişinin tamamen yalan, iftira ve dedikodu mahsulü beyanlarına köşenizde yer vermeniz ve sonuç olarak ‘Van’daki olayların arkasındaki gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor’ yargısına varmanız da gerçeklerle bağdaşmayan ve saçmalıktan öteye gitmeyen bir iddiadır.’
Çelik, 400 trilyonluk okul ihalelerinde bizi ‘yalancılık’la suçlamıştı, ancak Kamu İhale Kurumu’nun raporları iddiasının doğru olmadığını göstermişti.
Vanlı okurumuzun anlattığı o profesörü bulduk. Şimdi bizim bu konuda yazacaklarımızı bekleyiniz.