Komiserlik yapmak gibi bir niyetlerinin olmadığını, bugüne kadar da partizanlık yapmadıklarını söyleyen
Mertoğlu, hiçbir bürokratı siyasi güç kullanarak kuşatma altına almadıklarını, kendilerini bürokratların üstünde görmediklerini bildirdi.
Mertoğlu daha sonra şöyle diyor:
‘‘
Rize'de hiçbir bürokrat vesayet altında olduğunu söyleyemez. Ve de hiçbir arkadaşımız hiçbir müdüre emir vermemiştir. Biz bürokratlarla olan ilişkilerde geçmiş dönemde yapılan uygulamaların yapılmaması noktasında tüm teşkilat mensuplarımızı uyararak seviyeli olunmasını talep ettik; ediyoruz, edeceğiz.
AKP bürokrasiden siyaseti arındırmayı amaçlamaktadır.
Takdir edersiniz ki iktidar partisinin il başkanlığı olarak vatandaşlarımız akın akın il binamıza gelmekte, sorunlarına çözüm istemekte, taleplerinin karşılanması noktasında yardımcı olmamızı istemektedirler.
Zaman zaman bu talepler Genel Merkez'e kadar ulaşmakta, sadece vatandaşların sorularına cevap verebilmek uğruna Genel Merkez telefonları kilitlenmektedir.
AKP siyaseti bir ekip işi olarak görmektedir. Bundan dolayı Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarımız içerisinde değişik meslek gruplarında arkadaşlar bulunduğundan vatandaşların talep ve şikáyetlerinin tek elde toplanmasını arzu ettik. Bundan dolayı size ulaşan veya ulaştırılan bilgi notunu hazırladık. Bizim amacımız sizin yorumunuzun aksine siyaseti bürokrasiden, bürokratları da siyasetten kurtarmaktır.’’
Acaba bu söz, bütün AKP örgütleri için senet kabul edilebilir mi?
AÖF’ye öneri
ANADOLU Üniversitesi hem örgün, hem de Açık Öğretim öğrencileri okutan bir üniversite... Geçenlerde gazete ve TV'lerde örgün eğitimin lisans ve önlisans mezunları, isterlerse bölümleriyle ilgili olmamak üzere
AÖF programlarına sınavsız kaydolabilirler, diye yazdı. Ben
AÖF lisans mezunuyum; Açık Öğretim'in başka bölümlerini de okumak istiyorum. Ama bu fırsat biz
AÖF mezunlarına verilmiyor. Değer de verilmediği düşüncesindeyim. Acaba zaten işsiz kalan bu örgün eğitim mezunu arkadaşları başka dallara kaydırmak çare olabilir mi?
Konuyu gündeme getirmenizi rica ediyorum.
M. Muhammet ASLAN-İSTANBUL Uyanık belediye
AYVALIK'a bağlı
Altınova Belediyesi kimseye haber vermeden su paraları için bir tarife yayınlamış. 0-10 metreküpe kadar 500.000 TL. 50 metreküp ve üstü 3.500.000 TL+KDV olarak devam ediyor. Belediye, saatleri yılda bir okurum diyor. Bu sebeple hiçbirimizin düşük tarifeden ödeme şansı kalmıyor. Bir yıllık su parası hiçbir zaman alt tarifeye giremiyor. Bundan kurtulmak için banka havalesi ile yaptığımız ara ödemeleri de fatura karşılığı olmadığı için iki yıldır emanet hesabında tutuyorlarmış. Şimdi su paraları yüksek tarifeden ve cezalı olarak ödenecek diye tahakkuklar yapılıyor. Yüz milyonlarca lira su parası ve cezası ile karşı karşıya kaldık.
Hüsniye BAHŞİ Yarpuz Sitesi
ALTINOVA Çanakkale geçilmez!
ALTINOLUK'tan tatil dönüşü Çanakkale'ye geldiğimde (24.8.2003,16.00 civarı) iskelede müthiş bir düzensizlik vardı. Şehirlerarası otobüslere öncelik tanındığı için biz yaklaşık 1.5 saatte arabalı vapura binebildik. Bu süre içinde sıcaktan bunalmış insanların sıra yüzünden onlarca kavgasına tanık olduk. İskelenin hem fiziksel, hem personel hem de deniz taşıtı olarak son derece yetersiz olduğunu gördük. Kent bu iskeleyi taşımıyor, personelin az olduğu dikkat çekti. Çanakkale-Eceabat arasında arabalı sayısı artırılamaz mı? İlgisizlik ve kötü yönetim sebebi olabilir. Bu gezi sonrasında şunu öğrendim ki, Çanakkale gerçekten de geçilmezmiş.
Hasan MİHRİCAN
LEVENT Datça kaymakamı diyor ki
‘‘BİLİYOR musunuz?’’da (24.8.2003), mesai saatinde denize girerken gazeteci
Sinan Kara tarafından görüntülendiğini yazdığımız Datça Kaymakamı
Savaş Tuncer gönderdiği açıklamada özetle şöyle diyor:
‘‘Kaymakamın mesaisinin Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan haftalık 40 saatle sınırlı olmadığını, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nda düzenlenmiş görevleri itibarıyla başta toplumun huzur ve güvenliği olmak üzere mesai saatlerinin dışında birçok görevinin bulunduğunu ve bu görevlerin çoğunun özel hayattan özveride bulunularak yerine getirildiğini,
Bu şahsın şahsımla ilgili, ‘Köpeklerin denize girmesi yasak, aynı zamanda haramdır' haberi üzerine
Basın Konseyi'nce cezaya çarpıtılıp, adli yargıda da 3 ay 15 gün hapisle mahkûm edildiğini bilgilerinize arz ederim.’’
Kadıköy sahilinde manzara-ı umumiye
CADDEBOSTAN-Fenerbahçe sahili arasında oluşan manzaradan şikayetçiyim. Şöyle ki:
Fenerbahçe'den
Caddebostan'a sahilden pazar günü yürüyüş yapmak istedim. Dikkatimi, şezlonglarını alıp gelen bir karı-koca çekti. Hanım bikinisini giymiş, bey de mayosunu... Yanlarındaki tek şey de şezlongları. Çevreye verilen hiçbir rahatsızlık yok. Hatta yanımdaki akrabama dönüp
‘‘Helal olsun. Zaten amaç buydu. İstanbul sahillerinden yararlanmak. Belki henüz güvenip denize giremiyorlar ama en azından güneşlenmeye başlamışlar’’ dedim.
Biraz daha yürürken önümüzde kumla kaplı küçük bir sahil var; arkasında da oturulan bir bank... Birden gözlerime inanamıyorum. Bir kalabalık. Bir kısmı halılarını atıp çimenlere serilmiş, mangal yakıyor. Görgüsüzlük mü diyeyim? Et yiyebilecek parası olan var, olmayanı var. Kaldı ki orası piknik alanı değil. Karpuzlar getirilmiş, çekirdekler yerlere saçılmış. Piknik tüpü ile çay yapılıyor. Deniz derseniz içinde o kadar çok adam var ki, kimse yüzemiyor zaten. Herkes olduğu yerde. Donla denize giren mi dersiniz, her şey var. Yani güzelim sahil perişan. Sahilde insanların tüp ve mangal yakmasını engelleyecek bir görevli yok zaten. Bildiğim kadarıyla
Anadolu yakasında piknik yapılabilecek yerler var;
Beykoz gibi.
Şahsen bu görüntüden çok rahatsız olduk. Sahil kesiminden kim sorumluysa
(Kadıköy Belediyesi mi, yoksa Büyükşehir mi?) durumu en kısa sürede engellenmeli, yoksa sahil şeridimiz
Eminönü Meydanı'na dönecek.
Sinem BAŞARIR-İSTANBUL İSKİ’nin hesabı kafa karıştırıyor
İSKİ faturalarına benim de şikayetim var. Her ay belirli periyotlarla peşin para verip kontür karşılığı su satın alıyoruz. Birim fiyatını
İSKİ belirliyor. Bizlerin itiraz etme imkanımız yok. Bütün bu gerçekler ortada iken belirli bir süre sonra bir fatura gönderiliyor. Yaklaşık 35 günlük su faturasının tutarı kadar daha para isteniyor. Gerekçe kademe farkı...
Yani her ay 50 ekmek alan bir vatandaşın, evine misafir geliyor. 20 ekmek fazla tüketiyor. Fırıncı bu vatandaştan fazla ekmek tükettiği için fazla para isterse haklı mı? Üstelik ekmeklerin parasını peşin olarak aldığı halde...
Tarık YALUN-İSTANBUL Biliyor musunuz?
MİLLETVEKİLİ adayı olması için genel merkeze mektup yazan kayınbiraderini seçildikten sonra Milli Eğitim Müdürlüğü'ne atattıran AKP Milletvekili Dr.
Osman Akman'ın (eski başhekim), şimdi de bir başka akrabası olan Dr.
Arif Bulut'u da Devlet Hastanesi Başhekimliği'ne atanmasını sağladığını; yönetici vasfına sahip olmayan başhekimin,
AKP'nin örgütlerinden gelen bütün emir/önerileri yerine getirdiğini...
Biliyor musunuz?
MESAJ
16.8.2003 günü, 15.00’te
Bursa çıkışı olan
İzmir otoyolunda 111 km. ile gittiğimden 64 milyon ceza yedim. Radar aracının köprü altında gizlendiğini cezayı yazan memurlardan öğrendik. Hani radarlar sürücünün görebileceği yerlere yerleştirilecekti?
Erhan ERŞEN-İSTANBULSAYIN Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'e, köşeniz aracılığıyla seslenmek istiyorum.
İstanbul'da yaşanan kayıt işkencesini ve dönen rantı görmek istiyorsanız
Ataköy Cumhuriyet Lisesi'ne kendi müfettişlerinizi bir yollayın. Bu yıl yapılan kayıtları bir incelesinler, yeni kayıt için gelenlere bir baksınlar lütfen.
Ömer ERTUĞ-İSTANBUL