Asker konuşur

GENELKURMAY’ın İç Hizmet Yönetmeliği değişikliğiyle, muvazzaflık yaptığı dönemde bulunduğu görev yerleri hakkında beyanat veren, yazı yazan veya sair surette açıklamalarda bulunanlar için müeyyide getiriyor. Bir anlamda askeri konulara dayalı olarak ’sansür’...

Asker, TSK’nın disiplin ve gizlilik kuralları içinde kendi düşünce ve eğilimlerini niye anlatamasın?

Bakın, yakın bir zamanda demokratik bir ülke olan İngiltere’de neler olduğunu hatırlatalım.

İngiltere’nin eski Genelkurmay Başkanı General Michael Rose, bundan bir süre önce bir TV programında dönemin başbakanı Tony Blair’e dönerek aynen şu sözleri yüzüne karşı söylüyor:

"Sayın Başbakan, Amerikan Başkanı Bush 2001 yılında teröre karşı küresel savaşı başlatırken, ordusunun 67 milyar dolarlık bütçesini yılda 111 milyar dolara çıkardı. Yani sözlerinin arkasında durdu. Ama siz tam tersini yaptınız, savunma bütçesini azalttınız ve bizi çok zor koşullarda iki cephede birden savaşa gönderdiniz. Silahlı Kuvvetlerimizin o yüzden durumu felakettir."

Diplomatik bir dille ekranlarda başbakanını uyarıyor.

Michael Rose daha da ileri giderek, eski Başbakan Blair hakkında Irak savaşına girme kararı yüzünden tahkikat açılması çağrısında da bulunuyor.

İngiltere’nin şimdiki Genelkurmay Başkanı Richard Dannat da hükümeti eleştiriyor... Irak’tan bir an önce çekilmek gerektiğini, Afganistan’da ve Irak’ta kuvvetlerin moralinin çok kötü olduğunu, zor koşullarda ve imkánsızlıklarla iki cephede birden savaştıklarını söyleyebiliyor.

Yani, ülkenin başbakanı, bu sözleri söyleyen Genelkurmay Başkanı’nı görevden almayı aklından dahi geçirmiyor. Komutanları ’siyasi malzeme’ olarak kullanmıyorlar.

YETERSİZ SİYASETÇİLER

Irak’taki Amerikan kuvvetlerinin eski komutanı Korgeneral Sanchez, Amerika’nın Irak’ta kábus yaşadığını söylüyor. Amerikalı liderlerin ’yetersiz ve yozlaşmış’ olduklarını söylüyor. "Yapabileceğim, yenilgiyi engellemek" diye konuşuyor.

Türkiye’nin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, "Askerimiz perişan" demiyor; sadece şunu diyor:

"Sınır ötesi operasyon için biz hazırız, emir bekliyoruz."

Anayasa’da yer alan "cumhuriyeti koruma ve kollama görevi" çerçevesinde konuşuyor.

Bu arada TSK’nın etkisiz kılmaya çalışıldığı bir dönemde askerin ’rejim’le ilgili sağduyulu vurgulamalı çıkışlarına kim yanlış diyebilir; birtakım güçler dışında.

Konuşmalar eleştiri mi, durum değerlendirmesi mi; bunun iyice kavranması gerekiyor.

Yarınki maç için İngiltere örneği

BİR okurumuz diyor ki:İngiltere, Türkiye gibi Euro 2008’e katılmak için durumunu son maça bıraktı. Şansı yaver giden İngiltere, İsrail’in Rusya’yı yenmesi üzerine Hırvatistan’la yarın yapacağı maçtan bir puan çıkarırsa şampiyonluğa katılmış olacak.

İngiltere, Wembley’de yarın oynayacağı Hırvatistan maçından önce Irak ve Afganistan’dan dönen askerleri temsilen bir birliğin geçit töreni yapması kararı aldı.

İngiliz Genelkurmayı savaştan dönen askerlere, gazi ve şehitlere gösterilen saygıyı kamuoyu ile paylaşmaya başladı. Nitekim, stadyumda böyle bir uygulama İngiltere’de ilk kez olacak.

Güneydoğu’da görev yapmış askerlerimiz ve gazilerimiz, komutanlarımızla Ali Sami Yen’de böyle bir geçit töreni yapamaz mı?"

Hakan Şükür’ün "Gollerimiz Mehmetçik için" demesinin ötesinde daha anlamlı olmaz mı?

Bosna Uluslararası Üniversitesi nedir

’BOSNA’ya akın akın’ (7.11.2007) yazısında Bosna Üniversitesi’nin yeni ders yılına başlaması dolayısıyla bu üniversitenin çevresindeki bazı isimlere değinmiştik. Bu arada bu üniversite için müftülükler kanalıyla para toplandığını da gündeme getirmiştik. Bosna kentindeki ’Uluslararası Saraybosna Üniversitesi (IUS)’ Rektörü Prof. T. Erkan Türe’den bir açıklama aldık, "Bosna’yı gündeme getirdiğiniz için sevindim" diyor ancak bazı yanlış şeyler yapılıyormuş izlenimi edindiği için de üzüldüğünü söylüyor. 2004’te İngilizce hazırlık okulu olarak eğitim öğretime başlayan üniversitenin 2005 Ekim’inde rektörlüğüne getirilen Prof. Türe, YÖK tarafından da tanındıklarını söylüyor.

Prof. Türe şöyle diyor:

"Avrupa’da hiçbir üniversitede başörtüsü yasağı yoktur. İlk ve ortaöğretimde bazı ülkelerde kısıtlamalar vardır, ancak yükseköğretime yetişkinler gittiği için orada bir yasak söz konusu olmamıştır. AB ülkelerinin (YÖK tarafından tanınan) üniversitelerinde okuyan Türk öğrenciler (giyim tarzlarına bakılmaksızın) diploma denkliği için başvurabilirler. Bosna henüz AB’ye aday bile olmadığı için YÖK’ün buradaki üniversiteleri tanıması, kapsamlı çalışmalar ve yazışmalar sonucunda olmaktadır. IUS için de böyle yapılmıştır. Yani YÖK tarafından Bosna’ya özel bir uygulama yapılmamıştır."

CAMİ, ŞAPELVE HAVRA

Üniversitenin 72 dönümlük bir arazide 50 milyon Euro’luk bir kampus olarak tasarlandığını, üç aşamalı inşaatın 1. bölümünün sürdüğünü belirten Türe şöyle devam ediyor:

"Kampusumuzda bir Ortodoks, bir Katolik şapeli, bir havra ve bir küçük cami olması planlandı. Burada ibadethaneler ve din eğitimi ilgili cemaatlerin elinde. 300 bin Euro tahmini bedeli olan kampus camisi Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yapılacak, toplanan para bu amaçla toplanmış olmalı. Nasıl yıllar önce ODTÜ’deki camiyi Diyanet Vakfı yaptırmışsa şimdi de IUS camisini onlar yaptıracak. Bu çok doğal ve güzel bir yardım olarak algılanmalı. Üniversitemiz Saraybosna Eğitimi Geliştirme Vakfı tarafından kuruldu, kampus da onlar tarafından yapılıyor. Uluslararası kuruluşlardan ve çeşitli Avrupa hükümetleri fonlarından da üniversitemizin değişik birimlerine destek almaya çalışıyoruz.

Türkiye’de camilerde para toplayarak kampus yapılması söz konusu değil. Herkesin içi rahat olabilir, yanlış şeyler yapmıyoruz, yapmayacağız, ülkemizi ve insanımızı en iyi şekilde temsil etmeye önem veriyoruz. Çoğu kapalı toplumlardan gelen bu gençler, bu çokkültürlü ortamda anlamayı, hoşgörmeyi ve birlikte yaşamayı öğreniyorlar."
Yazarın Tüm Yazıları