Arabamı nasıl sattım?

BU ülkede normal yollardan araba satmanın bile nasıl bir çile olduğunu yaşayarak öğrenmiş bulunuyorum.

Haberin Devamı

Başkaları da aynı sıkıntıyı çekmesin diye, bu kişisel deneyimi Hürriyet okurlarıyla paylaşmaya karar verdim.
Hikâyeye baştan başlayalım: Alıcıyla buluşup fiyatta anlaştıktan sonra notere gittik. Noter oldukça kalabalıktı. Numara alıp sıramızı bekledik. Sıramız gelince, görevli internetten arabamın sayfasını aradı ama açamadı. “Ekranda vergi borcu görünüyor” dedi. “Nasıl olur? Borcum olmadığını biliyorum” dedim. Gerçekten de arabanın tüm vergilerini, sigortasını yatırmış; bakımını, muayenesini yaptırmış; son birkaç ay içinde bu işler için yaklaşık bin lira ödemiştim. Ama noterdeki görevli, “Ekranda borçlu görünüyorsunuz. Yapabileceğim bir şey yok!” diyerek, Yeğenbey Vergi Dairesi’ne gitmemizi istedi.

YİNE SIRAYA GİRDİK

Oysa vergi dairesine gitmeden de ödeme yapılabiliyordu. Alıcıyla yakındaki Ziraat Bankası’na gittik. Yine numara alıp sıramızı bekledik. Sıramız geldiğinde bankadaki görevli, bugün yatırılacak paranın, karşı tarafın hesabına iki gün sonra işleneceğini söylemesin mi! Yani banka, bugün yatırılacak parayı iki gün tuttuktan sonra gönderecekti vergi dairesine. Oysa satış işlemini gerçekleştirebilmemiz için, söz konusu borcun hemen ödenmesi gerekiyordu. Borcu vergi dairesine internetten ödeme olasılığı aklımıza geldi. Bankada beklerken bu işi yapamazdık. İstanbul’daki oğlumu arayıp internetten bakıp borcu ödemesini istedim. Oğlum bir süre sonra arayarak, arabanın Ocak 2011 vergisinin ödenmemiş göründüğünü, ancak vergi dairesinin ödemeyi kabul etmediğini söyledi. Yani sizin anlayacağınız, salt işimiz görülsün diye “mükerrer ödeme”yi göze aldığımız halde ödeme yapılamıyordu! Yeniden notere koşturduk. Oradaki bir görevli, ilgili vergi dairesinin telefonunu verdi. Vergi dairesinde doğrudan muhatap bulmak olanaksızdı. Uzun ve bıktırıcı otomatik yanıtlardan sonra sonunda operatör aracılığıyla gerçek bir sese ulaşabildim. Telefondaki kadın görevli bana, Ocak 2011 vergisinin “30 kuruş eksik ödendiğini, faiziyle 1.5 TL ödenmesi gerektiğini” söyledi.

Haberin Devamı

SORUN 30 KURUŞMUŞ

Evet, bütün sorun bu 30 kuruşluk eksik ödemeymiş! Bunun da nasıl olduğunu anlamadım doğrusu. Telefondaki görevliye, ödeme işlemini daha önce internetten yaptığımı, ekranda ne görünüyorsa onu ödediğimi ve dekont aldığımı söyleyip duruma isyan edince, kadın, sorunun çözümü için banka ile görüşmem gerektiğini belirtti. Ama şansımı denemek üzere bana evrak kayıt numarası ile bir telefon numarası verdi. Cep telefonumdan o numarayı çevirip karşıma çıkan erkek görevliye durumu anlattım. Adamcağız çok anlayışlı davrandı ve bu saçmalık karşısında biraz da utanarak, “Hanımefendi, borç olarak görünen 1.5 TL’yi şimdi ben cebimden ödeyerek sorunu çözüyorum. Satış işlemini biraz sonra gerçekleştirebilirsiniz” dedi. Gerçekten teşekkürü hak eden bir incelikti.
Ama çilemiz henüz bitmemişti. Notere geri dönüp yeniden numara aldık. Sıramız gelince görevliye bir kez daha dert anlattık. Ruhsat ve ekrandaki bilgileri karşılaştıran görevli, şasi numarasında bir harfin uyuşmadığını açıkladı! Bilgiler uyuşmayınca, doğal olarak satış işlemini yapamıyorlardı. Asıl dosyada ne varsa, ekranda ve ruhsatta da o yazılmalıydı... Oysa bu bilgileri çelişkili biçimde kayda geçenler de yine Emniyet görevlileriydi!
İki saatlik soluk soluğa koşuşturmanın sonunda, başladığımız yerdeydik yine!

Haberin Devamı

EMNİYETTE AYNI DURUM

Arabaya atlayıp Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün yolunu tuttuk. Orada da numaratörden numara alıp beklemeye başladık. 30 kişi vardı önümüzde. Sonunda, alt kattaki arşiv odasına yönlendirildik. Oradaki memur, arabanın dosyasını çıkardı. Söylene söylene dosya ile ekrandaki bilgileri karşılaştırıp gerekli düzeltmeleri yaptı. Ardından da elimize bir de fotokopi vererek, onunla satışı yapabileceğimizi söyledi.
Saat 16.30 olmuştu. Paydosa yarım saat vardı. En yakın notere yetişmek üzere arabaya koştuk. Hedefe 16.50’de ulaşabildik. Noter gene kalabalıktı. İş bitimini geçse de bizi kabul ettiler. Bu kez elimizde ekranla uyumlu belge olduğundan sorun çıkmadı ve satış işlemi gerçekleşti. Araba satışında yaşadıklarım, bir daha araba almama konusundaki kararımı pekiştirdi. Şimdi arabasızım ve çok rahatım!
Doç. Dr. Özen AŞUT

Haberin Devamı

Sağlık Bakanlığı’nda müfettiş var mı yok mu

BASIN organlarına Sağlık Bakanlığı’nın açıklama yaparak, Hacettepe Üniversitesi’nin kompozit doku nakli ruhsatının iptal edildiği belirtilerek Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu’nun harekete geçtiği konunun müfettişlerce incelenerek soruşturma açıldığı belirtilmektedir. Ancak burada bir yanıltma veya yanlış anlama söz konusudur. Çünkü 2 Kasım 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 663 sayılı KHK ile Sağlık Bakanlığı’nda doğrudan Bakana bağlı Teftiş Kurulu Başkanlığı kaldırılmış ve burada çalışan müfettişlerin görevlerine ve unvanlarına son verilmiştir. Sağlık Bakanlığı teşkilat yapısında böyle bir birim bulunmadığı gibi kariyer bir meslek olarak görülen müfettişlik kaldırılmıştır. Dolayısıyla “organ nakli” hakkında Bakanlığın kamuoyuna duyurduğu şekilde böyle bir teftiş birimi ve müfettişler bulunmamaktadır. Bakanlık bu konuda belki kamuoyunu rahatlatmak adına bu açıklamayı yapmış olabilir ancak böyle hayati bir konuda resmi bir kurumun bu şekilde bir açıklama yapması skandaldır.
Lütfen bu yanlışı düzeltin.
Münir ÖZBEK

Yazarın Tüm Yazıları