Paylaş
50 kişilik heyet Anıtkabir’i ziyaret ettikten sonra TBMM Başkanlığı’na toplanan 41 bin imzayı teslim etti; parti gruplarına da “Sürecin takipçisi olacağız” denildi.‘Artvin STK ve Platformları Türkiye Buluşması’ ilk kez iki ay önce Kocaeli’nde bir araya geldi. Toplantıda Artvin’de devam eden ve potansiyel madencilik faaliyetleri ve Cerattepe, yeşil yol, taşocakları, HES’ler ve çevre kirliliği tahribatlarının Artvin’in geleceğini nasıl tehdit ettiği anlatıldı ve tartışıldı. Artvin’in güzel doğasının başta Cerattepe olmak üzere vahşi bir saldırı altında olduğu ve tüm yaşam ve doğa savunması mücadelesine tek yürek olarak destek verileceği açıklanarak ortak bir bildiri yayınlandı.
Birçok ilde yürütülen imza kampanyasında 41 bine yakın imza toplandı.
Artvin Çevre Platformları sözcüsü, Artvinliler Hizmet Vakfı Başkanı Dr. Mustafa Melek dün şu açıklamayı yaptı:
“Cerattepe yanında son zamanlarda verilen yüzlerce yeni maden ruhsatlarının Artvin’i yaşanması mümkün olmayan bir kent haline getireceği görülmektedir. Maden işletmeleri, taşocakları, HES’ler ve yeşil yol gibi doğayı tahrip eden çalışmalar Artvinlilerin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını tehdit etmektedir. Doğayı, endemik türler başta olmak üzere, bir bütün olarak tehdit eden, insanların kültürlerine ve yaşam alanlarına kasteden, ekolojik sistemde onarılmaz yaralar açması bilim insanlarınca kanıtlanmış olan, ülkemiz ekonomisine getiri sağlamaktan çok şirketlerin kâr sağlaması üzerine planlanmış çalışmalara karşı mücadele etmenin ülke ve çevre sevgisinin gereği olduğuna inanıyoruz. Artvin’de OHAL kapsamındaki yasaklar devam etmektedir. Bu durum insanların en temel haklarından biri olan sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının savunulmasını ve ifade edilmesini engellemektedir. Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerine derhal son verilmesini talep ediyoruz.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Yine söylüyoruz; ya Kanal ya İstanbul, başka seçenek yok. Uygulanması için hükümet tarafından ısrar edilen bu proje İstanbul’un ve Marmara’nın ölüm fermanıdır. Emekliye, çalışana yok ama bu 65 milyar dolar, kimin cebinden çıkacak?” CHP İstanbul Milletvekili Yard. Doç. Gülay YEDEKÇİ
ÇEVRESEL EN BÜYÜK KAMPANYALAR...
150 nüfuslu Artvin için Türkiye’de 41 bin imza toplanması çok önemli sayılıyor. Çevre ile ilgili diğer önemli imza kampanyaları şöyle: Çorlu’da, eski hastaneler bölgesinin (tarihi askeri hastanede de dahil) park olması için yapılan kampanyada 80 bin... Yavru balık avının durdurulması için Greenpeace öncülüğünde yapılan “Seninki kaç santim?” kampanyasında 420 bin... ‘Atatürk Havalimanı Central Park Gibi Olmalı’ kampanyası için 68.5 bin... Kazdağları’nda termik santral istenmeyen kampanyayı da 72.997 kişi imzaladı.
PROF. DR. İSMET SUNGURBEY’İN 150 SAYFALIK HAYVAN HAKLARI KİTABINI UNUTMAYIN
‘MAL’ DEĞİL ‘CAN’...
SON dönemde artan hayvanlara kötü muamele ve işkence olaylarının ardından Hürriyet’in ‘Ses ver’ kampanyası ve hükümetin harekete geçmesi ile hazırlanan yeni düzenlemeye göre hayvanlara kötü davrananlara artık para değil hapis cezası verilecek.
Ve belki de en önemlisi hayvanları artık gerçekte olduğu gibi yasalarda da ‘mal’ olarak değil ‘can’ olarak niteleyeceğiz.Hayvan hakları derken ‘Hayvan Hakları-Bir insanlık kitabı-Öldürttüğümüz Hayvan Dostlarımız Biz İnsanları Bağışlayan’ adıyla 1500 sayfalık iki ciltlik kitabı olan hocamız Prof. İsmet Sungurbey’i anmamak mümkün değil. Kış-yaz her sabah saat 05.00’te ciğer, taze kaşar peyniri, balık torbaları ile servise çıkan hocamızın gelişini kediler, köpekler ve kuşlar beklerdi.
Bu konuda Tolstoy da: “Hayvan öldürmeden, insan öldürmeye sadece bir adım vardır. Dolayısıyla hayvana işkence etmekle insana işkence etmenin arasında sadecebir adım...” derken Martin Luther King’in “Hayvanlar da insan gibi mutlu olur, acı çeker, sevinir, üzülür. Onların duygulanmaları bizde olduğu gibidir” sözlerine katılmamak mümkün mü? Av. İzzet DOĞAN
BİLİYOR MUSUNUZ?
- AV. ÖZCAN Pehlivanoğlu’nun 19-20 Ocak tarihlerinde Brüksel’de Avrupa Türk İş Kadınları ve Avrupa Türk Derneği’nin, Krefeld’de Türk Düşünce Merkezi’nin düzenledikleri ‘Balkanlar’da Türk Varlığı’ konferanslarında konuşacağını...
- PEN Yazarlar Derneği’nin ‘Tutuklu yazar ve gazetecilerin serbest bırakılması ve OHAL’in bir an önce kaldırılması dilek ve talebi’ ile yapılan Genel Kurulu’nda Zeynep Oral’ın yeniden başkan seçildiğini...
- TÜRKİYE Gençlik Birliği’nin (TGB) Uğur Mumcu’yu 25. ölüm yıldönümünde 23-24 Ocak tarihlerinde yapacakları ‘Uğur Mumcu Gazetecilik Okulu’ ile anacaklarını...
OKUYUNUZ
- İYİ PARTİ GENEL MERKEZİNDE NELER GÖRDÜM
ANKARA’da İyi Parti Genel Merkezine gittim. Karşılaştığım ortam beni çok şaşırttı. Çünkü diğer siyasi partilerde gördüğümüz ‘hasetlik ve aşağılamak’ tavırlarına hiç rastlamadım. Kapıdaki güvenlik görevlilerinden, danışmada çalışanlara ve sekreterlere kadar hepsinin yüzünde bir gülümse vardı. Birbirini sevmemezlik yok ve her gelen kişiye ilgili ve dikkatli davranıyolar. Uzun uzun dinliyorlar ve ilgili başkan yardımcılarına yönlendiriyorlar.
İYİ Parti’de karşılaştığım: Ankara’da özel bir üniversite’de Siyasal Bilimler öğrencisi bir gencimiz de ‘partiye nasıl yardımcı’ olabilirim demek için gelmiş. Biraz sohbet ettim kendisiyle, beni heyecanlandıran kısmı da Londra’da çok iyi bir ekonomi okulunda Yüksek Lisansını yapmayı hedeflemesi oldu. Günümüzde bazı gençler ülkeden kaçmak düşüncesindeyken bu öğrencimiz umut dolu eğitim planlarından bahsetti. Umarım gelecekte bu pırıl pırıl gençlerimize sahip çıkabiliriz, iş hayatlarında da haketikleri yerlere gelerek, ülkemize faydalı olacaklarına inanıyorum. N.K.
- İSTANBUL’UN TRAFİK SORUNU VE DURDURULAN METRO PROJELERİ
MEGA kentlerin yaygınlaşması ile birlikte yoğun nüfus hareketlerinin kent içi trafiği kaosa sürüklemesine izin vermeden, zaman yönetimi ekseninde konforlu, nitelikli ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesinde; en önemli modern araçlardan biri, toplu ulaşımı esas alan metro tipi yer altı ulaştırma sistemleridir. Bunun farkında olan ülkeler; sadece mega kentlerinde değil, hemen hemen belirli büyüklükteki tüm kentlerinde inşa ettikleri çok hatlı, çok katlı METRO sistemlerini, yüz yıl öncesinden başlayarak tedricen geliştirmişler ve ulaşım sorunlarını büyük ölçüde çözme başarısını göstermişlerdir. New York, Londra, Tokyo, Berlin, Paris, Moskova başta olmak üzere mega kentlerdeki her yüz bin kişiye düşen metro uzunluğu ortalama 3 kilometredir. Orta büyüklükteki Avrupa kentlerinde de yaklaşık 2 kilometre mertebesindedir. Üstelik de hemen tüm kentlerde 50 yıldan fazla bir süreden beri kullanımdadır.
Ülkemizi bu yönde değerlendirdiğimizde 20–25 yıl öncesine kadar sadece İstanbul değil tüm kentlerimizde METRO diye bir ulaştırma sisteminden bahsetmek mümkün değildir. Son yıllarda büyük ölçüde İstanbul’da olmakla birlikte kısmen de Ankara, İzmir gibi bazı kentlerimizde metro inşaatlarına başlanmış ve bazı hatlar hizmete sokulmuş olmakla birlikte henüz emekleme aşamasındadır.
KAMU YARARI
İstanbul özeline bakıldığında; son 20 yıl içinde devrim niteliğinde atılımlar yapılmış, 7-8 önemli hat hizmete sokulmuş, 10-12 cıvarında hattın ise yapımına başlanmış, bu hatların önemli bir kısmının bir kaç yıl içinde devreye girmesi söz konusudur. Halen hizmet veren metro uzunluğunda 170 km’ye ulaşılmış ve İstanbul trafiğinde önemli rahatlama elde edilmiştir. Bu süreçte, İstanbul’da 100 bin kişiye düşen metro uzunluğunda 1 km gibi önemli bir seviyeye ulaşılmıştır. Gelecek beş yıl içinde yapımı devam eden hatlarla birlikte bu değerin 2 km seviyesine çıkarılması ve gelişmiş ülkelerin seviyesine yaklaşılması mümkün görülmektedir. Bununla birlikte diğer kentlerimizde yok denebilecek, yada ihmal edilebilecek düzeydedir. İBB ve Ulaştırma Bakanlığı’nın ortak çabaları ile ve de çok doğru bir yaklaşımla gerçekleştirilen çalışmalarla, 5 yıl içinde 6-7 milyon kişinin sadece metro kullanarak istediği her yere ulaşabilmesi hedeflenmişken, son günlerde İBB tarafından ihale edilen, toplam uzunluğu 77 km olan ve toplam proje maliyeti 12.859.636.111 lira olan, üstelik de inşaat işlerine yoğun şekilde başlanmış olan 6 metro projesinin anlaşılamayan yada açıklanmamış olan nedenlerle durdurulmuş olması düşündürücü ve önemli bir kayıptır.
Tünel vs kazılarına başlanmış, imalatların %10-15`lik kısmı tamamlanmışken, ihalelerin iptal edilmesine anlam verilememektedir.
Bu projelerle ilgili doğru kararların; gecikilmeden, başka mağduriyetlere meydan verilmeden, kamu yararı öncelikleri gözetilerek, mühendislik bilim ve teknolojisi ekseninde verilerek yeniden başlatılması zorunludur.
Prof. Dr. Ali KAHRİMAN-Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Siyaset Üstü Düşünce Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Paylaş