Paylaş
“Çam balı üretiminden vazgeçmemeliyiz. Devletin bir şekilde bizlere sahip çıkması gerekiyor. Yağmuru bekliyoruz.”
Arıcılar ve akademisyenlerin istedikleri özetle şöyle:
Acil eylem planı hazırlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere üniversiteler, ilgili kamu kuruluşları ve arı yetiştirici birlikleri ile beraber acilen çalıştay yapmalıdır.
Yanan orman alanlarında, yeşil aksamı bulunan ağaçlar kesilmemeli, tahribatın tam olarak tespit edilebilmesi için bir yıl beklenmelidir.
Arıcıların, bu yılki Tarım-Kredi ve Ziraat Bankası’na ödemesi gereken borçlar ertelenmeli veya affedilmelidir.
Son yıllarda yanan veya kaybedilen alanların tekrar ‘Basralı saha’ haline gelmesi 35-40 yıllık bir süreci gerektiriyor. Bu çok acı bir durum. Arıcıların bu kadar süreye tahammülü olur mu? Bakanlıkça acil olarak çam balı üretimine uygun ‘Basralı’ olabilecek alanlar belirlenmeli ve üç yıllık plantasyon programına alınarak ülke arıcılarının kullanımına sunulmalıdır.
En önemlisi de arıcılara acilen ‘yem’ temin edilmelidir. Ve de acilen yağmur düşmeli.
ARI VARSA HAYAT VAR
Arı yetiştiricisi olarak Muğla Arı Yetiştiriciler Birliği (MAYBİR) Başkanlığı’na bir ay kadar önce seçilen Veli Türk gazetecilere yangında yaşadığı acı süreci açıklarken şöyle konuştu:
“1,2 milyon kovan aç arı var ama yiyecek bir şey yok. 700 bin kovanın besleneceği alan yandı. Yanmayan yerde de arıya yiyeceği besini üreten Basra böceği kalmadı. Elimizde bal olmadığı için yemi de alamıyoruz. Arılarımızın bahara çıkması için pancar şekerinden yapılmış arı keki ve arı yemi lazım. Bıçak sırtındayız. Ya burada arıcılık ölecek ya da devam edecek.”
ÇAM BALI ÜRETİMİ SIKINTILI
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, Türkiye’nin Çin’den sonra en çok arı üreten ülke olduğunu belirttikten sonra taleplerini, ortaya çıkan tabloyu ve isteklerini şöyle sıraladı:
Bu yangının menşei özellikle Muğla ve Antalya Manavgat’tır. Marmaris’teki alanlarımızın aşağı yukarı yüzde 30-35’i yandı. Son 30-35 yıldır meydana gelen yangınlar, kesimler ve yapılaşmalar nedeniyle en az 15-20 bin hektarlık çam balı üretim alanları (Basralı) kaybedildi ve çam balı üretim alanları daraldı. Kaybedilen bu alanların yerine telafi edici çalışma bugüne kadar yapılmadı. Basra böceğinin ağaca yerleşmesi ile bal verimi sağlanmasının ancak ağaçların 35-40 yaşından sonra gerçekleştirileceği ve ağaç getirisinin 100 kat fazla olduğu unutulmamalı. Resmi olmamakla beraber Muğla’daki çam balı üretim alanlarının (Basralı) yüzde 10’u yandı.
FİDAN MI TOHUM MU?
Akdeniz ormanları, bu ormanlarda yaşayan bitkilerin (kızılçam dahil) sahip olduğu yangın uyarlanmaları sayesinde kendilerini yangından sonra yenileyebilme özelliğine sahiptir. Yangından sonra kızılçam ormanlarında aktif restorasyon uygulamaları (örneğin, dozerle toprağı sürüp ağaç dikme) yerine dolaylı restorasyon tekniklerinin uygulanması (örneğin, yanmış dalları yere sererek kızılçam tohumu takviyesi yapma), bu ormanların biyolojik çeşitliliğin korunarak yenilenmesi için en kullanışlı yöntemlerden biri kabul ediliyor. Sonbahar ve kışın gerçekleşen ilk yağışlar ile uyku halinde bekleyen tohumlar çimlenirler. Bu bitkilerin fideleri yangından yaklaşık 7-8 ay sonra alanda görülür.
Ziya Şahin, orman hocalarının dediği gibi “Yeni fidan dikme yerine dolaylı restorasyon uygulanmalıdır” görüşünü savunuyor.
GÜNÜN OLUMSUZ VERİLERİ
ÇAM balı iki böceğin meydana getirdiği özel bir bal. 2021 üretimini kaybettik ama çam balını geleceğe taşımak şart.
Kovan başı desteği kuraklık nedeniyle tüm üreticilere teşmil etmek gerekiyor.
Çam balının ihracatı yılda 100 milyon dolar civarında. Bu gelir kaybediliyor.
Geçen yılki üretim de yüzde 80 oranında düşüktü. Bal üreticisine sorduk, bu sezon fiyatı ne olur, yüzde 10 zamlı olur dedi. Ancak bu oran iyi niyetli idi. Biz daha fazla olacağını düşünüyoruz.
‘ORMAN DEVİ’ OLAMADIK
EVET, bizim orman alanlarımız da ‘orman devi’ sayılan Finlandiya’nınki kadardır. Ama bizim öyle bir unvanımız yok. Yok, çünkü bizim ormanlarımızın henüz envanteri bile yok! Nerede, ne kadar ve hangi ağacımız var henüz bilmiyoruz. Orman değerlerimizi bilmiyoruz. Acı ama gerçek budur!
Evet ne yapmamız lazım? Öncelikle beton kafaları değiştirmemiz şarttır.
Prof. Dr. Mete GÜNDOĞAN
Nektar alanlarını korumak gerekiyor
BEE’O’DAN 5 PROJE...
BEE’O Genel Müdürü Aslı Elif Tanuğur Samancı, bölgedeki arıcılarla sözleşmeli olarak çalışıyor ve yangından sonra yaptığı gezilerle onlara moral veriyor. “Bir an önce bu bölgelerde ağaçlandırma çalışmalarının başlaması ve tekrar nektar alanlarının sağlanması gerekiyor. Bizde geleceğimiz olan arıları yaşatmak için elimizden geleni yapmaya hazırız” diyor.
Eşi Taylan Samancı ile birlikte yarattıkları projede arı sütü, arı zehri, propolis gibi arı ürünlerini üretiyorlar. Tanuğur Samancı, “Biz bölge için 5 ayrı proje geliştirdik ve 20 milyon TL bütçe ayırdık. Şu anda bölgede üretilen bütün arı ürünlerini peşin fiyatına ve değerinden almaya hazırız. En azından bölgedeki 6 bin arıcı bu şekilde istihdam edilir ve arıcılığın devamı sağlanır” diye ekliyor.
Arılar için en gerekli nebat (ballı bitkiler) yabancı çilek, hayıt, akasya, püren, ballı bitki sarmağı olarak anlatılıyor.
KARABÜK Orman Mühendisliğinden Prof. Dr. Ali Kavgacı ile Isparta Orman Fakültesinden Prof. Dr. Mustafa Avcı’nın konuşmalarına da yer vereceğiz.
Paylaş