İstanbul toplu taşımda kullanılan entegre bilet sistemi
AKBİL'de yolsuzluk yapıldığı iddiası karşısında yaklaşık 5 yıl önce açılan soruşturmadan sonra açılan dava 1.5 yıldır sürüyor.
Bugüne kadar dokuz duruşma yapıldı.
Tayyip Erdoğan ile
Ali Müfit Gürtuna mahkemeye gelip ifade verdiler.
37 sanıklı davada, milletvekili seçilen
Mustafa Açıkalın, İdris Naim Şahin, Mikail Arslan ile Başbakan
Tayyip Erdoğan'ın dosyaları
Adalet Bakanlığı'na gönderildi.
Dokunulmazlıklarının kaldırılması için dosyalar şimdi
Adalet Bakanlığı'nda bekliyor.
Başından beri dava ile ilgili olarak dört ayrı bilirkişi raporu hazırlandı. Hepsinde de ortak kanaat, sistemin her türlü yolsuzluğa açık olduğu şeklinde... Hukukçular; Doç.
Adem Sözüer, Doç.
Ahmet Gökçen, Bilgisayarcı; Yard. Doç.
Elif Karslıgil Yavuz ve maliyeciler;
Hamit Öztürk (Üsküdar Vergi Dairesi müdürü) ve
Muammer Yavuz imzalı 36 sayfalık 4. bilirkişi raporunda;
‘‘AKBİL sistemine elle müdahale edildiği, sistemin baştan itibaren oluşturulmasında suiistimale açık olduğu ve sistemdeki bu durumun düzeltilmesi mümkün olmasına rağmen bunun yerine getirilmediği...’’ bildiriliyor.
EMİ HARİTA NEDİR?
Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, geçen ekim ayının 9, 22 ve 30'unda üç duruşma yapıldı. Son duruşmada, birdenbire 23.6.2003 tarihli bir Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu'nun raporu ortaya çıktı. Raporda
(Akbil sistemini uygulayan) BELBİM A.Ş'nin ihale açılmadan üstlenmiş olduğu Akıllı Bilet projesinin uygulanmasında tahsil edilen bilet bedellerinin kayıtlara geçirilmediği, bankalarda oluşturulan havuz hesaplarına yatırıldığı ve bu hesaplardan çeşitli kuruluşlara aktarıldığı iddialarının incelendiği, ‘‘1 trilyon liraya yakın
EMİ Harita Ltd. Şirketi’’ne aktarma yapıldığı ve konuyla ilgili incelemenin devam ettiği belirtiliyor.
SAVCININ ISRARI
(EMİ,
Tayyip Erdoğan'ın mahalle arkadaşı, belediyedeki danışmanı ve İstanbul Eğitim ve Gençlik Vakfı Yönetim Kurulu üyesi
Ahmet Ergün'ün kardeşi
Mustafa Ergün'ün şirketiydi. Ancak bugünkü sahibinin
Zeynel Abidin Erdem olduğu söyleniyor.)
Duruşmanın başında mahkeme heyeti, Savcı
Ahmet Kıpçak'tan esas hakkındaki görüşünü bildirmesini istedi. Ancak savcı, yukarıdaki raporda yer alan iddiaların incelenmesi için dosyanın bilirkişiye sevkini talep etti. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının itirazlarına karşın bu talebi kabul etti.
Gelecek duruşma 2 Aralık tarihinde yapılacak.
Ne yazık ki,
AKBİL sisteminin her türlü yolsuzluğa açık olduğu, elle müdahale edildiği 30.4.1999'daki ilk bilirkişi raporu ile belirlenmesine ve ve diğer üç bilirkişi raporunun da bu iddiaları doğrulamasına karşın sistem hálá uygulanıyor.
Bu sistem, düzeltilmesi gerektiği halde 4.5 yıldır niye düzeltilmiyor Sayın
Ali Müfit Gürtuna?.. Baykal Gürtuna’yı CHP’liler için test ettiriyor
‘‘HATIRLAR MISINIZ, köşenizde bundan 8-10 oy önce yazı çıkmıştı; size konuşan bir siyasetçi, 'Ali Müfit Gürtuna gelecek yerel seçimlerd
e CHP'ye de lazım olur'
diyordu. Gerçekten lazım oldu, baksanıza bunu 'bomba'
olarak duyuruyorlar. Bunların hepsi oyun, baksanıza Baykal
bile bu konudaki sorulara 'yok da diyemem, var da diyemem'
diyerek yanıtı ortada bırakıyor.
İlginç değil mi?’’ diyor bir dostumuz.
CHP yönetimi, partisinden
'aday' aramıyor, seçim kampanyasında harcamaları yüklenecek
'adam' arıyor. Geçen dönem
Adnan Polat kampanyada 1.5 milyon dolar harcamıştı.
Baykal uzun süreden beri ‘‘Bana kazanacak adam getirin?‘‘ diyor.
Mehmet Sevigen ve
Bülent Tanla da, 6 aydır sürdürdükleri görüşmeler sonunda
Gürtuna ismini kamuoyuna üflediler. Acaba
CHP'de bu isim benimsenir mi? Tepkiler şimdiden başladı.
İstanbul'da kişisel %10-12 oyu olduğu belirtilen
Gürtuna, AKP Büyük Kongresi'nde
AKP'ye girmeyi umut ediyordu. Nitekim kongreden önce, 17 Eylülde
Tercüman'da
(Ilıcak) yeralan söyleşisi şu başlıklarla veriliyordu:
‘‘Gürtuna isyan etti... Dört yıl cenderede yaşadım, benden istenen ANAP'a geçmem; Tayyip Bey'in aleyhine belge vermemdi’’
Gürtuna, Erdoğan ile aralarında güven bunalımı olmadığını belirterek AKP'ye
'selam' çakıyordu.
‘‘CHP'den aday olacak mısınız?’’ sorusunu ise
Gürtuna ‘‘Kime selam versem ertesi gün yazıyorlar’’ diye yalanlıyordu. Kişisel anketlerinde,
AKP'den aday olursa oy oranının %60'lara vardığını anlatıyordu. Bunun ardından da bazı gazetelerde
Gürtuna'nın
AKP'ye gireceği yazılıyordu.
Tayyip Erdoğan'ın cezaevine girmesinden sonraki belediye kadrolarını dağıtması nedeniyle
'cezalıydı' Gürtuna...
Gürtuna'nın yolu
GP, ANAP ve
DYP'den sonra
CHP ile kesişiyor; iki taraf açısından umutsuzca...
Üç bakan hemen istifa etmeli
ALMAN Yeşiller Partisi milletvekili
Cem Özdemir'in, 'bonus'ları kendi lehine kullandığı ortaya çıkınca istifa etmek zorunda kalmıştı.
Başbakan
Erdoğan, hortumculara karşı nasıl mücadele edeceklerini anlata dursun...
Hürriyet'te dün
Süleyman Demirkan'ın,
TİSK'in Mexico City'de yaptırdığı Atatürk anıtının açılışına katılan üç bakanın -
Güldal Akşit, Vecdi Gönül ve
Murat Başeskioğlu- havaalanında, batık
TYT Bank'ın sahipliği ile adını duyuran
Lapis Holding yetkililerince limuzinlerle ağırlandığını haberi bomba gibi düşüyordu gündeme...
Lapis'in sahibi
Apel Çelik, Türkiye'nin ilk banka hortumcusu olarak biliniyor. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
'hileli iflas'tan 3.5 yıl hapse mahkum oluyordu.
Çelik, 1994'deki krizde elkonulan
TYT Bank'tan 300 milyon dolar krediyi
Lapis şirketlerine aktarmıştı. Dava geçen hafta
Yargıtay'da
'usul' yönünden bozulduğundan yargılama yeniden görülecek;
Bülent Ener, Sabit Biter Özuslu ile 4 kişi de yeniden yargılanacak.
Tablo bu iken, başka bir ülkede böyle bir skandal yaşansa üç bakanın istifa etmesi gerekmez mi? Eder de burası
Türkiye... Biliyor musunuz?
KKTC Başbakanı
Derviş Eroğlu'nun, Şişli Belediye Başkanı
Mustafa Sarıgül'ün 3.600 metrelik Türk bayrağı örneğinden yola çıkarak, 1.000 metre uzunluğunda
KKTC bayrağı sipariş ettirdiğini; bunun 15 Kasım'da
Lefkoşa'da
KKTC devletinin 20. kuruluş yıldönümü törenlerinde sergileneceğini... Biliyor musunuz?