BİLİM çevrelerinin ve yetkililerin tüm uyarılarına rağmen bildiğini okuyan ve Ankara’yı günlerce susuz bırakan Melih Gökçek su kesintilerini kaldırmıştır. Peki yaşanan bunca rezilliğin, çekilen acıların, hastalanan, ölen bebeklerin hesabını kim, nasıl verecek?
Devleti, suları boşa akıtarak, yanlış uygulamalarla trilyonlarca zarara uğratan kişiden nasıl hesap sorulacak?
Suları keserek özel su tankerlerinin (Çoğu Ankara plakalı değil, Güneydoğu ve Doğulu...) halka fahiş fiyatla faturasız su satışının hesabını kim verecektir? (Bu tanker şirketlerinde siyasetçilerin yakınları var mıdır?)
İnanılmaz sayıda su bidonunu İstanbul’da hangi plastikçiler üretmiştir; onların malını alıp Ankara’da kimler pazarlamıştır?
Bilmiyorum varsa öğrenmek isteriz.Sonra da sakın ’Halk sandıkta bunun hesabını soracaktır’ demeyin lütfen.
Aynen 22 Temmuz seçimlerinde olduğu gibi belediye çevrelerinden zengin olan ne kadar müteahhit, sonradan olma tüccar, işadamı varsa önünmüzdeki yerel seçimlerde yakınlık duydukları birilerine çalışacaklardır tabii..
O medya mensupları yok mu? Güzel sorular soran, sonra da tatlı tatlı dinleyen...
Çağdaş Gazeteciler Derneği, gazetecilik etiği açısından bir araştırma yaptırsa da bunların kimler olduğunu okusak ve bilsek...
Ankaralılar hiç şaşırmasın, gelecek yerel seçimlerde gene sürpriz olmayacaktır.
23 Temmuz sabahı gibi hüsran yaşanacaktır.
SAVCILAR VE MÜFETTİŞLER NEREDE
Şimdi savcıları ve kaldıysa vatanını seven müfettişleri göreve çağırıyorum. Devlet Memurları Kanunu gereği devleti zarara uğratmak, görevden gelen yetkisini kötüye kullanmak, ve görevini gereği gibi yapamamak suçlarından soruşturma açılmalı ve zimmet çıkarılmalıdır.
O boşa akan sularda tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır.
Ancak mahkemelere ilgili sivil toplum kuruluşları ve bilim adamları mutlaka yetkili olarak katılmalıdır ki ’vicdan’lar tatmin olmalıdır. L.S.
Cumhurbaşkanı olmalı
ANKARA Belediye Başkanı, suyun değerini kavrattı!
Su savurganlığını önledi!
12. Cumhurbaşkanımız Melih Gökçek olmalıdır.
Süleyman EKİM
Tuluntaş köyündeki vekil ’turizmi’...
GÖLBAŞI sınırları içinde bulunan Tuluntaş köyünde aynı isimle anılan bir mağara vardır. Köylülerin anlatımlarına göre sarkıt ve dikitleri barındıran mağara oldukça derindir.
İki hafta önce mağarayı ziyarete gittiğimizde mağaranın üzerine ’Parlementerler Sitesi’nin yapılmış olduğunu gördük ve mağaranın girişinin tehlikeli olduğu gerekçesiyle kapatıldığını, mağarayı gezmek amacıyla siteye girilmesine izin verilmediğini öğrendik.
Turizm açısından çok da zengin olmayan Ankara’nın sahip olduğu böylesine bir değerin heba edilmesine sessiz kalmamak gerektiğine inanıyorum.
Dr. Efsun MÜFTÜOĞLU
Sağlıklı yaşam
ANKARA’daki susuzluk sorununun yalnızca iklim şartlarıyla ilgili olmadığını bu konuda belediyenin de hazırlıksız yakalandığını sokakta kime sorsanız artık biliyor. Belediyenin parasını alt geçitlere, havuzlara yatıran Sayın Başkan susuzluğun yarattığı kötü ortam nedeniyle kapımızda bekleyen salgın hastalıklar birçok kişinin hayatını etkilerse bunun vicdani hesabını verebilecek mi?
Sayın Gökçek, biz alt geçit istemiyoruz, biz kışın dondurucu soğuğunda bile boşuna akan fıskiyeli havuzlar istemiyoruz. Biz suuu istiyoruz. Sağlıklı yaşamak istiyoruz.
Buna hakkımız yok mu?
Tuğrul ERAÇ
Adalet ve zulüm
HÜKÜMET göreve geldiği 2002 yılında ’eşit işe eşit ücret’ verileceğini aynı işi yapan çalışanların aynı statüye alınacağını söylemişti. Fakat geldiğimiz nokta verdikleri sözün tam tersi bir nokta. Bunun en bariz örneğini Sağlık Bakanlığı personelinde görmekteyiz. Kadrolu ebe var, vekil ebe var, 4/B’li ebe var, 4924 sayılı kanuna göre çalışan ebe var.
Yani anlayacağınız var da, var... Bu uygulamaların neresinde adalet? Aynı işi yapıyorsak aynı ücreti almalıyız aynı haklardan yararlanmalıyız değil mi? Biz sadece adalet istiyoruz. Çok bir şey istemiyoruz ki... Sadece adalet. Adalet tez verilmez ise yapılan işler zulümdür. Bu yıl yapılacak toplu görüşmelerden tek isteğimiz var eşit işe eşit ücretin ve eşit hakların sağlanmasıdır.
Şenol ŞAHİN Sağlık-Sen Ankara 1 Nolu Şube Başkanı
KISAKISA...
n ANKARAY’ın havalandırması çok yetersiz özellikle iş çıkış saatlerinde nefes almakta bile zorlanır hale geliyoruz. Bu sorunun giderilebilmesi için yetkililerden önlem almalarını rica ediyoruz.