Alevilere ‘aşure’ tat verir mi

Başbakan aşure seviyor ama cemevleri hâlâ mahzun!

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı aşure iftarı veriyor, Başbakan aşure iftarına katılıp aşure kaşıklıyor, doğacak torununa Ali adını vereceğini müjdeliyor. TBMM Başkanı aşure matem gününde konuşuyor; Hazreti Ali’yi Hazreti Hüseyin’i duygulu cümleler ile anıyor; Yezidleri lanetliyor. Dışişleri Bakanı, Necef’ten Kerbela’ya geçiyor, türbeleri ziyaret ediyor, siyah gömlek giyip ‘yeşil kravat’ takıyor, etrafındakilere kırmızı giymemelerini öğütlüyor, aşure matemine saygısını gösteriyor. Neredeyse, zincirlerle sırtını dövecek. Devlet büyükleri, Ali’den Hüseyin’den bahsederken, ‘tozu dumana’ katıyorlar ama iş Diyanet’in bütçesinden pay vermeye, cemevlerine ibadethane statüsü tanımaya gelince kem küm ede ede bir hal oluyorlar.
Alevi dedelerine maaş verelim mesele hallolmuş olsun havasındalar...
Gülen cemaati ile bir kısım Alevi cemaati, ‘cami-cemevi birlikteliğini’ simgeleyen bir yer tasarladılar Ankara’da.. Arkası gelir mi şüpheli? Alevi cemaatinin geri kalanının mutabakatı yok, itiraz ediyorlar.
Silahlı eşkıya şiddet yoluyla devlet ile pazarlık yapma imkânını elde etti. ‘Demokrasi vaveyla’sı altında nerdeyse haraç isteyecek hale geldiler. Çorum’da, Kahramanmaraş’ta katledilen, Madımak’ta yakılan her zaman barıştan yana olan Alevi cemaati hâlâ ‘hak’ peşinde... Ulufe değil ‘hak’ talep ediyor.
Nevşehir’deki üniversiteye Hacı Bektaş Veli adı verilmesi, köprüye Yavuz Sultan Selim adı konulmasının meydana getirdiği hayal kırıklığını bir ölçüde telafi edebilir ama yeterli değildir.
‘Aşure’ ağza tat verir ama Başbakan’ın da sık sık dile getirdiği gibi “Bal, Bal...” demekle ağız tatlanmaz.

Haberin Devamı

Her yer Kerbela, her gün aşure

“AŞURE hicri yılbaşının ilk ayı olan Muharrem’in 10. günüdür. Aşure, Arapça ‘aşra’dan gelmektedir.
Aşure 1374 yıl önce meydana gelen Kerbela vahşetinin adıdır. Aşure, Hz. Muhammed Efendimizin soyundan gelen Hz. Hüseyin ve bağlılarının zulme dayalı saltanatçı yaşam tarzını benimseyen Yezid ve bağlılarına başkaldırının şanlı adıdır. Aşure günü bize Hz. Hüseyin’in ve Evlad-ı Resul’ün zulme, işkenceye her türlü yolsuzluk ve hırsızlığa başkaldırışın ve insanca, onurlu bir yaşamın simgesel bir eylemidir.
Kerbela bize ayrılık, gayrılık getirmemelidir. Kerbela’yı her hatırlayışımızda bize Hüseynice bir yaşam ve bu yaşamda bize birlik kardeşlik ve sevgiyi hatırlatmalıdır.” (S. T.’den)

Haberin Devamı

Coş vakası büyüyor
Gazetecinin başına gelenler

ADANA Valisi H. Avni Coş’la, başından geçenlerle ilgili olarak 2008’den beri inanılmaz baskı gördüğünü söyleyen Vatan gazetesi eski muhabiri Ali Öztunç ilginç şeyler anlattı. Coş ile Kırklareli’nde geçen taciz haberini ilk gündeme getiren şimdi CHP kontenjanından RTÜK üyeliği yapan Öztunç 2008 yılında H. Avni Coş, Kırklareli valisi iken hakkındaki iddiaları haberleştirmiş ve o dönem çalıştığı Vatan gazetesinde manşet olmuştu.
CHP Kırklaerli Milletvekili Av. Turgut Dibek, dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a yazdığı mektup ile Edirne/Demirköy’de çekilen CD’ye ulaşan Öztunç, Vali Coş’un Dr. A.B.B.’yi taciz ettiği iddialarını gündeme getirmesinin ardından başına gelmeyen kalmadı.
Vali Coş, gazeteci Öztunç hakkında hem tazminat hem ceza davası açmıştı. Kırklareli valisi iken gazeteciyi Kırklareli mahkemesinde yargılatan Coş, mülki ve idari amir olma gücüyle mektup ve CD’ye rağmen Öztunç’un ceza almasını sağlamıştı.
Daha sonra davanın savcısı tarafından dosya hem usul hem esastan bozulması talebiyle Yargıtay’a gönderilmişti.
Bir tesadüf de Yargıtay’da yaşandı. Kırklareli’nde valilik makamını kullanan Coş, Yargıtay’da ise daire başkan vekili kardeşi hâkim Abdullah Coş’un dairesine dosyayı düşürmüştü. O dönem siyasilerin açıklamaları üzerine Yargıtay’ın zan altında kalmaması için valinin kardeşi dosyanın duruşmasına katılmadı ve Yargıtay tarafından ceza bozuldu.

Haberin Devamı

Milletvekilini bile korkutmak istemiş

CHP Milletvekili Turgut Dibek şunları anlatıyor:
“Kırklareli’ndeki görevi sırasında Vali Bey’le çok şey yaşadık, resmi bir törende benimle yan yana oturmamak için koltuğu kaldırttı, kendisi de sehpa üzerinde tören geçidini selamladı. Diyarbakır’da OHAL vali yardımcısıyken hakkında o kadar ihbar geldi ki, şaşırmıştım. Biz bunları bakanlığa verdik, ama ilgilenilmedi. Onun döneminde Kırklareli ve sonra gittiği Aydın’da emniyet müdürlerinin tayinlerini istediklerini biliyorum. Çünkü yasadışı emir verdiğini söylüyorlardı. 2009 seçimlerinde polis lojmanlarındaki sandıktan CHP birinci parti çıktı, nefretten bütün polisler bize oy vermişlerdi. Bizleri dahi korkutmak istiyordu. Bakanlık her şeyi açık olarak ortaya koymalı artık.”

Haberin Devamı

İnadına ‘din dersi’

ANTALYA’nın Elmalı ilçesindeki Atatürk İlkokulu’nda, ‘Okullar Hayat Olsun’ kampanyası kapsamında haftada 3 gün ve ders saatleri sırasında yetişkinlere yönelik Kuran kursları düzenleniyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kendi kursları bulunması ve Halk Eğitim boş olmasına karşın, ders saatlerinde yetişkinlerin okulda Kuran kursu almasının, kampanyanın amaçları ile örtüşmediği anlaşılıyor.
CHP Antalya Milletvekili Av. Gürkut Acar, Bakan Nabi Acar’a “Elmalı’da kaç okulda bu tür etkinlikler düzenlenmiştir? Atatürk İlkokulu’nda Kuran kursu düzenlenmesinin gerekçesi nedir? Ders saatleri sırasında ve haftada 3 gün yetişkinlerin okulda Kuran kursu alması uygun mudur? Başbakan’ın ‘dindar gençlik’ yetiştirme hedefi, Milli Eğitim Temel Kanunu’nun ‘Türk milli eğitiminde laiklik esastır’ hükmü ile örtüşmekte midir?

Haberin Devamı

OKUYUNUZ

Çulhaoğlu: Eleştirilerim siyasi içeriklidir

TÜRK Solu Gazetesi’nin başyazarı Gökçe Fırat Çulhaoğlu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün şikayeti üzerine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Adliyesi’nde ifade verdiğini açıkladı. Çulhaoğlu’nun açıklaması söyle:

‘Gazetemizin 422. sayısındaki ‘Tayyip Erdoğan artık PKK Eşbaşkanı’ başlıklı yazıyı kaleme alan ve kapak görselini hazırlattıran benim. Yazının içeriğinde Tayyip Erdoğan’ın en son açıkladığı ve adına ‘demokrasi paketi’ dediği düzenlemelerde yapılması öngörülen eşbaşkanlık düzenlemesinden hareketle ve hükümetin PKK ile görüşmesi, PKK’ya verilen tavizler nedeniyle başbakana PKK eşbaşkanı eleştirisi getirilmiştir. Ben kendim Türk Solu gazetesinin başyazarıyım aynı zamanda Ulusal Parti Genel Başkanıyım. Gazete yazısında yaptığım eleştiriler siyasi içerikli olup bizce gerçeği yansıtmaktadır. Herhangi bir suç unsuru veya hakaret içermemektedir. Uzlaşmak da istemiyorum.”

Pehlivanoğlu’nun başına gelenler

MHP’li MYK üyesi Özcan Pehlivanoğlu’nu 10 kasım günü Yenibosna’da Airport AVM’deki eşi ve oğlu alışveriş yaparken kendisi de Özsüt’ün açık alandaki yerine gazetelerini okumak için oturmak istemiş. Bir garson tarafından “burayı kapattık” diye uyarılmış. Bahçenin sol tarafında tesettürlü ve türbanlı bayanlar 5-6 genç varmış. Garsona ”Gerekçeniz nedir?” diye sorunca “Hiçbir gerekçemiz yok” karşılığını almış. Daha sonra Özsüt’e, garsonun tavrını şikayet etmiş; oradan AVM yönetimine geniş bir yazı yazarak durumu aktarmış. Pehlivanoğlu “Şimdi cevaplarını bekliyorum, bu işin sonunu bırakmayacağım, yargıya da gideceğim. Bu mahalle baskısından beter bir şey” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları