Paylaş
“Çıkartılan bir KHK ile birlikte ülkemizde yıllardır konuşulan vergi denetiminin birleştirilmesi meselesi ‘çözülmüş’ oldu. Artık KHK çıktığı için asırlık çınarlar gitti. Benim amacım size sadece bir eski hesap uzmanının dert anlatmasıdır. Zira bu süreçte kendi bakanımız dahil hiç kimse bizi dinlememiştir. Dinlenmememiz yetmediği gibi birleştirme kararının ardında basında canımızı yakacak suçlamalar ortaya atılmıştır. Ama hiç kimse siz kimsiniz, ne iş yaparsınız, söylemek istediğiniz bir şey var mı dememiştir. Ben kalemimin yettiği kadarıyla derdimi anlatmak isterim.
Kimdir Hesap Uzmanı?
Hesap Uzmanı, Maliye Bakanlığı’nın en üst düzey vergi denetimi işini yapan kişi olarak tanımlanabilirdi. Hesap Uzmanı olmak için iddia edildiği üzere ‘beyaz Türk’, Masonik köken ya da bürokratik oligarşiye gerek yoktur. Bu işin tek yolu vardır. O da KPSS’de en yüksek puanı alan ve başvuran 400 kişiden biri olmak. Ardından yapılan toplam 15-16 saat ve 4 aşamadan oluşan ağır bir sınavı geçmek. Bunu yapamayan kişi kim olursa olsun bu kurula girememiştir. Örneğin 2008 yılında Kurul Başkan Yardımcısı’nın oğlu yazılı sınavı geçemediği için kurula girememiştir. Yani kimseye torpil yapılmamaktadır. Diğer yandan her sınavda 30-35 kadro olmasına rağmen yazılı sınavı en fazla 25 kişi geçebildiği için torpil otomatik olarak yok olmaktadır. Yani Hesap Uzmanı okul bitiminden itibaren başarılı olan insandır. Bu sınava bir kişi 35 yaşına kadar girebilmektedir. Belli okullardan mezun olma şartı yoktur. 4 yıllık idari bilimler ve benzeri fakülte mezunu olmak yeterlidir. Sonrasında ise 9 ay teorik, 3 aylık pratik çalışma dönemi eğitim verilmekte. Ağır bir yetki sınavının ardından 18 ay boyunca inceleme yapılmakta. Yüksek lisans tezi seviyesinde yeterlik etüdü hazırlanmakta. 4 gün süren ve 6 aşamalı yazılı; 1 gün ve tek aşamalı sözlü olmak üzere 7 aşamadan oluşan ağır bir yeterlik sınavının ardından üçlü kararname ile atama yapılmaktadır. Zaten kurulun insan kaynakları kalitesi de bu ağır şartlardan geçmektedir. İyi de iyiyi çekmektedir. Örnek verecek olursak 1996 yılı ÖYS Türkiye 1’ncisi, 2003-2004-2005-2006 ve 2007 yılı KPSS Türkiye 1’ncileri kuruldadır. 2002 ve 2010 yılı Türkiye 1’ncileri ise yazılı sınavı geçemedikleri için kurula girememiştir. Ankara Üniversitesi SBF’nin son 40 yıldaki birincilerinin en az 10 tanesi, Boğaziçi Üniversitesi’nin 2008 yılı birincisi gibi birçok kişi yine kurul mensubudur. Dünyanın önde gelen üniversitelerinde, örneğin M.I.T., yüksek lisans yapan, doktorası olan hatta profesör olan kişiler mevcuttur. Ağır seçim süreçleri nedeniyle 65 yılda sadece 1500 kişi kurula girebilmiştir. KHK öncesinde ise kurulun mevcudu sadece 300 kişi idi.
Diğer iki birim (Maliye Teftiş Kurulu ve Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı) ise bizim kadar iyi olmasa bile yaklaşık bizim kalitemizdedir.
Özetle... Bu noktadan sonra artık istenmediğimiz bir yerde durmanın da anlamsız olduğunu görüyorum. Bizi yıkmak isteyen içerdeki ve dışardaki birçok kişi artık sevinebilir. Çünkü beytul malin savunucuları artık yıkıldı.”
Varoluş mücadelesi
PKK canilerinin “özerklik” adı altında ülkemizi, Batılı efendilerinin istekleri doğrultusunda parçalamaya çalıştıkları, yiğit askerlerimize karşı kalleşçe pusu kurarak şehit ettikleri, 13 Mehmetçik’in bağımsız yurdumuz için toprağa düştüğü, ulusumuzun varoluş mücadelesinin eşiğinde olduğu bugünkü şartlarda, sağ-sol, muhafazakâr, bütün herkesin birleşmesi için çalışılması gerektiği açıktır. Bu fikir alışverişinin de bu doğrultuda görülmesi gerektiği kanısındayım. Büyük Türk ulusunun, emperyalizme, Siyonizm’e ve onların eli kanlı katiller sürüsüne karşı, kışkırtmalara kapılmadan, kararlı demokratik mücadelesini, büyük şahlanışını gerçekleştirmek için hepimize görev düşüyor.
M. DOĞAN
1/4
(Türkiye’deki Kürt yurttaşlarımızın -yaklaşık 17 milyon- nüfustaki oranı % 21’dir. Dolayısıyla Kürt seçmenlerinin sayısı yaklaşık 11 milyondur. BDP’nin son seçimde 2.6 milyon oy aldığını düşünürsek, Kürtlerin sadece dörtte birinin BDP/PKK’yı desteklediğini, büyük çoğunluğunun desteklemediğini görürüz.)
Türkiye genelinde ve KKTC’de pazar günü 14.00’te protesto eylemi yapılması için kampanya başlatıldı. Sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta “Şehitlerimizi Hatırlatacağız!” başlığıyla veriliyor. Eylemlerin siyasi olmadığı bildiriliyor.
Bayraklar yarıya inmeli
LDP Genel Başkanı Cem Toker’den öneriler: “Önce bayraklar yarıya inmeli.
Her zaman savunduğumuz bir temel ilkeyi tekrarlayalım: Seçim barajı kaldırılsın. Bölge halkı en doğal hakkı olan ‘seçme ve seçilme hakkını’ yaşasın. 550 kişilik Meclis’e 50-60 bölge temsilcisi gelse, Türk demokrasisi kazanır, bir şey kaybetmezdi.
Seçimden önce “Meclis’e girip meşru zeminde siyaset yapmak istiyoruz” diyen BDP’lileri seçime sokmamak için elinden geleni yapan AKP öncülüğündeki siyasi yapı, seçim sonrası bu insanları “Meclis’e gel, meşru siyasi zeminde sorunları çöz” diyerek yemin etmeye çağırıyor. Bu bir samimiyetsizlik ve tutarsızlık göstergesidir.
Biz terör örgütünün İmralı’dan giden direktiflerle yönetilmesine kesinlikle bir son verirdik.”
Bir ihalenin öyküsü
ANTALYA Korkuteli İlçesi Milli Eğitim Müdürlüğü servis taşımacılığı ihalesine Yaşla Taşımacılar Kooperatif ile katıldık. İçeride garip şeyler oldu. Korkuteli Kaymakamlığı’na ihaleye fesat karıştırıldığını dile getirmek üzere gittim. Konuyu anlattığım halde Kaymakamlık makamının ilgisiz olduğunu fark edince, medyaya ileteceğimi söylediğimde alaycı bir şekilde “Televizyon yıldızı mı olmak istiyorsun?” ifadesi ile karşılaştım. Dürüst ihale istiyorum.
Osman BARAN
Biliyor musunuz
İSTANBUL 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün’ün Bolu’ya gönderilmesinden önce de ‘Beşiktaş’ta görevli Erkan Çanak (Sakarya’ya), Zafer Başkurt (Gebze’ye), Oktay Kuban (Eskişehir’e) Yılmaz Alp (Fatih’e), Tuncay Aslan (Bakırköy’e), Nejat Ede’nin (Bakırköy’e) ‘kararlarından’ ötürü sürüldüklerini, özel yetkilerinin alındığını ve disiplin cezaları ile karşı karşıya kaldıklarını.
ŞİŞLİ Belediye Bakanı Mustafa Sarıgül’ün, Erzincan’ın Güngören Köyü’nde babası Hacı Hakkı Sarıgül adına yaptırdığı caminin önceki gün açıldığını...
Paylaş