İZMİR’de CHP’li yerel yönetimler kendilerine aşırı güven duymuş, bunun sonucunda da umursamaz olmuş ve çevrelerini de görememişler.
AKP’de bunu fırsat bilip, bu seçimde İzmir’e yüklenmeye başlamış. Elazığ’dan gelip İzmir’e geçtik ve dün eski Bayındırlık Bakanı Binali Yıldırım’ın İstanbul-İzmir Otoyolu’nun tanıtma toplantısına katıldık. CHP’nin İzmir’de ‘tek kale’ maç oynaması AKP’nin iki bakanıyla (diğeri Ertuğrul Günay) yoğun bir tempoda çalışarak İzmirlilerin ‘gözünü açmaya’ çalışmaları siyasi dengeleri değiştirmiş. Bırakın AKP’lileri bazı CHP’liler de bu görüşte... Ama oya ne derece yansıyacak bilinmez. Başbakan Erdoğan’ın miting için geldiğinde İzmir’e mutlaka bir ‘sürprizi’ olacaktır. Güneydoğu’dan başını kaldırabilirse tabii Bir de şu var; Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan ‘yolsuzluk operasyonu’, Başkan Aziz Kocaoğlu’nun elini kolunu bağlamış. Bunun CHP’yi ‘altetmek’ için yapıldığı kanaati hakim... AKP’li Kayseri Belediyesi’nde olup bitenler unutuldu gitti bile; gündeme İzmir oturtuldu. AKP’nin ‘altın vuruşu’ sonucu Büyükşehir, hiçbir siyasi faaliyete katılamıyor; zaten ‘izlenmede’; dolayısıyla moraller de bozuk. Bu sürecin iyi yönetilmesi gerekir ama böyle ‘ağabey’ yok partide. CHP yönetimi ile ilçe belediyeler birbirlerinden kopuk; ilçe belediyeleri arasında bir koordinasyon da yok. CHP’li adaylar çalışıyorlar ama herkes tek telden çalıyor. AKP gibi organize çalışamıyorlar. Bir şemsiye altında değiller. Sorunların esas açmazı da bu. İzmir’in milletvekili sayısı iki artırarak 26 olmuş bu seçimde. Geçen 24’e göre, CHP 11 (Ecevit’in koruması Recai Birgün istifa etmişti), AKP 9 ve MHP 4 milletvekili çıkarmıştı. CHP yanlısı bir gazeteci dostumuza göre; CHP iki yeni milletvekilini kazanır; sayısı 13 olur, AKP yerinde sayar; MHP de 2’ye düşer. Bu biraz ‘olsa olsa’ metoduna benziyor. CHP’nin aynı sayıda (9) kalabileceği yorumlarını yapanlar da var. Ya da her iki bölgede birer yeni milletvekilliğini CHP ve AKP’nin alabileceği görüşleri de var. AKP’nin iki önemli bakanını İzmir’e göndermesi, İzmir’in ufkunu açacak proje vaadlerinin sıralaması, CHP’nin gözlerini açmışa benziyor. AKP de de bunun etkileri görmeye başlamış... CHP adayı Silivri’deki Mustafa Balbay’ı sorduk. Güçlü isminin CHP’deki sıkıntıları giderir mi? Ama şöyle bir yorum yaptılar: “Balbay’ın ‘Silivri üçlemesi’ adını verdiği; ‘Silivri Toplama Kampı-Zulümhane’; ‘Düşünüyorum O Halde Sanığım-Zulümhane’ ve ‘Zulümdar-Demokrasi Tanrısı’ (Cumhuriyet Kitapları) adlı kitapları en çok İzmir’de satılıyor” dediler. Doğu Perinçek’in de aday olduğu İzmir’de İP’li ekipler yoğun bir faaliyet içinde imişler.
Hukukçular ve bilirkişiler
BİNALİ Yıldırım, yasa gereği bakanlıktan ayrıldı ama bir bakan gibi karşılanıyor İzmir’de... Kampanyasını da ‘profesyonelce’ yürütüyor. İzmit Körfezi Geçişi dahil 421 km’lik İzmir-İstanbul Otoyolu Projesi ile ilgili olarak İzmir’de kurulan Belkahve Şantiyesi’nde bizlerle kahvaltı yaptı ve bu konudaki soruları yanıtladı. Bu şantiye çekilen kura sonucu, otoyolun İzmir’den çıkış bölümü, konsorsiyumda yer alan Özaltın’a (diğerleri Nurol, Makyol, Yüksel, Göçay ve İtalyan Astaldi) düşmüş, eski bakan Yıldırım “34’ten sonra 35 olacaksa yani EXPO vizyonunda ikinci şehir olacaksa...” dedi; 6.5 milyar dolara malolacak (faizleri ve öteki harcamalarla 9.5 milyar dolar) projenin, 53 ülkenin milli gelirinden büyük olduğunu söyledi. Sorular karşısında söylediklerini özetlersek, İzmir’in gelişmesinin çok yavaş olduğunu, Anadolu’ya ulaşım ağının bulunmadığını belirterek, Kadifekale sözünü hatırlatarak “Hizmet kalesini inşa etmeye geldik; 2023’te Türkiye ekonomisine katkısını göreceksiniz” dedi. Konsorsiyum, kredi temininde bir sorun yaşamıyor. Yükleniciler, bugüne kadar 100 milyon dolar harcamış... Otoyol AŞ’nin CEO’su Yavuz Batum, “Mali, teknik ve hukuksal ve ayrıca çevresel değerlendirmeler haklı olarak uzun sürebiliyor. 30 yabancı danışman firmanın raporlarının hazırlanması altı aylık gecikmeye neden oldu. Ancak “Bu ayın sonunda her şeyin olumlu olarak sonuçlanacağını bekliyoruz” dedi. Bakana göre en kıymetli şey zaman! Güzergah boyunca 400 milyon dolarlık kamulaştırma yapılıyor. Yasaya eklenen bir madde ile vatandaş “Ben para değil tarla istiyorum” derse bu konuda da uzlaşılıyor. Bakan “Vatandaşın hayatını karartmak istemiyoruz; esas olan uzlaşma” dedi.
BU SÖZLERE DİKKAT
AKP İzmir adayı Binali Yıldırım’ın, kamulaştırma ile ilgili hayli sert konuştu: “Kamulaştırmalarda en çok hukukçular para kazanıyorlar. Yargı süreci uzadıkça da ‘hasılatları’ da artıyor. Bir de bilirkişiler var! (Hukuk simsarları mı, sorusu üzerine).. Evet, bir ‘sektöre’ dönüşmüş, ahlaki bir sorun... Devlet hakkını onlar kadar titizlikle takip edemiyor. Ama biz de artık Hazine avukatlarına kazandıkları davalardan pay vermeye başladık. Bu tür davalara karşı özel avukat da tutacağız. Mahkemelerde davalar, bilirkişilere emanet edilmiş durumda. Benim zamanımı çalıyorlar. Yıldırım’la görüşmeden ayrılırken toplantının bir fotoğrafı hediye edilince şaşırdık. Şimdiye kadar Binali Yıldırım ile birlikte 10 binden fazla kişinin resmi çekilerek kendilerine armağan edilmiş. Müthiş bir kampanya.
Erdoğan ve Günay’ın 17 yıllık boykotları
ULAŞTIRMA eski Bakanı Binali Yıldırım, kabinenin güçlü isimlerinden. Ertuğrul Günay’la birlikte İzmir’e gönderildi ya... Tam pres sahadalar. Bunu önceki akşam İstanbul’dan geldiğimiz bir grup gazeteci ve Otoyol’un müteahhitleri ile yediğimiz yemekte fark ettik. Uzaktan dinlesek de “İstanbul’un ırzına geçiriliyor” dedi, galiba bu sözü Dolmabahçe’deki Gökkafes için söyledi. Biliyorsunuz, Belediye Başkanlığı döneminde Erdoğan, bu otelin üst katlarını yıkmak istemiş, polis tarafından engellenmişti. Nereden nereye? Günay, 1994 yerel seçiminde CHP adayı olarak Tayyip Erdoğan’la yarışa katılan adaylardandı. Yukardaki sözün ardından şöyle devam etti: “Tayyip Bey ve ben bu oteldeki hiçbir etkinliğe katılmıyoruz.” İnönü Stadyumu’nun genişletilmesi projesine karşı çıkan Bakan Günay’a Beşiktaşlılar hiç kızmamalıdır. Bakan, İstanbul’u düşünüyor; Dolmabahçe Sarayı’nın arkasında böyle bir yoğunluk olur mu? Anımsatalım; sadece Erdoğan ve Günay değil; birçok gazeteci de aynı eylemi sürdürüyor bugün. Bakandan ve müteahhitlerden çok şeyler öğrendik. İzmir medyası da bunları sık sık gündeme getiriyor. Yıldırım ve Günay, sabahtan gece yarılarına kadar çalışıyorlar. AKP, İzmir’i ‘korkutmadan’ kuşatabilir!