Aşiret mi devlet mi

AŞİRET sözcüğü bugünlerde dillerden düşmüyor. Güneydoğu ve Doğu’daki feodal yapı yeniden hortluyor. Bazı aşiret mensupları karakol basıp, siyasileri açık açık tehdit edebiliyorlar.

Bu egemen sınıfın arkasında her dönemin siyasetçiler bulunuyor.

Gelişmeler karşısında iktidar, devletin gücünü gösteremeyip sus pus olurken, buna karşılık konunun üzerine giden CHP’ye yönelik haksız suçlamalar dikkat çekiyor.

‘Aşiret, ağa, şeyh’lik düzeni Türkiye’de yeterince sorgulanıyor mu?

Gazeteci yazar Kurtul Altuğ, 1960 sonrasında Doğu’nun makus talihini yenmek için ağalık ve aşiret sisteminin yerine bir başka gücün konulması amacıyla CHP’nin Toprak Reformu’nu gündeme getirdiğini, ‘düzen değişikliği yoluyla toprağı hakça bölüştürmek’ istediğini anlatırken, şunları ekliyor:

‘1971 Muhtırası’nın başında yer alan istek de ‘toprak reformuydu’ ne yazık ki; ne askeri yönetimler, ne de demokratik uygulamalar işe çözüm bulabildiler. Tersine; siyasi iktidarlar bölgedeki ‘ağalık, şeyhlik-aşiret düzenini’ oy deposu olarak gördüler ve o ağalar arasında neler çıkmadı, neler? Susurluk’ta bir aşiret reisi vardı. Şimdi de karakol basanların, siyasi iktidarla olan yakın ilişkileri söz konusu.’

Altuğ, ‘Siz bu kafayla bu çarpık düzenle mi AB’ye gireceksiniz?’ diye soruyor.

Coşkun Kırca da, Van olaylarının, Doğu ve Güneydoğu’da devletin nizamının mı, yoksa aşiret nizamının mı hákim olduğu sorusunu ortaya atıyor ve devletin bölgede sıkıyönetim dışında kamu düzenini hakim kılmakta aciz kaldığını belirtiyor.

Güneydoğu’daki sistemde tek esasın, ağa veya şeyhin aşiret mensubunu koruma vaadine karşılık, aşiret mensubunun tüm iktisadi varlığını, ağa veya şeyhe bağlamış olduğunu, aşiret reisinin aşiret mensuplarının sadece tarlasının ve hayvanlarının değil, köyünün ve köydeki evinin de mülkiyetine hakim olduğunu anlatan Kırca şöyle bir öneride bulunuyor:

‘Bu hukuk dışı sistem yıkılmalıdır. Bu amaçla, ağalık veya şeyhliğe dayanarak elde edilmiş tapular herhangi bir bedel ödenmeden devletleştirilmeli, sadece ağa veya şeyhe düzenli ve verimli bir çiftlik için lüzumlu toprak ve ikametgah bırakılmalıdır. Devletleştirilen bu topraklar toprağı olmayan ya da yetersiz kalan çiftçiye dağıtılmalıdır. Devletten bu şekilde toprak alan çiftçi bu toprağı bölmemeli, kiralayamamalı ve satamamalıdır.’

Coşkun Kırca, Güneydoğu’da devletin normal nizamının ancak bu suretle korunabileceğini savunuyor.

Demirden korksam trene binmezdim

DÜNKÜ kazada Başkent Ekspresinin kırmızı ışıkta geçtiği bildiriliyor. Pamukova kazasının makinistlerinin avukatı İsmail Gürses soruyor:

Mehmet Uras başkanlığındaki 24 kişilik uzmanın hazırladığı kaza raporunda Haydarpaşa-Ankara güzergahında her türlü altyapının tam olduğu yeralıyor ve ATS fren sisteminin olduğu belirtiliyordu. Böyle bir sistem varsa, bu trenin kırmızı ışıkta durması gerekiyordu. Durmadığına göre acaba bu sistem çalışmıyor muydu?’

Bu ‘takdiri ilahi’ mi yoksa adam sendecilik mi?

Japonya’da nükleer santral kazasında dört kişi öldü, 10 kişi yaralandı. O şirketin sorumluları ailelerinin evlerine giderek özür dilediler ve ağladılar.

‘Biz suçluyuz’ dediler...

Bizde ise sorumlular ‘Devlet güçlüdür, yaralar sarılacaktır’ diyorlar...

Hediye fabrika

ETİMESGUT Gençlik Platformu’
ndan: Etimesgut Halka Ekmek Fabrikası kar amacı gütmeyen, ucuz, kaliteli ve günde 100 bin ekmek üreten bir yerdi. Bugün, satışlarının düştüğü gerekçesiyle yıllığı 48 milyara Ahikent Şirketi’ne kiralanıp; adeta hediye edildi. Bu ihale nasıl yapıldı? Maliyeti 3-5 trilyon olan bir kuruluşa gerçekten en çok 4 milyar lira mı kira teklif ediliyor?

En önemli müzeye sitem

BU sene ocak ayında hangi ülkede yaşadığımı, sistemin ne kadar mantıksız ve insanı olumsuza iten bir yapısı olduğunu unutup Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi’ne, kendi tabirleriyle ‘fiyat takdir etmek’ için bir eser bıraktım.

Mayıs sonuna doğru fiyat takdirlerini ancak gerçekleştirebildiler. Aradan 7 ay geçti bugün hálá elime takdirleri geçmedi. Sistem itibarıyla bedelden de kesintiler yapılacakmış. Teşekkür edeceklerine bir de para kesiyorlar. Emin olun çok iyi anlıyorum tarihi eser kaçakçılarını, niye uğraşsınlar ki bu devletin sistemiyle, işleyişiyle, müzenin uyuşukluğuyla?

Anadolu Medeniyetleri Müzesi de bunu yaparsa yanarız. Özlem MOORE

Satış saldırısı

TOPÇULAR-Eskihisar arabalı vapurunda önceki gün 20’den fazla ekmek, fındık, elma satıcısının üzerimize hücum etmesi ile irkildik. Geminin içinde ve tüm araçları yönlendiren mürettebatın gözü önünde bir ‘satış saldırısı’ yaşandı. Gemi personelinin hiç umursamadan bu olaylara seyirci kalması ile birlikte yüzlerce insan ve aracın taşındığı bu gemilerde herhangi güvenlik önlemi olmaması çok garibime gitti. Umarım göz ardı edilen küçücük detaylar sonucu hayatlar kararmaz.

Taner CANKO

Rök nerede

FOTOMAÇ
gazetesinin bir reklamını seyrettim. Hastane odasında her tarafına hortumlar bağlanmış yaşlı bir amcanın etrafında ailesi bekliyor. Birden yaşlı amca torunun kulağına ‘Maç kaç kaç?’ diye soruyor. Torunu ‘2-1 kazandık’ diyor ve kamera hastanın öldüğünü gösteren aleti yakınlaştırıp, dışarıdan şöyle bir ses geliyor: ‘Futbol, ölüm-kalımdır’

Reklam Öz Denetim Kurulu’nun dikkatine!

Taşkın KARA

Gıda sicili

TARIM
Bakanlığı’ndan 5 Haziran’dan önce Gıda Sicili almak için müracaat ettim. Yeni kanun çıkacak diye ağırdan alıp beklettiler. Bu arada paramı hemen yatırmamı söylediler. Şimdi de ‘Kanun çıktı; paranı geri alamazsın’ diyorlar. Sicilimi hálá alamadım. Paramı kaptırmış gibi hissediyorum. Sicilini alamamış olanların parasının geri verilmesi gerekmez mi?

Ahmet HAMAMCI

Biliyor musunuz


Oktay Ekşi’nin ‘Van, Susurluk’tan önemli’ (6.8.2004) başlıklı yazısında uyuşturucu işi ile ilgili ismi geçen Necmettin Bedirhanoğlu’nun eski Van Milletvekili Şerif Bedirhanoğlu’nun amcası oğlu olduğunu...

KADIKÖY, Bağdat Caddesi’nde bulunan, Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan tarafından dut fidanı ve bağ çubuğu yetiştirilmek üzere vakfedilen, 21 dönümlük arazinin (İl Tarım Müdürlüğü) konut ve ticari büro yapılması amacıyla ‘kat karşılığı arsa ihalesi’ne çıkarıldığını... Biliyor musunuz?

Çeşitli konserler, tiyatro gösterileri ve panellerle 8 gün sürecek 41. Uluslararası Troya Festivali’ni bu yıl ilk kez Avrupa’dan gelen 25 gazetecinin de izlediğini; dün Çanakkale’ye getirilen Troya atı heykelinin de eylül ayından itibaren ziyarete açılacağını...

MESAJ PANOSU

İSTANBUL’
daki büyük alışveriş merkezleri müşterilerinden otopark ücreti almazken Akmerkez’de 5 dakika bile kalsanız 5 milyon lira alıyorlar. Akmerkez’in ayrıcalığı nedir? Zeynep ERGÜR

EKONOMİ iyi, enflasyon düştü. Peki bunlar gerçekse IMF’ye ihtiyaç var mı? Neden yeniden anlaşma gereği duyuyorlar. Eğer bu ülkeyi IMF programları çerçevesinde idare edeceklerse, demek ki, biz bu işi bilmiyoruz demeleri lazım değil mi? Daha ne duruyorlar orada. Mustafa ÖLMEZ-MERSİN
Yazarın Tüm Yazıları